Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

Mustafa Çelik’in hac şiirleri

Mustafa Çelik’in hac şiirleri

1980 kuşağı şairlerinden Mustafa Çelik, yaklaşık kırk yıl aradan sonra ikinci şiir kitabı Niyaz Duruşu’nu yayınladı (2025). Ketebe Yayınları’ndan çıkan Niyaz Duruşu, hacc üzerine yazılan şiirlerden oluşmaktadır.

Niyaz Duruşu’nun ilk şiiri Yöneliş, Hac ibadetine niyet ederken, belki yola çıkışta yapılmış bir dua sanki: “ağır ağır çıkarıyor başını / saklandığı yerden utancım / keşke boynu bükük / kuru bir dal olsaydım”

Kitaptaki şiirlerin ortak özelliği dua ve niyaz niteliğinde olmalarıdır. İnsanoğlu, Allah’tan her türlü isteğini O’nun “Bana dua edin, kabul edeyim.” emri üzerine dua ve niyaz yoluyla dile getirir. Bu dile getirişlerin sanatsal bir ifade şekli de münacat dediğimiz edebi türlerdir.

Bir sanat eseri olan ancak sanatçının sanat endişesini bir kenara koyarak tüm samimiyetiyle kaleme aldığı münacatlar, edebiyat terimi olarak daha çok Allah’a yakarış maksadıyla yazılmış şiir ve düzyazı eserleri ifade eder.

Ben bu yazıda kısaca edebiyatımızda münacaat, hac imgesi ve şiirlerine değinip Mustafa Çelik’in Niyaz Duruşu kitabını tanıtmaya çalışacağım..

Hac Şiiri

Hac ibadeti, müslüman milletlerin edebiyatına çeşitli yönleriyle akseden önemli bir konudur.

Edebiyatımızda Hac Şiiri denince Nâbî’nin bir hac seferi sırasında yazdığı na’t gelir akla. Medine’ye ayak bastığı esnada Sakın terk-i edebden kûy-i mahbûb-i Hudâ’dır bu; / Nazargâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâ’dır budiye başlayan bu na’tı, Mescid-i Nebî’nin minârelerinden okunurken duyar.

Nâbî, hemen müezzini bulur. “Bu na’tı kimden ve nasıl öğrendiniz?” diye sorar. Müezzin “Bu gece Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- rüyâmızda bize; «Ümmetimden Nâbî isimli bir şâir beni ziyarete geliyor. Bu zât bana son derece aşk ve muhabbetle doludur. Bu aşkı sebebiyle onu Medîne minârelerinden kendi na’ti ile karşılayın!..» buyurdu. Biz de bu emr-i nebevîyi yerine getirdik...” der.

Nâbî, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. Hem ağlar, hem de şunları söyler: “Demek ki Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bana «ümmetim» dedi!

Demek ki, İki Cihân Güneşi beni ümmetliğe kabul buyurdu!..”

Türk edebiyatında, divan şiirinde ve bilhassa dini ve tasavvufi edebiyatta müstakil tema ya da bir imge olarak yer alan hac ibadeti için müstakil eserler de kaleme alınmıştır. Bu eserlerin bilinen en eski örneği, XIII. yüzyılın tanınmış şairlerinden Ahmed Fakih'in hacca gidip döndükten sonra kaleme aldığı Kitâbü Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe adlı şiir kitabıdır.

Hacc şiirlerinde, Hac ibadetinin eda edildiği Mekke ve Harem-i şerif ile civarındaki Arafat, Mina, Müzdelife gibi önemli mekanlar; buralardaki çeşitli ziyaret yerleri, ayrıca Medine ve Mescid-i Nebevi; Uhud, Bedir, Hendek savaşlarının cereyan ettiği mahaller: Mescid-i Kuba, Mescid-i Cum'a, Mescid-i Kıbleteyn ve Cennetü'I-Baki' gibi ziyaret mekanları anlatılmış, bu vesileyle yakarışlara da yer verilmiştir.

“Adın Kaldı Bir” Kitabı

Mustafa Çelik, edebiyat dünyasında, 1980’li yıllarda Mavera Edebiyat Dergisi’nde yayımlanan şiirleriyle tanınıyor.

Mustafa Çelik’in özgün bir şiir dili, güçlü bir sesi ve şiir severler tarafından bugüne kadar okunan, “Bir Kalbin Düşüş Günlüğü” gibi unutulmayan güzel şiirleri vardır.

İlk şiir kitabı “Adın Kaldı Bir” 1986 yılında Akabe Yayınları tarafından yayınlanmıştı. Kitaba adını veren şiirdeki bekledim / bir medine sarınsın yüreğim / bir ulu yar-ı gar / yürüsün ay doğmadan hasretim yürüsün / tutunsun şafağın eteklerine / neden sonra giyinsin gözlerimi / ağlasın... ağlasın... ağlasın / bir böyle yanmak düşer / dayanmak düşer buzlu dağlarında gönlün dizeleri Niyaz Duruşu’nu müjdeliyormuş meğer..

Mustafa Çelik, 1984-86 yılları arasında Mavera Edebiyat Dergisi’nin yazı işleri müdürü olarak da çalıştı. Aynı dönemde Akabe Yayınları’nı, 1986’dan itibaren de kurucusu olduğu Nehir Yayınları ve Anajansı yönetti.

Kurucuları arasında yer aldığı Kanal 7 Televizyonu’nun 1995’ten itibaren yirmi yıl Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Çok sayıda televizyon filminin ve dizinin yapımcılığını yürüttü.

Halen Kanal 7 Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ülke Televizyonu’nun Yönetim Kurulu Başkanı’dır.

Mustafa Çelik, Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir.

Niyaz Duruşu

Niyaz Duruşu’nun ikinci şiiri “İlk Görüş”te Kabe ile ilk karşılaşma anlatılmakta; uluhiyet karşısında duyumsanan acziyet ve fanilik dile getirilmektedir: “tükeniyor sayılar / aylar ve yıllar / geçmiş ve gelecek / bütün zamanlar / tükeniyor takvimler (…) tükeniyor dağlar ovalar / vadiler çöller / denizler ve nehirler / tükeniyor bütün coğrafyalar / soytarılar krallar ve ülkeler”

Hacc ibadeti eda edilirken a) Kâbe ziyaret edilir, tavaf yapılır; b) Arafat’da vakfe yapılır, c) Safa ile Merve arasında say yapılır, d) Mina'da şeytan taşlanır ve kurban kesilir.

Niyaz Duruşu’unda bu Hacc ibadetini eda süreci, şiirlerin “Dönüşler”, “Duruşlar”, “Gidişler Gelişler” ve “Taşlamalar” olmak üzere dört bölümde toplanmasıyla anlatılmaktadır.

“Dönüşler” bölümündeki şiirler Tavafta yapılan dualardan hareketle yazılmış. Tavaf yedi şafttan oluştuğundan yedi şiir var “Dönüşler” bölümünde.

Birinci Dönüş şiirinde “karışıp gidiyorum kucağında / okşandıkça çoğalan yağmurlarla / kollarını açmış sana yalvaran nehirlerle” (s.15) demiş. Varlığın yakarış korosuna coşkuyla katılıyor böylece.

İkinci Dönüş şiirinde “dönüyor atlar rüzgarların elinde yeleleri / siyahlara bürünmüş Evi’nin duvarlarına / başını yaslayınca / sakinleşecek bu fırtına” (s.16) diyor. Gerçekten fırtına sakinleşiyor ama bu kolay olmuyor.

Üçüncü Dönüş şiirinde “bakışlarının tozu olayım / savrulayım kum tanelerinin ardından / susuzluktan kavrulmuş dallarıma / su vereyim emzireyim susuzluğumu / ismail’in ayak parmaklarından” (s. 18) dizeleri insana dokunuyor.

Dördüncü Dönüş şiirinden “günahlardan tövbelerden sevaplardan / yalvarışlardan yakarışlardan ağıtlardan / dualardan dualardan dualardan dualardan / ne düştüyse insanlık ağacından nasibimize / yanımıza aldık el açtık boyun büktük / vardık yüreğimizin en tenha vakitlerinde / toplandık rengarenk bahçende / bir damlacık umarak affından” (s. 19) dizelerinin altını çizdim..

Beşinci Dönüş şiirinden seştiğim “ucu bucağı sendedir / tükenir mesafeler dilediğinde / aşkın büyüdükçe büyür / gür bir orman gibi içimde / gözyaşlarım nasıl da sarılır / hasretle o siyah eteklerine / kara bir örtüden ibaretmiş / meğer aramızdaki perde” (s. 20) dizeleri sanki sırrı ifşa ediyor.

Altıncı Dönüş şiirinden seçtiğim “arşın etrafında döne döne / meleklerin nasıl seni överse / kulların da över durur öylece / yağmur çamur gündüz gece / sabah akşam dünya döndükçe / döne döne Evi’nin çevresinde / tutunmuş ezan seslerine kuşlar / incecikten bir ilahi tutturmuşlar” dizeleri (s. 21) tavafın ruhunu ifade ediyor.

Yedinci Dönüş şiirinden seçtiğim “şahit olun e ellerim ayaklarım / dört döndüğüme sizinle birlikte / Makam-ı İbrahim’de / şahit olun kara günümde” (s. 23) ve “Ravaza’yı Kabe’yi Mekke’yi Medine’yi / göster efendimizin ayak izlerini / ayaklarının altından öpen çölleri” (s. 25) dizeleri de Dönüş bölümünü tamamlıyor.

Naz Duruşu’nun “Duruşlar” bölümünde Arafat’taki vakfeden hareketle birbirinden güzel beş şiir yazılmış: “buyur Allah’ım buyur / bükük boynumu getirdim / buyur Allah’ım buyur / yıkık gönlümü getirdim” (s.29) dizeleriyle başladığı Niyaz Duruşu şiirini “buyur Allah’ım buyur / karımı zararımı getirdim / açma kapağını amel defterimin / çürük hesabımı getirdim” dizeleriyle bitiriyor.

Bu bölümün ikinci şiiri Naz Duruşu’nu da “gafil avlandın asla gelmez sandın / mevsimi gelmiş de geçmiş feryadın / üst üste kodun böldün çarptın topladın / ey mustafa bir dirhem etmez imiş hasılatın” (s.30) dizeleriyle bitiriyor.

Veda Duruşu şiirinde “durdum düşündüm ağladım / göz kırptı dünya sofrası bana / döküldüm buğday başaklarından / yem oldum karıncalara” (s.31) dizeleri çok etkileyici..

Hamd Duruşu şiirinde ise “dokundukça sakinleştirir / yüreğimin üstünde / titreyip duran çölü / hamdolsun” (s. 33) dizeleri insanın dramını ve minnetini ifade ediyor.

“Duruşlar” bölümünün beşinci şiirinde de “kara haberler kederler geldi acılar / uğultusu hiç dinmeyen cins ağrılar / dertliler efkarlar dermansız yaralar / yürüyorlar alemlerin şifa kaynağına” dizeleri yankılanıyor gönlümde.

Niyaz Duruşu kitabını tanıtırken; “Dönüşler” ve “Duruşlar” bölümlerindeki şiirlerden tadımlık alıntıladığım birkaç dizeyle Mustafa Çelik’in şiirini dikkatlerinize sundum.

Niyaz Duruşu’nu “Gidişler Gelişler” ve “Taşlamalar” bölümlerindeki şiirlerinden yine dizeler alıntılayıp bütüncül bir bakış açısıyla bir yazı daha kaleme alarak tanıtmaya devam edeceğim inşallah..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yürekli Arşivi