İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

Mücadele Birliği Hareketi’nde Toplum Önderleri

Mücadele Birliği Hareketi’nde Toplum Önderleri

Mücadele Birliği Hareketiile ilgili yazılara biraz daha çok yer vermeye çalışacağım. Teşkilat yapımız ortaya çıksın, yaşadıklarımız bizimle yok olup gitmesin istiyorum,

Mücadele Birliği Hareketi’nde Toplum Önderleri

Mücadele Birliği Hareketi, 1964 Eylülünde yirmi iki yaşında Aykut Edibali ve Yavuz Aslanargun isimli, Hukuk Fakültesi öğrencisi iki gencin çağrısı, İlahiyatçı İhsan Ramiz Bayram’ın katkısı ve Konyalı aynı yaşta, daha sonraki ismiyle İlahiyatçı yedi gencin, Konyalı ilklerin, bu çağrıya “evet” demesi ile başlamıştı. Bu yedi kişiden biri kısa süre sonra ayrılmıştır.

Bunlardan Aykut Edibali'nin teşkilat çalışmalarındaki yerini daima önde tutmakla birlikte, Mücadele Birliği hareketinin toplum önderleri kadrosu yetiştirme hareketi olduğunu ifade etmemiz gerekir.

Mücadele Birliği, toplum önderleri kadrosu hazırlama hareketidir. Bundan neyi kastediyoruz, açıklayalım. Türkiye'de Liderler ekseriya “Düşün arkama, ben sizi kurtarayım” diye kendilerini takdim ederler. Onun için Türkiye’de partiler liderleri ile özdeş hale gelirler. Partilerinin ömürleri, liderlerinin liderlik ömürleri ile sınırlıdır. Hatta partinin isminden liderin ismi öndedir. Partileri kapansa bile liderlerin ismi etrafında yeni parti tekrar oluşur. Hatta bu partiler tekrar iktidara bile ulaşabilirler. AP kapatılınca, DYP, CHP problemle karşılaşınca DSP iktidar imkanlarını yakalamıştır. Erbakan liderliğinde icra-i faaliyet yaparken kaç parti kapatılmış, kurulmuştur. Yakın politik tarih itibariyle de bu örnekler, bu tezimizin ispatıdır. Mücadele Birliği hareketinde de elbette lider önemlidir. Ancak Mücadele Birliği’nin gücü, toplum önderleri kadrosu hazırlama çalışmasından kaynaklanmakta idi. O tarihe kadar hiçbir hareket toplum önderleri kadrosu yetiştirmeye yönelmemişti.

Teşkilatçılıkta en önemli görev. önderlik özelliklerine sahip, davanın doktrinine tam inanan, çalışma azmi ve kararı olan elemanı bulmaktır. “Deha enderdir.” Deha seviyesinde zekaya sahip elemanları bulmak zordur. Eleman, davayı orijinal geldiği için değil, gerçek olduğu için sahiplenmelidir.

1-Mücadele Birliği çalışmalarına genellikle okullarının en başarılı öğrencileri katılıyordu. Esasen en çok dikkati çeken de bu oluyordu. Senelerce sonra, Diyanet işleri Başkan yardımcısı birarkadaşım, bana şöyle söyledi “Benim tanıdığım bütün Mücadele Birliği mensupları, zeki, çalışkan, başarılı, aktif ,iyi konuşan kişilerdir.” Demişti. Aynı ile gerçektir..

2- Elemanları bilgi ve kültür cihetiyle geliştirme, toplum önderi hazırlığında başta gelir. Bütün bunların yanında, toplum önderi, sevk ve idare bilgisine sahip olmalı, karar verebilmeli ve icraat yapabilmelidir. Toplum Önderi yetiştirilmesini hedefleyen el kitabı “Kadroların Vazifeleri” bu pratiği sağlamaya yöneliktir. Aykut Edibali tarafından sistemize edilip neşredilmiştir.Çok kuralcı olduğu için uygulamada aynı başarıyı elde edebildiğimizi sanmıyorum. Buna rağmen konusunda tektir.

Elbette toplum önderleri, bilgili ve kültürlü olmalıdır. Bunu sağlamak üzere kültür çalışmaları ismini verdiğimiz, küçük gruplar halindeki seminer çalışmalarında bunları vermeye çalışıyorduk. Bu çalışmalarla elemanların olaylara bakış açılarında derinlik ve birlik sağlanabiliyordu.

Önder, sevk ve idare bilgisine sahip olmalı, müstakil karar verebilmeli ve icraat yapabilmelidir. Elemanın bu yeteneği pratiklerle geliştirilir, pekiştirilebilir. Bu da elemanlara kontrollü sorumluluk vermekle mümkün olur. Her elemanın sorumluluk alanı vardı. Sorumluluk alanındaki bütün çalışmaları ve önderlik seviyeleri ölçme-değerlendirmeye tabi tutuluyordu. Küçük bir otokritik. Başlangıçta daha programlı yapılan bu işlem, giderek zayıflamıştı. Yetenekleri ve önderlik özellikleri iyice bilinmeyen arkadaşlarımızın sorumluluklara getirilmeleri problemlerin çıkmasına, telafisi imkansız problemlerin çıkmasına sebep olmuştur.

3. Toplum Önderleri kadrosu hiyerarşize edilmeli, çok zaruri olmadıkça bu hiyerarşi bozulmamalıdır. Bunun için de kadroların, üst yöneticiler tarafından iyi bilinmesi, tam tanınması gerekir. Başlangıç döneminde hiyerarşide önde olan bir arkadaşımız üzerine daha önde olanı sorumlu yapıyorduk. Bu sistemin bozulması büyük problemlere sebep olmuştur. Halbuki her iki eleman da yüksek önderlik özelliklerine sahip arkadaşlarımızdı. Ben sorumluluk yüklendiğim illerde, hiyerarşiyi korumaya büyük özen gösteriyordum. Bir ilde yetenekli birini keşfettim diye, hemen sorumlu değiştirmeyi hiç düşünmedim. Sorumluluğum dışındaki bazı illerde böyle problemlere şahit oldum. Müdahil olduğumda iş işten geçmişti.

4. Toplum Önderi, önderlik özelliğini kaybedebilir. Hastalık vs. gibi arızî sebeplerle önderlik yeteneklerinin kaybolması nadirattandır. Lider, teşkilata olan güvenini, teşkilatın başarısına olan güvenini kaybederse önderlik özelliklerini de kaybeder. Önderlik özelliğini kaybedenlerin teşkilatın başında bulunmaya devam etmesi, teşkilatı önce atıl hale getirir, sonra da büyük problemlerin çıkmasına zemin hazırlamış olur.

5. Haset afettir. Kabil, Habil’i haset ettiği için öldürmüştür. Yeryüzünde ilk cinayet haset yüzünden işlenmiştir. Kuran-ı Kerim’in Felak Suresi’nde hasetçinin hasedinden Allah’a sığınma tavsiye ediliyor. Teşkilat çalışmalarında bunların çok çeşitli örneklerine şahit olduk.. Gece karanlığında, siyah taş üstünde siyah karıncanın hareketi gibi hissedilmeden gönüller hasede kayıveriyor. Bunun sonunda akla gelmeyecek büyük problemler ortaya çıkıyor. Hele bu haset sorumlular arasında olursa daha vahim oluyor. Bir de üst sorumlular arasında olursa tehlikeyi varın görün. Burada örneklemekten hazer edeceğim ciddî şahitliklerim var.

7. Lider de insandır. Zaman zaman insanî zaafiyetlere düşmesi mümkündür. Ancak bunu hissettirmeye, heyecanını kaybettiğini hissettirmeye hakkı yoktur. Liderin endişelerinin hissedilmesi, hatta yakın çevresi tarafından hissedilmesi, kısa zamanda bütün teşkilatı sarar, sarsar. Bazı il sorumlularının sarsıntıları, illerde büyük problemlere yol açmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Küçükköy Arşivi