İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

Otağ Yayınevi Yöneticisi Abdüllatif Metin

Abdüllatif Metin, aslen Adanalıdır. İ.Ü. Fen Fakültesi,Biyoloji Bölümü mezunudur. Otağ Yayınevi’nin üst yönetim sorumlusudur. Otağ yönetimine Mehmet Çetin Abi görevlendirmiş, Okulunu bitirdikten sonra öğretmenlik almamış ve öğrenci evlerinde kalarak, kifaf-ı nefs (zaruri ihtiyaçlar., asgari ücretin yarısı, belki üçte biri) miktarı bir para alarak, sabah yedi akşam yirmi otağ yayınevine, Allah rızası için hizmet vermiştir. Mezun olduktan sonra bir süre, bir özel okulda girdiği dersler kadar ücret almıştır. Mezun olduktan sonra tayin isteği oldu mu, Mehmet Çetin Abi mi hizmete devamı istedi bilmiyorum. Belkide onun teklifi üzerine Teşkilat çalışmalarına bağlı kalmış ve sonra da Mücadele Birliği hizmetlerine hayatını vakfetmiştir.

Otağ Yayınevi Yeni binasına taşındıktan sonra, bir yayınevi bölümü vardı, bir de Kitabevi bölümü. Kitabevi bölümünde Turistlerin gelip geçtikleri yol üstünde olduğu için, onlara hitap eden kitapların, broşürlerin de satıldığı dükkandı.

Mehmet Çetin Abinin sağlığında üst katı büyük bir salondu. Mehmet Çetin Abinin özel çalışma odası gibi idi. Mehmet Çetin Abi, sabah, buraya geçer, genellikle neşredilecek kitapların tashihi ile meşgul olurdu

Genel Para Kasası Yeniden Milli Mücade Mecmuası binasında idi. Külli bir ödeme olacaksa buraya gelir, ihtiyaç kadar para alır veya elindeki parayı İlave eder giderdi. Genel kasa ile benim hiçbir ilgim olmazdı. Mehmet Abi vefatına müncer olan ayağındaki çatlak üzerine kasanın anahtarını bana verdi ve Otağ yönetimini, ekonomik yönü dahil işletme olarak Abdüllatif Metin arkadaşımıza bırakmıştı. Onun vefatından sonra Otağ yönetiminin resmi sahipliği kime devredildi, bilmiyorum. Ancak yönetimi Abdüllatif Metin arkadaşımızda devam etti. Aykut Edibali Abi Otağ Yayınevi ile daha çok ilgilenmeye başladı. Bir bakıma onun şahsına bağlı hale gelmeye başladı. Bir önemli değişiklik de işleyiş tarzında oldu. Mehmet Çetin Abi döneminde antikomünist Sağ kültürüne, Türkiye kültürüne, hatta Dünya kültürüne açılmak üzere iken, Aykut Edibali’nin kendi yazdığı kitapların Yayınevi haline geldi. Otağ Yayınevi ile, Teşkilatlanmadan sorumlu olmama rağmen hiçbir ekonomik bağım olmadı., Merkezi kasa sorumluluğu bende idi, 1978 yılında ameliyat için sorumluluklarımı Mustafa Sağ’a, Aykut Abinin emri ile devredinceye kadar Otağ’dan merkezi kasaya bir kuruş girme veya çıkma olmamıştır.

Ben günlük harcamaları programlar, yazar, kasanın içine kordum. Gelen paraları da kaydederdim. Aykut Abi bazen Mecmuaya gelir şahsi harcamaları için kasadan para alırdı. Ben o gelince kasanın kilidini açar, ayrılırdım. Liderimizin aldığı parayı sınırlayacak bir teşebbüste bulunmazdım, bunu aklımın ucundan bile geçirmezdim. O bazen bana ödeme durumunuz nasıl der, ben de listeyi incelemesi için verirdim. Oradan uzaklaşırdım. O kasanın önündeki masanın sandalyesine oturur. Kasadan paraları çıkarır, sayar, liste ile karşılaştırma yapar, içinden bir miktar para alır, bir küçük kağıda aldığı miktarı yazar, hatta altını imzalar, kasayı kilitler, seslenir, anahtarı bana uzatırdı. O ayrılınca ben kasayı açar, bakardım. Aldığı miktarı Mücadele Birliği kitabımda, Yüksek bir memurun ücreti kadar diye ifade etmiştim. Tabiiki liderimizin Kifaf-ı nefs kadar ücretinin olmasını uygun görmezdik, ne kadar alsa layık görürdük. Hiç araştırmadığım bir konu, Mecmuadan Otağağ’a geçerdi. Oradan da para alır mıydı, hiç bilmezdim, hâlâ da bilmiyorum. Düşünmezdim, düşünmüyorum da. Abdüllatif Metin’e bir defa bile sormadım.

Ben 1978 Nisanında ameliyat için Mecmuadan ayrıldıktan sonra Abdüllatif Metin arkadaşımız görevinin başında idi. Daha sonra, bu şartlarda ne kadar devam etti, bilmiyorum. Belki de hâlâ sürdürüyor olabilir.

Mecadele birliği Hareketi 1978-80 arasında büyük savrulmaya uğramasaydı. şu anda bin civarında hesapladığım Prof. doç. ünvanlı akademik kariyer sahipli arkadaşımızın, ilerletmeyi yürütemeyen yüzlerce edebiyatçımızın eserlerini neşre elbette kifayet etmeyecekti. Daha neler, neler...

Mehmet Çetin abinin sağlığında Otağ Yayınevi bir genel mali teftiş geçirdi. Bunu Abdllatif Metin arkadaşımıza hiç yansıtmadık. Benim heşşehrim, okul ve asker arkadaşım Muhasebeci Yusuf Ünal ilgilendi, hayrına hizmet verdi. Sonra da Konya’dan Mevlüt Baltacı arkadaşımızı İstanbul’a intikal ettirdik. Yusuf Ünal Mevlüt Baltacı ve Salim Demirezen arkadaşlarımızı muhasebecik kursundan geçirdi.

Abdüllatif Metin arkadaşımızın kibarlığını her zaman takdir ettim. Çevresine daima sevgi ile bakardı. Yüksek sesine hiç şahit olmadım. Gönül kırdığına hiç vakıf olmadım. Sanki efendilik örneği olmak için yaratılmış gibiydi. Allah selamet versin. Kendisinden hayat hikayesini yazmasını rica etmiştim. O da bana havale etmiş. Teşekkür ederim. Gogl'da Abdüllatif Metin sayfasına baktım. Son seçimlerde Millet Partisi'nden Milletvekili adayı olmuş. Daha fazla bilgi bulamadım. Bir arkadaşım merak etmiş. Sevdiğimiz bu arkadaş acaba şimdi nerelerde diye yazmış. Başka bir arkadaşımız İstanbul'da Emeklilik günlerini geçiriyor, diye cevap vermiş.. İkisi de saygılı ifadeler kullanmışlar. zaten her zaman saygıyı hak eder.

Abdüllatif Metin arkadaşımıza Allah selamet versin. Sağlıklı, hizmet dolu, uzun ömürler nasip etsin.

************

YORUMLARDAN EK

Mehmet Ceylan

Abdulletif Metin Abi ile Otağ matbasi Topkapı tesislerinde emrinde çalıştım bize müdürlük yada patronluk değil gerçekten bir abilik yaptı. Sonra Bayrak matbaasi oldu.

1988 Yılinda IDP Eminönü ilce baskanı olarak RP il baskani olduğu donemde Cumhurbaskanı Recep Tayyip Erdogan ile görüşmemizde İstanbul İmam Hatip den hocası oldugunu söyleyip kendilerini sormustu

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.