Sedat Yılmaz

Sedat Yılmaz

Savaş enflasyonu ne mesajlar veriyor?

Savaş enflasyonu ne mesajlar veriyor?

Pandemi ve Ukrayna krizi etkili katmerli enflasyonun diğer adıyla fiyat artışlarının, nerede duracağı pek belli değil.

Salgın sürecinde yükselen küresel enflasyon Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle daha şiddetlendi. Mart ayı enflasyonları Nisan başından itibaren birer birer açıklanacak. Bizdeki enflasyon yükselişte dünya ile beraber olacak ama oransal olarak yukarı yönlü farklılık gösterecek.

Mart enflasyonunu alevlendiren tabii ki enerji fiyatları. Petrolün 130 dolarları geçtiği, doğalgaz fiyatlarının tarihi rekorlar kırdığı bu ayda fiyatlar elbette yerinde sayacak değildi. Arz ve tedarik sorunları sebebiyle maliyet, talep ve beklenti üçlüsünün piyasayı hercümerç ettiği bir ortamda temenni edilen tek konu savaşın bir an önce bitmesi ve herkesin işine bakması…

Savaş ve pandeminin devam ettiği bu dönemde artan enflasyona karşı merkez bankalarının faiz artışları kanaatime göre maliyet artırmaktan öteye gidemeyecek. Girdiler arasına bir de faiz baskısı girecek. Demek istediğim, ağzına kadar dolmuş enflasyon bardağının taşması için bir damla gerekiyordu... Şimdi o damlayı merkez bankaları faiz artırarak resmen oluşturuyor.

***

Madalyonun bir yüzü siyasi, diğer yüzü ekonomik. ABD, Avrupa, Rusya ve arka planda Çin’in müdahil göründüğü yeni çatışma düzeni bugünün meselesi gibi görünse de tahkimat 2000’li yılların ürünü. Öncü sarsıntıların sıkıştırdığı fay hatları bugün yaşanan depremi gün yüzüne çıkardı. Ancak zelzelenin öncü mü yoksa gerçek mi olduğu henüz kesin değil.

Milenyumun çocukları, korumacı ticaret savaşlarıyla başlatıp pandemiyle devam ettirdikleri itiş-kakışı Rusya – Ukrayna savaşıyla sürdürüyor. Her iki cephe, kapanlar kurarak mevzi almaya çalışıyor. Geçmişte ABD’nin Afganistan yemini yutan Rusya, şimdi aynı şekilde Ukrayna meselesiyle karşı karşıya ancak daha temkinli. Rusya’nın bugünkü avantajı, elinde bulundurduğu enerji kaynakları ve batıya karşı daha şuurlanmış Çin’in az da olsa desteği.

Rusya kurulan kapanın farkına geç vardı. İşi çabuk hallederim dedi, fakat beklemediği ‘batının fendi’ne düşünce yavaş hareket ederek zaman kazanma yolunu seçti. Ekonomik ambargolar Rusya’nın elini kolunu bağlamada bugün için etkili olmuş görünüyor. Fakat ‘zor oyunu bozar’ misali MIR ve Ruble silahlarının batı cephesini ummadığı yerden vurduğunu da söylemek mümkün.

***

Şimdi bugünlerde ‘Cepheler savaşında tarafsız kalmak ne kadar mümkün olacak? Dünyanın yandığı bir ortamda tarafsızlık nereye kadar?’ soruları, ülke hükümetlerinin en fazla üzerinde durduğu konu. Petrol ve doğalgazı elinde tutan ülkelerin durumları belli. Mamafih tarafsızlıkta ülkelerin kendilerine yön arama isteği sanki ambargo yeme korkusu.

Konjonktürden en fazla olumsuz etkilenen ülkelerin başında Türkiye ise daha cesur. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki hükümetin hem bölgesel barışı korumak, hem ticaretin tıkanmasını önlemek ve arzda tedarik sorunlarını aşmak için var gücüyle Rusya ve Ukrayna hükümetlerine orta yolu gösteriyor. Bir yandan da Rusya – Ukrayna savaşı sonrasına hazırlanıyor.

Türkiye NATO ittifakında olmasına karşılık, tarafları itidale, barışa çekmeye çalışırken perde arkasında oynanan enerji oyunlarını faş etmekten çekinmiyor. Türkiye, ‘Avrupa’nın enerji ihtiyacını ABD’nin sağlayamayacağı, taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği, kıta Avrupa’sının Rusya başta olmak üzere Azerbaycan, Türk cumhuriyetleri, İran ve Ortadoğu’ya muhtaç olduğu’ yolundaki telkinlerini sürdürüyor.

***

Pandeminin üzerine gelen savaş enflasyonu petrol, doğalgaz, gıda ve maden emtiasında yürekleri hoplatan fiyatları ortaya koyarken küresel finansal sistemin sahipliğini bırakmak istemeyen ABD’nin korkuları sebebiyle oluşturduğu kaotik durum, aslında Rusya’nın hemen arkasında uyuduğu zannedilen Çin’i de ilgilendiriyor. Finansal ve teknolojik olarak muhasara altında tutulan Çin’in ticaret savaşını, hangi safhaya döndüreceğini bugünden kestirmek oldukça zor.

ABD, Rusya’nın operasyonu yavaş yürüterek ve çatışmaları ateşkese götürerek güç topladığı ve asla barışa razı olmadığı savını dünyaya yaymaya ve Avrupa’yı korkutmaya uğraşıyor. Dolayısıyla ABD coğrafi olarak Rusya’yı kuzey, güney ve batıdan çevreleme hareketini sürdürürken bölgedeki savaşın bitmesini de asla istemiyor. Fotoğraf ortada… Beyaz Saray ambargo ve diplomasiyle çatışmaları körüklüyor, ateş altındaki Ukrayna halkının kurtuluşuna yönelik bir formül üretmiyor.

Aslında Rus ekonomisinin dayanıklılığı, bölgede oynanan oyunların sürecini belirleyecek. Zaman içinde Rus mukavemeti artarsa, bölgeye barış gelebilir. Fakat Rusya zafiyet gösterirse savaşın bitme ihtimali zayıf. Şayet dünya ve bölge barışı ile ekonomik sıkıntıların ortadan kalkması isteniyorsa mezkur konjonktürde tarafsızlıktan ziyade yapıcı insanî taraftarlığa ihtiyaç var.

analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi