Sosyal Mesafe mi, Fiziksel Mesafe mi?

Doktora yaptığım yıllara (1996-2002) kadar uzanır “sosyal mesafe” kavramıyla tanışıklığım. Dini gruplar arası ilişkiler bağlamında din, kimlik ve önyargı konusunu araştırırken sıklıkla  karşıma çıkardı.

Covid-19 pandemisi gündeme gelince önleyici tedbirler bağlamında  “sosyal mesafe”  kavramıyla tanıştık toplum olarak.

Soru şu: Son günlerde dilimizden düşmeyen “sosyal mesafe” kavramı psikoloji, sosyoloji ve sosyal psikolojide kullanıldığı anlamda mı kullanılıyor yoksa bu kavrama yeni anlamlar mı yüklendi?

Dil canlı bir organizma gibidir. Dili oluşturan kelimeler ve kavramlar zamanla anlam daralması ya da genişlemesi  yaşayabilir. Dahası kelimeler ve kavramlar aldığı yeni şekil ve muhtevaya göre zihin ve duygu dünyamızda, dolayısıyla davranışlarımızda ve ilişkilerimizde yeni etkiler oluşturabilir. “Galatı meşhurun lügatı fasihten evla” olduğunu hatırda tutarak söylüyorum bütün bunları. 

Covid-19 ile ilgili İngilizce yayınlarda da sosyal mesafe (social distance) ifadesi geçiyor. Anlaşılan kavramı doğrudan almışız literal tercüme ederek. 

“Sosyal mesafe” acaba sadece “fiziksel/bedensel uzaklığı” mı (physical distance) ifade ediyor? Yoksa “duygusal uzaklık” (emotional distance) ve “bilişsel  uzaklık”ta (cognitive distance) dahil midir “sosyal mesafe”ye.

Şimdi tekrar soralım: Son günlerde zihin dünyamıza iyice yerleşen  bu kavramla ne kastediliyor acaba?

İlk olarak Bogardus tarafından 1925 yılında bir ölçmek geliştiriliyor “Sosyal Mesafe/Uzaklık Ölçeği” (Social Distance Scales) adında. Kısaca “Bogardus Ölçeği” de deniyor buna.  

Ölçeğin amacı “öteki gruplara yönelik  ön yargıları ve bunun davranışlara dönüşmüş şeklini” tespit etmek.

X milletten/dinden/ mezhepten  bir kişiyle ilgili olarak:  “Onunla evlenirim?” “Şahsi dostluk kurarım”, “Aynı mahallede ikamet ederim”, “İş ortaklığı yapayım” ya da “Onu ülkemde görmek istemem” tarzında önyargı ve ayrımcılığı tespite yönelik maddeler  mevcut bu ölçekte.

Dikkat edilecek olursa fiziksel mesafeyle birlikte duygusal ve düşünsel mesafeyi de içeren bir anlama sahip sosyal mesafe kavramı.

Şimdi sorabiliriz: Koronalı günlerde hastalığın bulaşmasının önünü kesmek için sosyal mesafe mi lazım bize yoksa fiziksel mesafe mi?

Sosyal mesafe bizi birbirimizden sadece fiziksel olarak değil duygusal ve düşünsel olarak da  uzaklaştırır.  

Kavramlar canlıdır, bulaşır. Onlarla düşünürüz, onlarla dünya kurarız. “Dil düşüncenin evidir” der ya Haidegger, aynen öyle. 

Bu nedenle “sosyal yakınlık, fiziksel (bedensel) mesafe” kavramlarını kullanmak gerekir diye düşünüyorum. 

Acaba postcorona sonrası aşırı bireyselleşmiş, her türlü sıcak ve yakın ilişkiden uzak yeni insan için önerilen bir kavram mıdır sosyal mesafe? Farkında olmadan yeni dünyanın kodları kavramlarla yerleştiriliyor mu bilincimizin en açık ve en mahrem yerlerine?

Ne diyordu Cemal Süreya: “Terimler, eşek arıları”. Bu nedenle terimleri  kullanırken onların bizi zehirleyebileceğini düşünmek durumundayız.

Eleştiri değil benimkisi, sadece sesli düşünüYORUM.

 

Prof. Dr. Asım Yapıcı 

ASBÜ İslami İlimler Fakültesi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum