Selami Kaytancı

Selami Kaytancı

Tarih, İbret Alınmak İçindir!..

 

(Müslüman Kürt Kardeşime Açık Mektup!..)

 

Hemen ilk başta söyleyeyim, bu mektubum, sadece “Müslüman Kürt” kardeşlerimedir; Marksist, dinsiz, imansız Kürtler’e mektubu Mehmetçik yolluyor!..

Sevgili kardeşim, sen hiç GERTRUDE BELL ismini duydun mu?!.. Ben sana onu özet olarak anlatacağım; ama daha fazlasını merak edersen, internette kitaplar dolusu bilgi bulabilirsin…

gertrude-bell-3.jpg

G. BELL, 14 Temmuz 1868’de İngiltere’de, kırk bin işçi çalıştıran bir İngiliz çelik ve kömür sanayi devinin çocuğu olarak dünyaya gelir. İki yaşında annesini kaybeder. Kadınların okutulmadığı o yıllarda, üvey annesinin yardımıyla OXFORD Üniversitesi’ne girer ve “tarih, coğrafya, arkeoloji” bölümünü, hem de iki senede, birincilikle bitiren ilk kız öğrenci olur.

Tarih ve arkeolojiye olan tutkusu, onu Osmanlı topraklarına atar. Sahip olduğu sınırsız maddi imkanla, Osmanlı topraklarını karış karış dolaşır … At ve deve sırtında Türkiye, Mısır, Suriye, Irak, Filistin, İran’ı hallaç pamuğu gibi atan BELL, anadili dışında Almanca, Fransızca, İtalyanca, Türkçe, Kürtçe, Farsça ve Arapça’yı anadili gibi öğrenir… Dağcı, tarihçi, yazar, dilbilimci, arkeolog, kaşif, fotoğrafçı gibi ünvanları olan BELL, birçok arkeolojik kazıya katılır, birçok tarihi eserin gün yüzüne çıkmasına vesile olur. Şirazlı Hafız’ın “Divan”ını  İngilizce’ye çevirir ve bu çeviri, halen en iyi çeviridir. Gezip dolaştığı yerlerle ilgili, tarihi belge niteliğinde 75.000 fotoğraf çeker.

Bak sevgili kardeşim, buraya kadar sanırım herkes, bu kadına, bu kadının parlak zekasına, dehasına, azim ve gayretine şapka çıkarır!.. Ben de büyük bir hayranlıkla şapka çıkarıyorum bu kadına!..

arabistanli-lawrens,gertrude-bell.jpg

Ancak, bundan sonrası, senin ve benim için çok hazin, çok dramatik ve çok ibretlik levhalar içeriyor. Ailesinin sunduğu nimetlere sırt çevirip yaşamını Arabistan çöllerinde sürdürmeyi yeğleyen ve hiç evlenmeyen bu kadın, tüm Arap coğrafyasında “ÇÖL KRALİÇESİ” olarak adlandırılır. Bir İNGİLİZ CASUSU olan  Bell, elinde cetvelle  Ortadoğu ülkelerinin sınırlarını çizen, ülkelere kukla krallar atayan bir kadındır. Arap isyanlarının örgütleyicisi “ARABİSTANLI LAWRENS” adlı casusu yetiştiren, Osmanlı’yı parçalayan kadındır… Irak adlı, sınırlarını cetvelle kendisinin çizdiği bir ülke yaratıp başına da Suud Faysal’ı kral olarak tayin eden kadındır…

 

Hikayesi pek çok ve pek uzun olan bu kadın, İngiltere'nin Osmanlı toprakları üzerindeki sömürgeci planlarını nakış işler gibi gerçekleştirerek ülkesinin kahramanı olmuş bir kadındır.

Peki, bu kadın bu büyük işleri nasıl başarmıştır?!.. Türkçe, Kürtçe, Farsça ve Arapça’yı çok iyi bildiği için, Ortadoğu’da yüzlerce aşiret ve kabileyle kolayca ilişki kurmuş… Birbirine düşürebileceği ve Osmanlı’ya karşı ayaklandırabileceği kabileleri tek tek belirlemiş... Bu coğrafyadaki bütün kabilelerin, dini cemaat, mezhep ve tarikatların demografik yapısını belirleyip haritalarını çıkarmış… Bunlarla ilgili binlerce sayfa tutan rapor mektuplar hazırlayıp İngiltere’ye göndermiş. Osmanlı’dan yana, Osmanlı’ya karşı kimler var, tek tek belirlemiş; bunların zaaflarını, güçlü yönlerini araştırıp bulmuş… Bunların birbirlerine nasıl düşman edilebileceklerini, Osmanlı’ya karşı nasıl kullanılabileceklerini tespit etmiş…

Onun hazırladığı raporlarla İngilizler, Osmanlı’yı parçalamış ve bundan sonrası için de elli yıllık, yüz yıllık planlar hazırlamışlar. Bu gün bu coğrafyalarda yaşadığımız her acının, her zulmün, her sorunun temelinde, bu kadının yaptığı bu çalışmalar vardır ne yazık ki!.. Ve ne yazık ki, sade suya tirit yüzlerce araştırma yapan bizim akademisyenlerimiz, tarihçilerimiz, sır  olduğu için yayımlanmamış yüzlerce mektup – belgenin yanında, bu kadının yayımlanmış binlerce mektup – belgesi üzerinde bir doktora tezi, bir araştırma yapmamışlardır…

Hayatı, “ÇÖL KRALİÇESİ” adıyla filme de alınan bu kadın ajan, Osmanlı coğrafyasından, T.C. dahil, 65 ülke çıkartmayı başarmıştır. Arapları bize karşı kışkırtmak için, kimisini İngiliz altınlarıyla satın almış, kimisine bağımsız ülke ve o ülkeye krallık teklif etmiş; bunlarla elde edemediklerini, Arap kadınlarını kaçırıp tecavüz eden Cemal Paşa gibilerinin ahlaksızlıklarını  Türklerin geneline mal ederek aleyhte propagandalar yapmış veya milliyetçi – ırkçı söylemleri ön plana çıkararak hizaya getirmiştir.

Çok sevdiğim, ama tüylerimi de diken diken eden bir atasözümüz var: “Dedesi ekşi erik yer, torununun dişleri kamaşır!..” Sevgili kardeşim, bu gün Ortadoğu coğrafyasında yaşanan acılar, akan kan ve gözyaşları, çekilen acı ve ıstıraplar, acaba dün Osmanlı’ya sırt çeviren, İngiliz keferesi ile, casusları ile iş birliği yapan dedelerin yediği ekşi eriğin, torunlara fatura edilmesi midir diye düşünüyor insan…

Sevgili kardeşim, sen “KÜRT” kökenli birisin; ben de “TÜRK” kökenli biriyim… Biz seninle “kan kardeşi” değil; ama “din kardeşi”yiz, “can kardeşi”yiz… Bizim inancımızda, “kan kardeşliği”nin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur!.. Bizim asıl kardeşlerimiz, aynı Allah’a, aynı peygambere, aynı dine inanan, aynı kıbleye yönelenlerdir!.. Sen bir Türk anne babadan, ben de Kürt bir anne babadan dünyaya getirilmiş olabilirdim. Seni ve beni yaratan Allah, “Ancak mü’minler birbirinin kardeşidir!..” diyor; “Üstünlük, ancak takva iledir!..” diyor.

Senin ve senin gibi düşünenlerin kırgınlıklarınızı, kaygılarınızı çok iyi biliyorum, anlıyorum!.. Bu ülkede “Kürtler”, yıllarca ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüler!.. Ama inan ki kardeşim, “kardeşin” olan ben ve benim gibilerin bu işte hiçbir dahli ve günahı asla olmadı!.. Türkiye Cumhuriyeti, GERTRUDE BELL’in, İngiltere’nin Mısır Konsolosluğu’nda, Müslüman Türk düşmanı, Yahudi asıllı İngiliz Başbakan’ı CHURCHİLL’e sunduğu bir proje olarak kuruldu ve ne yazık ki, birilerinin projesi olarak da devam etti!..  

arabistanli-lawrens-1.jpg

Gertrude Bell ve onun yetiştirmesi Lawrens’ın sinsi planları ile, Arapları Osmanlı’ya karşı kışkırtıp Ortadoğu’yu elimizden koparıp aldılar. Ancak, Çanakkale ve Kut’ul Amâre ile, bizi biyolojik olarak yok edemeyeceklerini iyice anladıklarından, İngiltere Göçmenler Bakanı, İslam ve Türk düşmanı GLADSTONE’un önerisiyle, Lozan’da yaptıkları planla, bizi kültürel soykırıma tabi tuttular. Anadolu topraklarına sıkıştırdıkları Türk ve Kürt’ü, birbirinden kopartıp parçalamak için, bu ülkede “Kürtler”e bilinçli olarak “ikinci sınıf vatandaş” muamelesi uygulattılar; bilinçli olarak aşağılayarak, aramızı açmayı, böylece de ülkemizi parçalamayı hedeflediler!..

Cumhuriyet tarihi boyunca, İngiltere, Fransa ve ABD’den “barış gönüllüsü” adı altında veya bilmem ne adı altında, çoğu zaman satılmış idarecilerimizin bilgi ve koruması altında, binlerce Gertrude Bell’ler, Lawrensler Doğu’ya, Güneydoğu’ya gelip ajanlık yaptılar; bizi birbirimize düşman yapmak için, içimizden alçaklar yetiştirdiler…

Güzel kardeşim, bu ülkede yalnız siz mi aşağılandınız, horlandınız, zulme uğradınız?!.. Asla!.. “Öz vatanında garipsin, öz yurdunda parya!..” diyor ya büyük şair Necip Fazıl, Müslümanca yaşamak isteyen bu vatanın öz evlatları da en az sizin kadar, belki sizden daha fazla aşağılandı, hakarete uğradı, zulüm ve işkence gördü!.. Hepsi, cebren, bilerek ve isteyerek, planlı olarak yapıldı!.. Çünkü onlar bizim “özümüze”, “imanımıza” düşmandılar!..

Doğuda , Güneydoğuda jandarma dipçiği, dışkı yedirilen, Türkçe bilmeyen anasının, mahkemede ana dilinde konuşması yasaklanan… Kürt kardeşime yapılanlarla, başı örtülü olduğu için orduevlerinden, üniversite kapılarından, milletin meclisinden kovulan, öcü gibi gösterilen; dini inançları, ibadetleri… ile alay edilip aşağılanan Müslüman kardeşime yapılanlar, aynı sinsi projenin ürünü değil miydi?!..

FETÖ hain projesiyle, asker kılıklı hainler eliyle, bu ülkeyi parçalamak için, hem size hem de bize kumpaslar kuruldu!.. İblis’in bile aklına gelmeyecek projeler ürettiler!.. “Kürtlere zulmederek”, Kürtleri devlete düşman etmeye çalıştılar!.. Müslümanlara zulmederek, Müslüman çocuklarını, kuzu postuna bürünmüş FETÖ alçağının kucağına attılar; bu milletin binlerce temiz evladını “vatan haini” haline dönüştürdüler ve bunu, yine İblis’in bile aklına gelmeyecek şekilde, “Müslüman” rolü oynayarak yaptırdılar!..

Müslümanlara bu ülkede her tür hakaret, aşağılama, zulüm… reva görülürken, hiçbir Müslüman, devletine isyan etme, ülkenin, milletin malına mülküne zarar verme, yakıp yıkıp yağmalama… eyleminde bulunmadı!.. Aslında o zulmü yapanlar, bunları bekliyorlardı; ama kimse bu hataya düşmedi çok şükür!..

Kürtçe kasetin, şarkı söylemenin bile yasak olduğu yıllardan, Kürt kardeşlerimizin her tür özgürlüğünün sağlandığı, Kürt’le Türk’ün kucaklaştığı bu günlere geldik çok şükür!.. Biz bu kardeşlik bayrağını, bin yıl önce, Selahaddini Eyyubi’den almıştık; sonsuza kadar da taşıyacağız!..

BİZ KARDEŞİZ; KARDEŞLİĞİMİZİ BOZMAK İSTEYEN TÜM ALÇAKLARA İNAT, GELİNİZ BİRLİK OLUP BUNLARA UNUTAMAYACAKLARI BİR DERS VERELİM!.. ALLAH İÇİN!.. HESAP GÜNÜ İÇİN!..

GERTRUDE BELL’LERİ, LAWRENS’LERİ, GLADSTONE’LARI, CHURCHİLL’LERİ MEZARLARINDA TAKLA ATTIRALIM!..

KÜRT KARDEŞLERİMİZİN HUZUR İÇİNDE YAŞAYABİLECEKLERİ YEGANE ORTAK DEVLET, TÜRKİYE'DİR... AKSİNİ DÜŞÜNEN, HÜSRANA UĞRAR!..

BİZ KÜRT’ÜZ, BİZ TÜRK’ÜZ; AYNI İMANLA YAN YANA YAŞAR, YAN YANA ÖLÜRÜZ!..

 

Selami Kaytancı

30.01.2018, Adana

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum