İrfan Küçükköy

İrfan Küçükköy

Türkiye petrol ülkesi oluyor mu?

Türkiye petrol ülkesi oluyor mu?

Bu sorunun cevabı "evet" ise Türkiye'de herkes'in düğün bayram yapması gerekir. O zaman Türkiye bir hazinedir. Hazinenin korunması için çok daha fazla bekçilik gerekir. Basra körfezi ülkeleri petrol rezevrlerine göre oluşturuldu. tabii olmayan sınırlar böyle oluşturuldu. Konunun önemini çok daha derinden hissetmemiz gerekir. Böyle bir konunun seçim malzemesi yapılamayacak kadar önemli olduğu idrak edilmelidir. Sadece seçimden hemen önce bunların açıklanması konuya güveni azalttı. Ben hiç bir kimsenin bu kadar büyük yalan söyleyebileceğine inanmıyorum. Aksi halde seçim kazanılmış olmasına rağmen tarih affetmez. Tarihin affetmediği tarihi yalanlar çoktur. Allah kimseyi o katagoriye düşürmesin. Ben bu kadar büyük bir yalanın olacağına inanmıyorum. Bu yazıyı çok önce gördüm, seçim ortamında leyhte, aleyhte dile getirmedim. Gogle'de gördüğüm bu inceleme yazısını bunun için şimdi, seçim ortamı sonrasında Facebook sayfamda paylaşıyorum. Önce nakletmiş olsaydım, bir çokları gibi ben de iktidar borazanı sanılacak idim. Tersi de aynı. Gıg desem yok satan muhalefet bezirganı sanılacaktım.

Türkiye genişliğinde bir ülkede, üstelik petrol alanlarına bitişik ülkede petrol havzalarının bulunmaması imkansız. Aynı şeyleri doğalgaz bulunmaları için de ifade edebiliriz.

İrfan Küçükköy

TÜRKİYE'DE BİR MİLYAR TONDAN FAZLA PETROL REZEVRİ

UĞUR BECERKLİ'den naklen Necati Varlıklı

Türkiye’nin 1 milyar tondan fazla petrolü var

Türkiye’nin 2022 sonu itibariyle yeraltında 1 milyar 205 milyon ton petrolü bulunuyor. Bunun 239 milyon tonu üretilebilir durumda. Kümülatif üretim ise 168 milyon tonu geçti. 1999 yılında 2,9 milyon ton olan yıllık ham petrol üretimi, 2022 sonunda 3 milyon 583 bin tona ulaştı.

Uğur Becerikli

Okuma süresi

3 dk. 14 sn.

Türkiye’nin 1 milyar tondan fazla petrolü var

Karbon temelli ve organik maddelerin başkalaşımı ile ortaya çıkan petrol hem önemli bir enerji kaynağı hem de kimyasal bir hammadde. Fabrikaların, araçların, elektrik üretiminin önemli kaynaklarından biri olması yanında, plastik, temizlik deterjanları ve tekstil ürünleri gibi yüzlerce farklı alanda kullanılıyor. Türkiye’de Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Siirt, Şanlıurfa ve Mardin’de petrol yatakları bulunurken, karada ve denizde arama çalışmaları da sürdürülüyor. İhtiyacının henüz yaklaşık 7’de 1’ini üretebilen Türkiye’nin üretimi ise yıllar içinde önemli artış kaydetti. Türkiye’de komşu ülkelerden daha az petrol keşfi yapılmasının en önemli nedeni ise yatakların coğrafi özellikler nedeniyle daha derinde bulunması.

Çengen’den Gabar’a

Bugünkü Türkiye sınırları içinde ilk sondaj, 1890 yılında İskenderun Çengen’de açılmıştı. 1940 yılında ise Batman’da Raman-1 kuyusunda petrol bulundu. 1934-1955 yılları arasında 100 bin metre sondaj yapılarak 95 arama yapılmıştı. 2022 yılında ise 191 arama çalışmasında 421 bin 408 metre sondaj yapıldı. 49 kuyuda petrol tespit edilirken 65 kuyuda üretim yapıldı.

5 Bin 500’den Fazla Kuyu Var

2022 yılı sonu itibariyle Türkiye’de toplam 5 bin 532 kuyu var ve 10 milyon 534 bin 898 metre sondaj yapıldı. Bu kuyulardan 2 bin 236’sında, toplam 3 milyon 886 bin ton petrol üretimi gerçekleşti. Kuyuların 3 bin 407’si Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO), 104’ü Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğüne (MTA), 346’sı yerli şirketlere, bin 304’ü yabancı şirketlere, 371’i ise yerle-yabancı ortak şirketlere ait.

Türkiye’nin 1 milyar tondan fazla petrolü var

Üretim Her Yıl Artıyor

Türkiye’de 1999 yılında 2 milyon 939 bin 896 ton ham petrol üretimi yapılmıştı. 2020 yılına kadar bu rakama yakın seyreden üretim, bu yılda 3 milyon 202 bin 924 tona ulaştı. 2021 yılında 3 milyon 441 bin 659 ton olan üretim, 2022 yılında ise 3 milyon 583 bin 40 ton olarak kaydedildi.

Türkiye’nin Rezervi

Türkiye’nin mevcut tespitlere göre toplam 1 milyar 205 milyar 926 bin 331 ton petrol rezervi var. Bunun 239 milyon 639 bin 1 tonu üretilebilir durumda. Kümülatif üretim ise 169 milyon 829 in 912 ton, kalan üretebilir petrol miktarı 70 milyon 829 bin 89 ton.

Türkiye’nin 1 milyar tondan fazla petrolü var

Gabar’dan Yeni Müjdeler Bekleniyor

2022 yılında Şırnak Gabar Dağı’nda 150 milyon varil net petrol rezervi keşfedilmişti. Yaklaşık 12 milyar dolar değere sahip olduğu tahmin edilen sahadaki 4 kuyuda günlük 5 bin varil üretim yapılıyor. Bu keşif, Türkiye’deki ortalama üretimin üzerinde. Buna ek olarak yeni bir keşif için müjde bekleniyor. Dışa bağımlılığı azaltacağı için az ya da çok olmaksızın her türlü üretim önemseniyor.

ETİKETLER

MTA

Petrol

Petrol Arama

TPAO

Yeraltı Zenginlikleri

Ekonomi

KAYNAK

Türkiye'nin kömür rezervleri doğal gaza dönüştürülecek

Karadeniz gazından sonra klasik madencilikle çıkarılamayan ülke genelindeki yaklaşık 20 milyar ton kömürün "yer altında" yakılarak doğal gaz ve hidrojen olmak üzere ekonomik getirisi yüksek sentez gazların üretimi için düğmeye basıldı.

Türkiye'nin kömür rezervleri doğal gaza dönüştürülecek

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) işbirliğindeki "Enerji Akademi Programı" kapsamında, jeolojik zorluklar imkan tanımadığından madencilik yapılamayan linyitleri ekonomik değeri yüksek gazlara dönüştürmek üzere desteklenmeye hak kazanan projenin yürütüldüğü İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Laboratuvarları, kapılarını açtı.

"Trakya Havzası kömürlerinin yeraltı gazlaştırma potansiyelinin araştırılması, tek boyutlu gazlaştırma deneyleri ile sentez gaz kompozisyonunun belirlenmesi" isimli projenin yürütücüsü İTÜ Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Fişne, dünyada giderek yaygınlaşan "kömürü yerinde gazlaştırma" yönteminin, klasik madencilikle üretilemeyecek durumdaki kömürlerin yer üstünden sondajlar açılarak yer altındayken yakılması prensibine dayandığını anlattı.

Yerin altındaki kömür kaynağının ancak jeolojik koşullar müsaade ettiğinde çıkartılabileceğini dile getiren Fişne, şöyle konuştu:

"Bu koşullar el vermediğinde istense de bu kaynaklar kullanılamaz. Yerinde gazlaştırma teknolojisi, bu tip kaynakları değerlendirmek için geliştirilmiş bir yöntem. Türkiye'de de bu tür sahalar çoğunlukta. Bu yöntemle klasik madencilik yöntemleriyle hiç değerlendirilemeyecek yani çıkarılamayacak durumdaki kömür kaynaklarını, ekonomik değer haline getirmeyi planlıyoruz. Kömürü yerinde gazlaştırarak yani kömür madenciliğinin olmadığı sahalarda yer üstünden sondajlarla yerin altındayken kömürü yakarak başta doğal gazın yüzde 70-90'ını oluşturan metan gazı ile hidrojen üretimini sağlayacak yüksek teknolojiyi ülkemizde ilk defa başlatıyoruz."

Katma değeri daha yüksek gazlar elde edilecek

Fişne, Türkiye'de kömürün çıkarıldıktan sonra yakılarak gazlaştırılması üzerine pilot çalışmaların yapıldığını ancak yer altındayken gazlaştırma teknolojisinin ilk kez üniversite-sanayi işbirliğiyle başlattıklarını ifade etti.

İTÜ yürütücülüğündeki projelerinde EÜAŞ'ın uhdesinde bulunan Trakya havzasındaki kömürlerin yerinde gazlaştırma yöntemiyle değerlendirilme potansiyelini araştıracaklarını belirten Fişne, "Normalde linyitin kalorifik değeri düşük. Kömürün yer altındayken gazlaştırılması ile katma değeri daha yüksek gazlar elde edilecek. Bu gazların ekonomik değeri de çok yüksek." dedi.

"Kömür temiz enerji kaynağına dönüştürülmüş oluyor"

Karadeniz gazından sonra Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak yeni bir projeyi başlatmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Fişne, şöyle konuştu:

"Kömürden başta doğal gaz elde edeceğiz. Bu doğal gazın içinde başta metan ve hidrojen olmak üzere etan, karbonmonoksit, propan gibi kalorifik değeri olan gazlar elde edilmesini hedefliyoruz. Doğal gazın bileşimi yüzde 70-90 oranında metan gazından oluşuyor. Bu saydığımız ürünlerde ülkemiz tamamen yurt dışına bağlı. Dolayısıyla yurt dışından değil kendi kaynaklarımızla hatta ekonomiye kazandıramayacağımız bir kaynaktan bunları elde ettiğimizi düşünürsek projemizin olumlu sonuçları ortaya çıkacaktır. Tüm bu gazlara da sentez gaz diyoruz ve bu gazlar enerji üretiminde ya da sanayinin çeşitli dallarında pek çok amaç için kullanılabilecek. Böylece kömür, temiz enerji kaynağına da dönüştürülmüş oluyor. Yani termik santrallerde artık kömür yakmıyorsunuz bunun yerine elde ettiğiniz kalorifik değeri daha yüksek temiz gazları yakarak elektrik enerjisi elde edebiliyorsunuz."

"Ekonomiye büyük katkı sağlanacak"

Doç. Dr. Fişne, Türkiye'de yaklaşık 20 milyar tonluk linyit kömürü rezervinden yılda ortalama 80-100 milyon ton üretim yapılabildiğini belirterek, "20 milyar tonluk kaynağımızdan, yerinde gazlaştırma projesi hayata geçtiğinde ekonomiye büyük katkı sağlanacak. Projemiz başarı ile neticelenip ilk gaz üretimini gerçekleştirdiğimizde Karadeniz gazında yaşadığımız sevincin bir benzerini ülkemize yaşatmak istiyoruz." dedi.

İTÜ'lü akademisyen Fişne, Çin'de "hidrojen" ihtiyacının yaklaşık yüzde 70'inin, yer altında ve yer üstünde gazlaştırma ile kömürden elde edildiğini belirterek, projeleriyle HYSouthMarmara Hidrojen Vadisi Projesi'ne de katkı sağlamayı hedeflediklerini söyledi.

"Biz de geç kalmış sayılmayız"

Fişne, Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin yer altı madenciliğini terk ettiklerini ve kömürü tamamen yerinde gazlaştırma ile kullandıklarını, ABD'nin de bu konuda çok büyük araştırmalar yaptığını aktardı.

"Biz de geç kalmış sayılmayız. Bir an önce bu konuda yol almamız gerekiyor. Aksi takdirde teknolojiyi dışarıdan transfer eden bir ülke oluruz." diyen Fişne, şöyle konuştu:

"Projemiz ile yerli ve milli teknoloji geliştirmeyi hedefliyoruz. Yer altı madenciliğinin tamamen biteceğini söylemek kısa vadede mümkün değil ama projemiz başarılı olduğunda hibrit bir teknoloji söz konusu olacak. Zamanla da tamamen yeraltı gazlaştırmaya dönüşme potansiyeli olabilecektir. Artan enerji ihtiyacı ülkeleri bu konuda çok büyük yatırımlar yapmaya, araştırmalar yapmaya itti. Dünyada şu anda bu konuda inanılmaz bir araştırma var. Pilot ölçekte yani deneme yapan çok sayıda ülke var. Bunların başında Hindistan, Çin, Avustralya, Amerika, Endonezya gibi ülkeler geliyor."

"Türkiye'de son 10 yılda çok sayıda linyit sahaları keşfedildi"

Projelerinde Trakya havzasındaki kömür yataklarında başlatacaklarını bildiren Fişne, şunları kaydetti:

"Türkiye'de son 10 yılda çok sayıda linyit sahaları keşfedildi. Bunların çoğu da EÜAŞ'ın uhdesinde. Ancak maalesef ülkemizdeki kömür havzalarını değerlendirmek için jeolojik koşullar pek uygun değil. Bunlardan bir tanesi Afyon sahası. Trakya'yla başlayacağız ama Afyon sahası da klasik yöntemlerle üretilmesi mümkün olmayacak bir saha gibi duruyor şu anda. Dolayısıyla Afyon sahası içindeki kömürlerde alternatif değerlendirme yöntemlerinin araştırılması gerekiyor. Aksi takdirde bu atıl bir kaynak olarak kalacak. Trakya havzasıyla başlayıp Afyonkarahisar'daki kömür yatakları ile devam edeceğiz. Bu teknik başka diğer sahalara da uygulanabilecek. Projenin hayata geçirilme olasılığını çok yüksek görüyoruz. Çünkü Trakya Havzası'nda çıkarılamayacak durumda yaklaşık 3-4 milyar, Afyonkarahisar'da da 1-1,5 milyar ton kömür rezervi bulundu."

Fişne, projelerinin 1 yıl süreceğini bu sürenin sonunda EÜAŞ'ın Trakya Havzası'nda deneme sondaj çalışmalarına başlamasını öngördüklerini söyledi.

"Maden ve petrol mühendisliği akademisyenleri beraber çalışıyoruz"

İTÜ Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Çınar da yaklaşık 4 yıl önce kömürü yer altında gazlaştırma teknolojisi geliştirmeye başladıklarını anlattı.

Teknolojinin tamamen yer altında gerçekleştirildiğini belirten Çınar, şu bilgileri verdi:

"Kömürü oksijenle reaksiyona sokup kısmi olarak yanmasını gerçekleştiriyoruz. Bu yanmanın ürünü olarak da sentez gazı dediğimiz gazlar ortaya çıkıyor. Bunlar elektrik üretimi için kullanılabileceği gibi farklı kimyasalların sentezlenmesi için de kullanılabilir. Burada sondaj yaparak petrol ve doğal gaz kuyularına benzer kuyular açılıyor. Bu kuyular aracılığıyla enjeksiyon gazı, kömür damarına enjekte ediliyor ve daha sonra burada bir kısmi yanma gerçekleştiriliyor."

Bu teknolojide yer altına inilemeyen rezervler için yatay ve dikey kuyular açılacağını anlatan Çınar, "Türkiye, Karadeniz gazı ile bu alanda büyük bir atak içinde, yeni keşifler yapılıyor. Petrol ve doğal gaz alanında Türkiye büyüyor. Burada da Karadeniz gazındakine benzer sondaj teknolojileri kullanacağız. O nedenle maden ve petrol mühendisliği akademisyenleri beraber çalışıyoruz. Tamamen petrol ve doğal gaz sondaj teknolojisini kullanacağımız bir çalışmaya başlıyoruz. Yer altını görmeden, tamamen yer üstünde tasarlanacak ve hayata geçirilecek bir teknoloji olacak." ifadelerini kullandı.

Laboratuvarlarda yer altında gerçekleşecek bu sistemi yer üstü deneyleri ile gerçekleştirmeye başladıklarını anlatan Çınar, "Yer altında da bir enjeksiyon kuyusu olacak, bir üretim kuyusu olacak. Bir başka bir üretim kuyusundan gazımızı üreteceğiz ve daha sonra da gaz yukarıda artık ne yapılmak isteniyorsa buna göre ayrıştırma olacak. Biz bu prosesi geliştirip ülkemize kazandırmak, burada yetiştirdiğimiz öğrencilerle bu teknolojiyi ticari alana taşımak istiyoruz." diye konuştu.

Çınar, bu teknoloji için yeni bir santral kurulması gerektiğini belirterek, "Elde edilen gaz, standart bir termik santrale gidecek bir gaz olmayacak, buna göre bir santral tasarlanması gerekecek." dedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Küçükköy Arşivi