Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

Bayraktaki Kelime-i Tevhit

Bayraktaki Kelime-i Tevhit


Mustafa Yürekli, ortak değerimiz olan ay yıldızlı bayrağımızın tarihini ve hilalin, ?La ilahe illallah', yıldızın da ?Muhammedü'r rasulullüh..' anlamına geldiğini anlatıyor.

Bu topraklarda bayrak severek asılır[1], o Kur'an-ı Kerim, İstiklal Marşı gibi ortak değerlerimizdendir: Osmanlı'dan kalan bayrağımız, devletimiz, vatanımız ve milletimiz gibi tarih maceramızın ana unsurlarındandır. Bayrak, bir milletin varlığının timsali, tarihinin hatırasıdır. Kıymeti pamuktan, atlastan, ipekten olmasına bağlı değildir. Onun kıymeti temsil ettiği milletin kıymeti ile ölçülür. Bayrak, devletle milletin özdeşleştiği noktadır, devletin hakimiyetini, milletin bağımsızlığını ve şerefini temsil eder ve bu sebepten saygı gösterilir.

Peygamberimiz Hz.Muhammed (a.s.) hicretin birinci yılında, Şam'dan dönmekte olan Kureyş kafilelerinin üstüne gönderdiği Hz. Hamza (r.a.) komutasındaki 30 kişilik kuvvete, kendi elleriyle bir mızrağın ucuna beyaz bir bez bağlayarak, Hz. Ebu Mürsed'in (r.a.) eline vermişti. ?Livau'l-Beyza? ismiyle anılan bu bayrak, Müslümanların ilk bayrağı, Ebu Mürsed de ilk bayraktarı olmuştur. Hayber Gazası'na kadar İslam askeri kuvvetlerinin bayrağı, bu beyaz bayrak olmuştur. Hayber'den sonra ?Raye? denilen siyah bayrak kabul edilmiştir. Dört Büyük Halife Devri'nde bayrak ve sancakların çeşitleri çoğalmıştır. Abbasi halifeleri de önceleri siyah, daha sonra beyaz bayrak kullanmışlardır. Halife Me'mun ise yeşil bayrağı kabul etmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gaziye Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Mes'ud'un gönderdiği bayrak beyazdı.[2] Bu bayrak Osmanlıların ilk bayrağı olmuştur. Osmanlılar 15. yüzyılda donanmada kırmızı, orduda beyaz bayrak kullandılar. Bu arada ordu içinde yeniçerilere ak, sipahilere kırmızı, orta ve aşağı bölüklere alaca, silahdarlara sarı bayrak verilmişti. Bunları bu gün de çeşitli ordu birliklerinde kullanılan ?sancak? manasında almak daha doğru olur.

Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlılara geçen Peygamber Efendimizin (s.a.v.) bayraklarından ?Sancak-ı Şerif? çok büyük hürmet ve ihtimam gösterilerek asırlar boyu saklanmıştır. Bu mübarek sancak bugün Topkapı Sarayında mukaddes emanetler kısmında muhafaza edilmektedir.

İlk defa Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Seferi'nde kullanılan yeşil renkli bayrak, bu devirden sonra hemen her zaman sık sık kullanılmıştır. Barbaros Hayreddin Paşa ve Uluç Ali Reis de donanmalarına yeşil renkli bayrak asmışlardır. Birinci Mahmud devrinde donanmada yeşil bayrak kabul edilmiş, Üçüncü Selim zamanında, bu renk kırmızıya çevrilerek hilal şeklinin yanına 8 köşeli bir yıldız ilave edilmiştir. Gene Üçüncü Selim'in Nizam-ı Cedid ordusu için kabul ettiği bayraklarda kırmızı renk ve biri ortada, diğerleri 4 köşede 5 tane sarı renkli hilal vardı. İkinci Mahmud devrinde her tarafa kırmızı zemin üzerinde ay yıldızlı bayraklar çekilmiştir. Bu devirde kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusuna ise ortasına Kelime-i Şehadet veya fetih ayetleri işlenmiş siyah bayraklar verilmiş, sancak ismiyle anılmıştır. Bunlar İkinci Meşrutiyet devrine kadar alay sancağı olarak kullanılmış, renkleri kırmızıya dönmüş, sırma saçaklı ve bir yüzlerine hükümdar arması işlenmiştir.

Kırmızı zemin üzerine hilal ve yıldız bulunan bayrak, Osmanlılarda ilk defa 1793 yılında devletin resmi bayrağı olarak kabul edildi. Ancak bu bayraktaki yıldız 8 köşeliydi. 1842 yılında Abdülmecid Han zamanında yıldızın 5 köşeli olması kararlaştırılarak Osmanlı bayrağının şekli kesinleşti: Müslümanlar, ramazanlarda hilale bakıp oruç tutarlar; ?Şakku'l Kamer' mucizesiyle Hz.Peygamber (s.a.v.) desteklenmiştir. İslam medeniyetinde hilal, Allah'ın ilmini, iradesini, kudretini, yer ve göğü kuşatan hükümranlığını sembolize eder. Hz.Peygamber (s.a.v.), bir hadis-i şeriflerinde ?Ashabım gökteki yıldızlar gibidir.' buyurarak[3], yıldızın ?örnek şahsiyet' anlamına geldiğini bildirmişlerdir. Hz.Peygamber (s.a.v.), Kur'an-ı Kerim'de ?Usve-i Hasane' (En İdeal Örnek) olarak belirtilmektedir. Dolayısıyla bayrağımızdaki hilal, ?La ilahe illah', yıldız da ?Muhammedü'r rasulullüh..' anlamına gelir.

1 Kasım 1922'de saltanatın ilgası üzerine yalnız milli bayrak ve hilafet bayrağı bırakılmış, hükümdarlık bayrağı kaldırılmıştır. Tevhit inancını ve İslam dinini temsil eden ay yıldızlı bayrağımız, aynı zamanda milletimizi, medeniyetimizi ve devletimizi ifade etmektedir..

Cumhuriyet devrinde ilk defa olarak 29 Mayıs 1936 tarihli ve 2994 sayılı kanunla Türk bayrağının şekli ve nisbetleri kesin olarak tesbit edilmiş, 28 Temmuz 1937 tarihli ve 2/7175 sayılı kararnameye ilişik 45 maddelik bir tüzük ?Türk Bayrağı Nizamnamesi? ile de Türk bayrağının kullanılış şekli nizam altına alınmıştır.


[1] 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl olduğu gibi tüm ülkede, bu yıl da törenlerle kutlanıyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde de coşkuyla kutlandı. Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde esnaf uzun yıllar sonra ilk kez Türk Bayrağı astı. Sabah erken saatlerde işyerlerini açan esnaflar, ilk iş olarak Türk Bayraklarını işyerlerinin camlarına astı. Vatandaşlar, 1990'lı yıllarda böylesi resmi bayramlarda güvenlik görevlilerinin esnafa zorla Türk Bayrağı astırdığını hatırlatarak, hiç bir zaman Türk Bayrağı ile sorunları olmadığını söyledi. Çözüm sürecinin bölgeye huzur ve güveni getirdiğini ifade eden esnaflar, bu güven ortamı içerisinde Türk Bayrağı'nda severek astıklarını söyledi.

[2] Türkler 9. asırda İslamiyeti kabul ettikten sonra da bayraklarında İslami motif ve unsurlar ön plana geçti. Milli motif ve semboller de bu bayraklarda yer almaya devam etti. Gaznelilerin bayraklarında yeşil zemin üstüne beyaz hilal ve hüma resimleri vardı; siyah renkli özel bir devlet bayrağı da kullanmışlardır. Karahanlıların ise üzerinde ?9 Tuğ? resmi bulunan turuncu renkli bayrakları vardı. Harezmşahlar siyah, Babür İmparatorluğu kırmızı-sarı bayraklara sahip olmuşlardır. Büyük Timur İmparatorluğu'nun bayrağında mavi zemin üstüne üçgen şeklinde dizilmiş üç dolunay resmi vardı. Altınordu Devleti beyaz zeminli bayrağını ağzı yukarıya bakan ?Kırmızı Hilalle? süslemişti. Büyük Selçuklu İmparatorluğunun ilk yıllarında mavi zemin üstüne beyaz çift kartal sembolü ve siyah çizgili gerilmiş halde yay ve ok resimleri varken, daha sonra siyah renkli bayrak kullanılmıştır. Bu bayrak, Anadolu Selçukluları tarafından da benimsenmiştir. Bu bayrakların tepelerinde alem olarak madeni hilal şekli yer alırdı.

[3] Beyhakî' el-Medhal adlı eserinde İbn Abbas'dan naklettigi hadis söyledir: Ebû Abdullah el-Hafız Ebû Bekr Ahmed b. El-Hasen Ebû Abbas Muhammed b. Yakub Bekr b. Sehl ed-Dimyâtî Amr b. Hasim el-Beyrûtî Süleyman b. Ebî Kerîme Cuveybir Dahhâk İbn Abbas: ?Rasulullah (s.a.v.)) şöyle buyurmuştur:?Allah'ın Kitabı'ndan size ne verildiyse onunla amel gerekir.Onun terki konusunda hiçbiriniz için mazeret yoktur. Eğer Allah'ın Kitabında yoksa o zaman benim bir sünnetim geçmiştir. Şayet benim geçmiş bir sünnetim yoksa bu defa ashabımın dedikleri vardır. Çünkü ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine sarılsanız hidayete erersiniz. Ashabımın ihtilafı ise sizin için rahmettir.? (Beyhaki, el-Medhal, s. 162-3, no: 152. tah. M. Ziyaurrahman el-A'zami Daru'l-Hulefa-Kuveyt, t.y. Dahhâk b. Müzâhim (ö. 105)

 

Mustafa Yürekli, Haber 7

mustafayurekli@gmail.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yürekli Arşivi