Ben İmam Hatip Okulu birinci sınıfa kayıt olduğum zaman (1956) Türkiye'de yedi İmam Hatip Okulu vardı. Aradan yetmiş seneye yakın zaman geçti. İstatistikleri inceledim. İmam Hatip Okullarının sayısı altı bin beş yüz olmuş. Türkiye'de her ilde üniversite, büyük illerde ikişer üçer beşer Üniversiteler var. Her ilde bir, iki, üç İlahiyat Fakültesi veya İslami ilimler Fakültesi var. Her cemaatin, Diyanet İşleri Başkanlığına sözde bağlı yığınla Kur’an Kursu isimli Dini İlimler okulları var. On binlerce akademik dini ilimler elemanı var.

Bu yüksek rakamlar Türkiye'de dini ilimlerin şahlandığını göstermiyorsa, bu konuda ciddi problemler var demektir.

Bu, milletin dini ilimlere önem verdiğinin de belgesidir. Bu rakamlara rağmen niçin dini ilimlerde zirve olamıyoruz. Dünya çapında niçin dini bilimlerde otoritelerimiz yok. Yakın gelecekte de olacağa benzemiyor. Her ilim dalında hocalarımız hâlâ vaizlik seviyesini aşamıyor. Daha fazla bir şeyler yazamıyorum. Hemen kol kırılır yen içinde kalır zihniyeti sınırı aşanı uslandırmaya devam ediyor.