Medeniyetler Çatışması Ve İslam (3)

Sömürgecilik dönemi sonrasında İslam topluluklarının en çok karşılaştıkları tehlike “Batı Medeniyeti” maskeli “Yabancı kültürler” gayr-i milli yaşayış tarzı, sosyetik yaşayış tarzıdır. Batı kültürü, “yabancı hayat tarzı” İslam toplumları içinde sosyal baskı hatta fiili baskı uygulayarak yayılmaya çalışılmaktadır.

Bir sene Medine’de Cuma günü namaz vaktinde Mihrapta İmamı görmek için camiye erken gitmiştim. İmamın görülebileceği bir yere oturdum. Oraya bir Nijeryalı zenci geldi. Yer bulamadı. Şöyle biraz toplanarak yer verdim. Teşekkür etti. Biraz sonra Arapça sohbet etmeye başladık. Arapça bildiğine göre hocadır, dedim. Düşündüğüm gibi çıktı. Namaza iki saatten fazla zaman vardı. “Türkiye’de İslami durum nasıl?” diye bir soru sordu. Ben, elli sene önceye göre çok iyi olduğunu söyledim. İmam Hatip Okullarını anlattım. İlahiyat Fakültelerini anlattım. Kur’an Kurslarını anlattım. Tarikatlar etrafında toplanmaları anlattım. Diyanet Teşkilatını anlattım. Dini muhtevalı tarikatları anlattım. Hatta Çok az zaman hariç olmak üzere dindarların hep iktidarda olduklarını söyledim.

O da kendisini anlattı. Hoca olduğunu, ülkesinde din adamı yetiştirmekte olduğunu , binlerce öğrenci yetiştirdiğini anlattı. Ben kendisine Türkiye’de İslamî heyecan yüksek ama, şehirlerin en az bir mahallelerinin sosyete kültürü hevesiyle Batı sosyal hayatını sergilemekte olduğunu söyledim. O bana “otuz kadar İslam ülkesini gezdim. Konferanslar verdim., dedi. Hemen hepsinde aynı manzarayı gördüğünü anlattı. Mısır’da El-Ezher Üniversitesinde eğitim gördüğünü Mısırın da aynı olduğunu anlattı. Batı hayat tarzını sırtlanlar kuzu postu içinde sunuyorlar. Dindarlar çaresiz kalıyorlar, dedi. Ayrılırken “Ud’u lenâ” bize dua et, dedim.Ne dediğimi anladı ama niçin dediğini anlayamadı. Bu bir Türk kültürüdür. Bir sütunun tenhalığında elini kaldırdı, avucunu açtı, bize uzunca bir düa yaptı, ben de amin, dedim.

Batı kültür ve medeniyeti karşısında dindar aydınlar henüz görevlerini yapabilmiş değillerdir. Batı Medeniyetini, dinî ve Millî kültür seleksiyonundan geçirip, iyi taraflarını almaya özen gösterip, gazüratlarını toplumlarının genelinin dışında tutmayı başaramamışlardır. Mısır ve Türkiye ki, iki model ülke, son yirmi yılda dini hayat gelişmesine rağmen, sosyetik hayat tarzı zayıflatılamamış, sosyetik hayat toplumların genelinde yer tutmaya başlamıştır. Bu büyük tehlikedir.

Medeniyetler arası çatışmalar görüşünü ortaya atanlar, fikir planında bu konuyu gündeme taşıyanlar, aslında başka şeyler düşünüyorlar. Düşüncelerinin arka planında, art niyetler vardır. Bunun başka bir versiyonu Medeniyetler arası diyalogdur. Bu tezde entrikalardan vareste değildir.

NOT. Devamı var.