Mutluluk Anahtarı (2)
İslam’ın emirlerini yapmakla ve yasaklarından uzak durmaya çalışmakla,hem Dünya hayatımızın mutluluğuna, hem de Ahiret hayatımızon mutluluğuna ereriz. İyi insanların Âhiret yurdu olan Cennet’in kapısı imanla açılır.Cehennem’in kapısı iman ile, ibadetler ile, güzel ahlak ile kapatılır. Peygamber Efendimiz can dostlarından , sahabelerinden Hazret-i Muaz’a şöyle beyan buyurmuştır. ”Nimet’in tamamı, Cennet’e girmek ve Cehennem’den kurtulmaktır.” Müslüman, iman, ibadetler ve güzel ahlak ile Hadis-i Şerif’te müjdelenen kutlu sona ulaşır. Cenneet’te ebedi saadete, sonsuz mutluluğa erişir.
Allahü Teâlâ müminleri beyan buyururken “ Râzıyeten Merzıyye” yüksek hedefleri ifade buyurmuştur. Raziyye Allah’tan memnun olan kul, Merzıyye Allah’ın kendinden memnun olduğu kul demektir. Bu yüce iki vasıfl ne yüce bir mertebedir. Allahü Teâlâ’nın lutuf buyurduğu her şeye rıza göstermek, derin bir rıza halinde olmak, ne ulvi bir huzur, ne büyük bir mutluluktur.
“Lütfun da hoş, kahrın da hoş” diyen şair, iç dünyasını ne güzel ifade etmiştir. Hastalık,ızdırap, acı, sıkıntı içinde kıvranıp dururken Allahü Teâlâ’ya şükredip duran nice insan gördüm. Derdini içine gömüp, yüzlerinden sürur, neşe sunan bu insanlar, Allah’ın sevgili kullarıdır. Bunlara Allah dostu denir. Veliyyullah Allah dostu demektir. Ne yüce bir vasıf. Bunlar Merzıyye mertebesine ermişlerdir. Bu metrene ne yüce bir mertebe ama erişilmez mertebe değildir. Her mümin kul derece derece Allah’ın velisidir. Allahü Teâlâ’nın sevgisine mazhar olmuş kul, Allah’ın sevgili kuludur. Günahkar kulu bu mertebeye erdiren tövbe, o kulu Allah’ın sevgilisi yapmıştır. Ayet ‘te “ İnnellâhe yühıbbü’t tevvâbîyn = Allah tövbe edenleri kesinlikle sever.” Yani günah üzere durmayanları, kendilerine çeki düzen verenleri sever, demektir.
Genç vaizken Afyon hapishanesine hapislere vaz u nasihate giderdim. İçlerinde birkaç kişiyi oldürüp hapse düşenler vardı. Belki saldırı olur diye gardiyanlar yanımda koruyuculuk görevi yaparlardı. Onlar sorular sorarlardı. Allah bizi affeder mi diye sorular sorarlardı. Bakardım teslimiyetlerine hayran kalırdım. Güzel huy sürekli, ahlak dışı davranışlar arızıdır diye düşünürdüm. Günahkarın imam olmasını alimler mekruh görmüşlerdir. Bu vaazlardan birinde, biri bana cinayetten hapiste yattığını ama hapislere imamlık yaptığını söyleyip, caiz mi diye sormuştu. O yaptıklarına pişman mısın dedim. Ben iyi bir insandım, bana bir hal oldu. O suçu işledim. Tabiiki bin pişmanım, Hapishanede yattığım için değil, böyle bir suçu işlediğim için pişmanım, dedi. Söyleyiş tarzı bana bir veli kul gibi geldi. Ben de senin imamlık yapmanda dinen mahzur yok, demiştim. Çıkışta gardiyanlar o adamın idamla yargılandığını ifade ettiler.
Allah’ın sevgisine mazhar olmuş kulları, her devirde sadece birkaç kul olarak görmemek gerekir. Bunu bir rutbe, askerlikteki general rutbesi gibi bir makam olarak görmemek gerekir. Allah’ın rızası, muhabbeti, her kula şamildir. Kalbinde Allah, peygamber sevgisi taşıyan her kul, Allah’ın sevgili kuludur. İşte bu hal,her kul için mutluluk anahtarıdır, hatta bizden Allah’a, Allah’tan bize bu karşılıklı sevgi. Sürekli mutluluk kapısını açan maymuncuk anahtardır. Allah’a hamdolsun.
Selamün aleyküm.
*********
NOT: Konunun devamı var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.