Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

Sağcılık İslam?la savaşan solun kuyruğu olmaktır

Sağcılık İslam?la savaşan solun kuyruğu olmaktır



Kapitalizm, dinin dışında, akla, bilime, teknolojiye dayalı, tefeciliği ve ticareti esas alan bir sistem kurdu.

Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828 -1910) ?Haklı bir düşüncenin meyve vermemesi mümkün değildir.? demiş. Ölümünden yüz yıl sonra, yazara ve sözüne bakınca, modern dünyada düşünce meyve vermediğine göre, ne kadar iyimser olduğunu fark ediyoruz.

Birinci Dünya Savaşı, Tolstoy?un ölümünden dört yıl sonra çıktı. Dünya bunalımdaydı. Rusya?daki komünist devrim de ölümünden yedi yıl sonra gerçekleşti. Rusya?nın vaziyet ve istikametindeki kötü gidişin farkındaydı. Kapitalist sömürgeci Batı?nın dünyaya hakim olacağını ve ülkesinde gerçekleşecek devrimi öngörmüş olmalı. Yakın tarihte insanlık için yeryüzü, kapitalist ve sosyalist safsatalarla cehenneme dönüştü. Modernizm, insanlığın sonbaharı oldu, hatta kışı. Sonbaharda Tolstoy?un yaklaşan kışa baka baka bahardan söz etmesi gerçekten çok ilginç. Tolstoy?un iyimserliği neye dayanıyor?

Lev Nikolayeviç Tolstoy, dindar ve devrimci bir yazardı: Mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle bütün servetini köylülere dağıttı. Her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. Hıristiyan kıyamını ve cihadını geliştirmeye çalıştığı kitabı "Tanrının Egemenliği İçimizdedir!" kitabıyla yeni bir Hıristiyanlık akımı tanımlaması, Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmesine neden oldu. İslam?a dair yaptığı araştırmalar ve hayranlığı biliniyor.

Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdi. Bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düşmüştü. Astapovo tren istasyonunda ölü olarak bulundu. Ölümüne, zatürre sebep olmuştu.

Tolstoy?un eserleri, tüm dünyada hayranlıkla okunuyor.

İSLAMIN SAĞCILIKLA SAVAŞI

Avrupa, nefse ve şeytana esir düşmüş ruhuyla, 20. yüzyılda, insanlığa yaptığı küresel zulümle dünyayı cehenneme çevirdi. Bunu öngören Tolstoy ?Haklı bir düşüncenin meyve vermemesi mümkün değildir.? derken, Avrupa?nın bozguncu gücüyle baş edilebileceğini dile getiriyordu. Tarih, Tolstoy?un sözünü henüz doğrulamadı. İslam coğrafyasında bile düşünce meyve vermedi.

Felsefeye modern zamanlarda "Nasılsın?" diye sormuşlar. "Kız kardeşim sanatla birlikte barbarların eline esir düştük.. Kurtulamıyoruz!" demiş.

Bilim, felsefe ve sanat, dinin kızlarıdır. Modern kapitalist medeniyet, tanrıyı öldürdüğünden, materyalist olduğundan, dinin kızları sokakta kaldı. Batının İslam medeniyetinden aldığı bilim sapkınlık içinde; felsefe, karanlığa gömülerek kötülüğün kaynağı haline geldi ve sanat çirkinleşti.

Avrupa?nın ruhu, Kazanova?da somutlaşır. Tolstoy daha çok Avrupa?nın ufkudur. Kazanova, orijinal adı ile Giacomo Giralomo Casanova, 1725 yılında Venedik?te doğup, 73 yıl sonra da, 1798 yılında, şimdiki Çek Cumhuriyeti?nin Duchov şehrinde, ardında 122 sevgililik bir özgeçmiş ve ?Hayatımın Kitabı? (Histoir de Ma Vie) adlı eseri bırakarak öldü. Kitabında, 122 çapkınlık öyküsünün yanında Avrupa?nın 18. yüzyıldaki sosyal yaşamını da aydınlatıyor, modern ruhu ortaya koyuyor..

Tolstoy, İslam?ı inceledi, hakikatle tanıştı. İnanacak kadar güçlü değildi, maneviyatı. İslam?la ulaştığı hakikate bakıp Hıristiyanlığı tashih etmeye çalıştı. Teslis inancına dokunmadan, yeni bir ahlak öğretisi ortaya koydu. Tolstoy, dışarıdan İslam?dan yararlanmayı denedi ve hayatıyla olamayacağını da insanlığa gösterdi.

Tolstoy?un İslam?a yaklaşımı, ülkemizde muhafazakarlığın, sağcılığın karakteri oldu. İslam?ı kültüre indirgemek, sistemle uyumlu hale getirmek değil mi muhafazakarlığın ve sağ siyasetin tanımı? Kapitalizmin ehilleştirdiği İslam?ı savunur, sağ siyaset.

Sol, sağın sözde düşman kardeşi; sağ ve sol, temelde materyalisttirler. Türkiye?de İslam, sağcılıkla savaşıyor. Sol, meşrulaştırarak sağa destek veriyor. Sol, ölüm. Sağ, sıtma. Sistem, milletimize ölümü gösterip sıtmaya razı olmasını sağlıyor.

TOLSTOY PSİKOLOJİSİ: SAĞCILIK

Tolstoy, tevhit inancına bağlanıp İslam ahlakını, İslam medeniyetini savunamadı.

Türkiye?de kültürel İslam?ı savunup, İslam ahlakından uzak yaşayanlar, kendisini muhafazakarlar olarak tanımlayanlar ve sağ siyaset yapanlar, Tolstoy psikolojisini taşırlar. Müslümanlar ile muhafazakarları ayıran, kapitalizme karşı aldıkları farklı tavırdır: Kötülüğün çağdaş yüzü kapitalizmle muhafazakarlar uzlaşırken, Müslümanlar savaşır.

İslam ahlakı, ibadetlerin ve hayatın ruhudur. İslam diğergamlığının bir ucu infaksa, öteki ucu cihattır. Hayat, imanın tezahürüdür ve infakla birlikte cihattır. Cihat, tavır almaktır, Allah adına düşmanın karşısında saf tutmaktır, kötülüğe bayrak açmaktır, kötülüğü ortadan kaldırana kadar savaşmaktır. Canınla, malınla, eşinle ve çocuklarınla, kısaca her şeyinle Allah?ın yoluna koyulacaksın, mücahit olmak için; cihat, maddi ve manevi topyekun savaştır.

Kapitalizm, doğum yeri olan Batı?da, kilisenin otoritesi ve sosyal/ekonomik/siyasal hegemonyası demek olan muharref Hıristiyanlıkla savaştı. Kapitalizm, dinin dışında, akla, bilime, teknolojiye dayalı, tefeciliği ve ticareti esas alan bir sistem kurdu.

Kapitalizm, Amerika?yı, Afrika?yı, Hindistan?ı ve Ortadoğu?yu yağmalarken, Yahudilik ve Hıristiyanlık karşı çıkacağına, destek vererek, tahrif olduklarını ortaya koydu. Muhafazakarlar, modern Müslümanlığı, yeşil kapitalizmi savunurken, din karşıtı oluşunu görmezden gelirler ve bilimin, teknolojinin, kapitalin tarihteki rolünü önemserler. Oysa İslam, sahih, vahye dayalı tevhidi özüyle, ta başından beri kapitalizme karşı.

Batılı muhafazakarların kapitalizmi onaylayan dindarlığına bakıp Müslümanlığın da kapitalizmle uyumlu olabileceğini düşünmek büyük bir aldanıştır. İslam?ın kapitalizmle mücadelesinde saf tutmak yerine, onu kültürel bir fenomene indirgeyip dışarıdan yararlanma yoluna gitmek, İslam dışı bir tavırdır, Tolstoy yaklaşımıdır.

İslam medeniyetinin inşası olan cihat, Müslüman ile muhafazakarın farkını hemen ortaya koyar. İslam, günümüzde postmodernlik ile muhafazakarlığın (Neo Con.) küresel ittifakına karşı mücadele ediyor.

İSLAM DÜŞÜNCEMİZİN BAHARI VE YAZI OLACAKTIR

Kemalist devrim, tutucular ve muhafazakarlarla 1945?e kadar geldi. Yahya Kemal, Fuat Köprülü, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ali Fuat Başgil muhafazakar ve sağcı olarak CHP?nin içinde politika yapmışlardır.

Post Kemalizm de, 1950?den beri sağcılarla, muhafazakarlarla kurduğu ittifakla, kapitalist ve piyasacı Amerikan sistemini ayakta tutuyor. Post Kemalizm, laik, ulusalcı Kemalist soldur. Türkiye?de devlet, sermayenin, medyanın ve sivil/asker bürokrasinin ittifakı olan Post Kemalistlerin iktidarındadır. Darbelerle, devlet kademelerinin sol iktidarın elinde kalması sağlanır. Sağ siyaset ise, DP?ye başlayan, MHP ve AP?yle devam eden, 12 Eylül?den sonra MHP, DYP ve ANAP haline gelen çizgidir. Türkiye, tek parti yönetimiyle yönetiliyor. TBMM?nde CHP muhalefet sıralarında otursa da, bürokraside ve ekonomide iktidardadır. Sağ siyaset, sahte partilerle yapılmaktadır.

28 Şubat?ta fotoğraf milletimizin gözünde netleşmiştir. Milli Görüş lideri Prof.Dr.Necmettin Erbakan?ın Başbakanlığında kurulan REFAH YOL hükümeti, DYP üzerinden yapılan siyaset mühendisliğiyle yıkılmıştır. Çankaya?da sağ siyasetin duayeni Süleyman Demirel oturmaktaydı. Demirel, Erbakan?dan aldığı Başbakanlığı geçici olarak ANAP lideri Mesut Yılmaz?a verdi. PKK lideri Abdullah Öcalan yakalanıp teslim edilerek siyasi ölü olan sol lider Bülent Ecevit hortlatıldı ve 28 Şubat cuntası, 2002?ye kadar Bülent Ecevit?in Başbakanlığı?nda Türkiye?yi ve devleti yeniden yapılandırdı. Mesut Yılmaz, Hüsamettin Cindoruk ve Devlet Bahçeli 28 Şubat düzenlemesine yardımcı olan sağcı liderlerdi.

Siyasette meşruiyet sorununu çözmek için kendini muhafazakar demokrat olarak tanımlayan AK Parti, 2002 ? 2007 dönemini, Ahmet Necdet Sezer ve Deniz Baykal gözetiminde zorlanarak tamamladı. Dönemin sonunda, Çankaya fırtınasına yakalandı. O kadar zorlamayla AK Parti?yi solun kuyruğu haline getiremediler. Bu dönemi, daha sonra R.Tayyip Erdoğan ?çıraklık? olarak tanımladı. ?Kalfalık? dönemi olarak tanımladığı 2007 ? 2011 dönemini ise, Abdullah Gül?ün Çankaya?ya çıkışı, AK Parti?yi kapatılmaktan kurtarma ve 12 Eylül Anayasada Değişiklik Referandumu gibi adımlarla sağ siyasetten uzak geçirdi, hakiki parti, (dünya kamoyunun tanımlamasıyla) Müslüman demokrat parti oldu. Erdoğan?ın ?ustalık? dönemi olarak tanımladığı 2011 ? 2015 döneminde AK Parti, Türkiye?yi 2023?e hazırlayacak adımlar atacak. Yeni, demokratik, sivil, İslam?a saygılı bir anayasa yapılması çok önemli.. AK Parti, İslam?la savaşan solun kuyruğu olmaktan uzak durdukça, muhafazakar ve sağ siyasetten de kurtulacaktır.

Tolstoy ?Haklı bir düşüncenin meyve vermemesi mümkün değildir.? derken, tarihe bakmış, İslam medeniyetinde düşüncenin, bilimin ve sanatın meyve verdiğini görmüş olduğundan, İslam?a dayalı bir iyimserlikte bulunmuş olabilir. İslam, tarih boyunca, insanlık için kültürel bahar ve yaz olmuştur. Dolayısıyla İslam?ın dirilişi, düşünceyi çiçeklendirecektir ve düşüncenin dirilişi olacaktır.

İslam?ın dirilişi, Türkiye?de, emanet, ehliyet ve adalet ilkeleriyle ruhuna kavuşacak olan, fazilet eksenine oturtulacak olan demokrasiyle gerçekleşecek. 2023?teki Büyük Türkiye, ekonomik, politik ve diplomatik başarıdan daha çok sosyal ve kültürel başarının eseri olacaktır.

Mustafa Yürekli / Haber 7
mustafa.yurekli@gmail.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yürekli Arşivi