Türkiye’nin nabzını Adana’dan dinlemek..
Türkiye’nin nabzını Adana’dan dinlemek..
Türkiye’nin nabzını, sosyal, ekonomik ve siyasi alanlardan hangisinde yoklayacaksanız, kalp atışlarını en uygun yerden dinleyecekseniz. Adana, her alanda Türkiye’nin nabzının dinlenebildiği şehirlerimizden biridir.
Adana’ya bakınca Türkiye’nin vaziyet ve istikametini öngörebilmek her zaman mümkündür çünkü. Adana’nın bu tarihi pozisyonu şöyle açıklanabilir: "Adalet Mülkün Temelidir" diye mahkeme duvarlarında yazılar vardır. Yani devletin temeli adalettir. Eğer adalet olmazsa devlet yıkılır. Türkiye'de Batı ve Batıcılar, sık sık darbe yaparak hep sivil bürokrasiden yargıyı ele geçirilmeye ve elde tutulmaya çalışılır. Devleti yıkmak için yaparlar bunu! Bugünün sorunu mu bu Batıcılık? Yüzyıllardır bu dert başımızda!
Fevzi Çakmak Paşa, görev yaptığı süre içinde, harp okullarına ve askeri okullara öğrenci olarak sadece Türk kökenli gençleri aldığı herkes tarafından bilinir. Bu yaklaşım kesinlikle ırkçılık değildir. Acaba bizim bilmediğimiz ama Çakmak Paşa’nın bildiği bir şeyler mi var? Bugün Cumhuriyet’i bile Türk Ordusunun kurduğunu kabul edersek, ordumuzun Batıcılar yüzünden niye son dönemdeki sıkıntıları yaşadığını, cunta üreten bir yapı haline geldiğini belki daha iyi anlayabiliriz diye düşünüyorum.
Unutmayın, ordu Türkler için milli varlığı koruyan ve var eden ana unsurdur. Nizamımülk, bin yıl önce "Türkleri medreselere almayın, yoksa mücahit asker olma özelliklerini kaybeder!" dediği anlatılır. Yahya Kemal, “Akıncılar” ya da “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiiriyle milletimizin askeri alandaki maharetini övmüştür. Mehmet Akif’in “Çanakkale Destanı” ve “İstiklal Marşı”da milletimizin askeri dehasını ve kahramanlığını anlatır.
Hal böyle ise başımıza gelenleri nasıl anlayacağız? Bir aksakallının "Türkler tarihlerinde ilk defa bu kadar okuyor ve eğitim alıyor" diyerek beni uyardığını hatırlıyorum. Fakat ilim, askerlikten, cihattan ve şehadetten alıkoymaz. Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele peş peşe gelince, ilan edilen seferberlikte, bırakalım üniversite öğrencilerini, ortaöğrenimdeki gençler bile cepheye götürülmüştür. Benim Türk tahayyüllüm “bir elinde kitap bir elinde kılıç” Allah yolunda korkusuzca yürüyen “yiğit”tir. “Adanalıyık Allah’ın adamıyık!” sözünden de Adanalının akıncı ruhu taşıdığını, Askeri özellikleri, yiğitliği ile İslam şehirleri içinden öne çıktığını anlıyorum.
Halep’in yazlığı olan Adana, Ramazanoğulları Beyliği’nin Ermeni Devleti’ni ortadan kaldırmasıyla birlikte tarih sahnesine çıkmıştır. Ramazanoğulları, daha önce Yavuz Sultan Selim’in İslam birliği atılımında verdikleri destekle Adana’ya düşen tarihi rolü en güzel şekilde ifa etmişti. İkinci olarak da Osmanlı’nın yıkılışında, İttihat Terakki’nin şımarttığı emperyalizmin maşası Ermeniler’e karşı yirminci yüzyılın başında verdikleri mücadeleyle Adana üstüne düşen tarihi rolü en güzel şekilde yerine getirmiştir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da Adana ülkenin gidişatında ağırlığını hissettirmiştir..
Türkiye iki asırlık Batı kuşatmasını hala yarabilmiş değil. Öğrencilikle askerliğin koyun koyuna yattığı, büyük bir ürpertiyle idrak ettiğimiz bu ölüm kalım günlerinde Adana yine tarihi rolünü ifaya hazırlanmaktadır.
Türkiye cephede doğruyu yapıp masada, kitaplarda, üniversitelerde ve okullarda şaşsa da Adana hep doğru, iyi ve güzel eksenindeki tarih mecrasında şanlı akışını sabırla ve sebatla sürdürecektir. Bu yüzden genelde Darülislam’ın nabzını, özelde de Türkiye’nin nabzını Adana’dan dinlemek her dönemde mümkün olabilmektedir.
Mehmet Yürekli
Adana, 22.02.2019
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.