Camilerdeki sıralar, tabureler falan!

Devlet böyledir.
Arazisini işgal edersin görmez.
Gecekondu dikersin görmez.
Hemşerilerini getirir koloni haline dönüşmüş mahalleler oluşturursun görmez.
Su bağlanır, elektrik verilir, okul yapılır, seçim çalışmaları yapılır.
Bazı hallerde gecekonduların yıkılması kararı çıkar.
Yer yerinden oynar.
Zabıtalar, polis orduları, tomalar, dama çıkanlar, feryat figan edenler.
Devlet sorun yeni ortaya çıktığında uyanmaz, uyanamaz.
Çünkü; hantal yapısı buna müsaade etmez.
Yıllardır camilerde tabure, sıralar yer edinmeye başladı.
Kimse buna karışmadı.
Sonra tabure gecekondularda kılanların sayısı normal tadile erkana uyanların sayısını geçmeye başladı.
Açıktan haksız rekabet durumu doğdu.
Başka anlatımla merdiven altı cemaat legal cemaati geçti.
Yıllardır susan, görmezden gelen Diyanet birden TGRT gurubun gazı ile harekete geçti.
Bu gurubu ayrıca yazmak lazım.
Diyanet işleri camilerdeki gecekonduların temizlenmesine karar verdiğini duyurdu.
Vazifeyi de imamlara verdi.
Bu işi imamlar yapamaz.
Yapacak olursa meydan muharebesi çıkar.
Bu işi ancak tomalar ve polis, zabıta ordusu ile halletmek imkanı vardır.
Yıllarca sus ve sessiz hal, birden radikal karar verici ol.
Ben bunu asla doğru bulmam.
Yarasız yere kurt düşürmek diye buna derler.
Yok efendim camiler kiliseye dönüşecekmiş.
Camilerde bu konuda sorun var mı?
Var.
Çözüm ise tedrici olarak kademeli bir sistem ile mümkündür.
Camiye gelenleri küstürerek değil..
"Küsmezler gidecek başka yerler mi var" diyenler olabilir.
Yine de yılların ihmalinin getirdiği idari kusurun mahcubiyeti ile teenni ile hareket etmek gerekmektedir.