Her şey ayan beyan ortada!
Bazı kişiler at gözlüklerini taktıklarından bin bir dereden su getirse de güneş balçıkla sıvanmıyor. Hem yurtdışında yaşayıp 'Burada kriz miriz yok" demek, yurtiçinden bihaber olduğu halde, "Türkiye'de kriz boğaza dayandı" diye kendince bir yerlere mesajlar göndermek realitenin çok uzağında bir yaklaşım olsa gerek.
Dünden devam edeyim… Hani yurtdışında “Kriz yok” diye martavallar atıyorlar ya… Birçok şer odağının yaşadığı ABD’den başlayayım…
Kriz kâhini Nouriel Roubini yorumluyor ve ABD’nin krize giden ekonomiden ödü koptuğunu söylüyor… Bloomberg’e konuşan Roubini, “Onlar öyle korkuyorlar ki varlım alımlarının azaltılmasını ve faiz artırmayı erteleyecekler…” diyor ve enflasyonda ekonomik durgunluktan bahsederek stagflasyon tehlikesini gözler önüne seriyor.
Roubini, varlık kayıplarının; altın, metal, petrol ve altyapı varlıkları gibi bazı gayrimenkulleri ihtiva eden emtiaya sarılmakla önlenebileceğine vurgu yapıyor.
***
Hadi batıdan bir de doğuya uzanalım… Çin’e gidelim… Bakalım yurtdışında kriz var mıymış, yok muymuş!
2008 yılında ABD’nin mortgage global finansal krizine benzer bir balon Çin’de neşvü nema bulmaya, dumanı tütmeye başladı. Ateş yandı, herkes gelişmeleri şaşkınlıkla seyrediyor…
Çin’de 54 trilyon dolarlık finans sisteminin istim (sıcak buhar) üstünde olduğu, devlet tarafından sıkı gözetim altına alınan sektörde işlerin giderek daha kötüleştiği bildiriliyor.
Hakikaten ülkede başı çeken 25 finans kuruluşunun sıkı bir incelemeye tâbi tutulması göz ardı edilecek bir olay değil. Öncelikle Çin’de çöp tahvil faizlerinin 10 yılın zirvesinde olduğunu hatırlatayım.
İşin temeli emlak devi Evergrande krizi… Emlak piyasasındaki yavaşlamayla gerilen finansal sistemin ana ayakları fazlaca darbe almış durumda. Ödemelerinde son derece büyük zorluklar yaşayan Evergrande’deki durum finans kuruluşlarını resmen eziyor. Söz konusu kuruluşların başında Citic Grup, perakende devi Ali Baba, Didi ve özel sektörün birçok dev şirketleri her an batmayla karşı karşıya kalabilir.
***
Avrupa’ya geçelim… Bakalım burada neler oluyor?
Avrupa Birliği’nin ev sahibi Almanya hammadde darlığı sebebiyle sanayi üretiminde el frenine yapışmak üzere. Yatırımcının beklentisi ünlü ZEW’e yansımış görünüyor. Eylül’de 23,5 beklentiye karşılık ZEW endeksi 22,3 olmuş. Aynı değer Ağustos ayında 26,5 seviyesindeydi.
Yine önemli ZEW mevcut durum endeksinin durumu ise içler acısı. 28’lik beklentiye karşılık Eylül’de gerçekleşen rakam 21,6. Ağustos ayında ZEW mevcut durum endeksi 31,9 olmuştu.
Tabii, ekonomideki bu zayıflık istihdam ve ihracatın dinamosu sanayi üretimine yansıyor.
Yeniden biraz daha doğuya gelelim… Rusya’da yılsonu enflasyon tahmini yüzde 5,8’den yüzde 7,4’e yükseldi. Gıda fiyatları desteğiyle enflasyonun beklentilerin çok üzerinde attığına değinen Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov, 2021 yılı büyüme tahminini de yüzde 4,2’lerde tuttuklarını belirtiyor.
***
Güney Asya’da da durum vahim. Hindistan yüksek enerji krizi yaşıyor. Büyükşehirlerde ve sanayi bölgelerinde sık sık elektrik kesintileri üretimi olumsuz etkiliyor. Hindistan elektriğinin yüzde 70’ini kömürden sağlıyor.
Sorunu aşmak isteyen Hindistan hükümeti kamuya ait elektrik santrallerinden alınan fazla üretimi darlık yaşayan bölgelere geçici olarak aktardı. Çözüm olacak mı, henüz orası belirsiz.
Hindistan’dan sonra Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) gelen önce kötü sonra iyi haberi paylaşayım. Fon, bu yılki küresel büyüme tahminini düşürdü ve yüzde 5,9’a çekti. IMF, toparlanmada artan bir ayrışmadan bahsetti.
Büyümeye yönelik olumsuzlukları sıralayan IMF, pandemi, tedarik zinciri, yükselen enflasyon ve gıda fiyatları, enerjide artan maliyetleri küresel ekonomi için riskler olarak gösterdi.
***
IMF aptal değil, ekonomik dataları ve faaliyetleri görüyor ve ona göre tahmin yürütüyor.
İşte Ağustos ayında Türkiye sanayi üretimi beklentilerin oldukça üzerinde aylık yüzde 5,4, yıllık yüzde 13,8 oranında gerçekleşti. Beklentiler aylık yüzde 3,7, yıllık yüzde 10 seviyelerinde dolaşıyordu.
Üretim tamam da cirolar yerinde mi sayıyor, tabii ki hayır… Takvim etkisinden arındırılmış sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, Ağustos’ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 48,1 artış gösterdi. Aylık bazda yükseliş yüzde 4.
Ciro endeksi içinde en yüksek artış yıllık yüzde 66,9 ile hizmet sektöründen geldi. Hizmet ciro endeksinin aylık artışı yüzde 2,1. Hizmetten sonra ticaret ciro endeksi yıllık yüzde 39,1, aylık yüzde 3,9 arttı.
Her şey ayan beyan ortadayken, Türkiye’yi krizle itham etmek neyin nesi, kimin felsefesi siz karar verin!
analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.