
Mustafa Yürekli
Bekir Karlığa’nın İstanbul’da Roger Garaudy’le görüşmesi
İlahiyat profesörü ve felsefeci Bekir Karlığa, Ülke Tv’de pazar günleri saat 14’te yayınlanan ‘Yaşadığımız Günler’ adlı belgesel programında hayatını anlatıyor.. Bu yazıda, Bekir Karlığa’nın ‘Paris'e gitmemde çok etkisi oldu’ dediği ve hayat hikayesinde önemli bir olay olan İstanbul’da Roger Garaudy (1913 – 2012) ile görüşmesini anlatacağım.
Roger Garaudy uzun yıllar Fransız Komünist Partisi üyeliği yapmış, komünist bir aktivistken Müslüman olmuş bir düşünürdür. İslamiyetle tanışması da Hitler’le anlaşan Fransız hükümetini protesto etmesi üzerine sürgün olarak yollandığı Cezayir’de kurşuna dizilecekken Müslüman askerlerin teveccühü ile kurtulması üzerinedir. Ancak Müslümanlığı seçmesi çok sonraları, 2 Temmuz 1982’de Cenevre’de gerçekleşmiş. Müslüman olunca doğrudan Umreye gitti.
Müslüman olunca, Roger Garaudy İstanbul’a davet edildi. Garaudy’nin hidayet haberi dünya gündemine bomba gibi düşmüştü: Reger Garaudy anne ve babasının herhangi bir dini benimsememesine karşılık on dört yaşında iken “hayatının bir anlamı olmasını düşündüğü için” Hıristiyanlığı kabul etti. Öğrenciliği sırasında komünizmi yoksullara sahip çıkan bir sistem olarak gördü. 1933’te Komünist Partisi’nin gençlik kollarına katıldı ve otuz yedi yıl boyunca parti kademelerinde çalıştı. Eserleri, konferansları ve eylemleriyle üne kavuştu ve Fransız Komünist Partisi’nde yükseldi. Milletvekili, senatör ve meclis başkan yardımcısı sıfatıyla on altı yıl parlamentoda görev yaptı. Marksist Millî Araştırmalar Merkezi müdürlüğünde bulundu. Stalin’le tanıştı.
Reger Garaudy Sorbonne Üniversitesi’nde akademik araştırmalara başladı ve Moskova Sosyal Bilimler Akademisi’nden felsefe alanında doktor unvanı aldı; felsefe ve estetik profesörü oldu. Almanca, İngilizce, Rusça ve Müslümanlığı benimsedikten sonra Arapça öğrendi. Dünyanın önde gelen siyaset, sanat, edebiyat, bilim ve fikir adamlarıyla dostluk kurdu. Prag’ın Sovyetler Birliği tarafından işgalini eleştirdiği için 1970’te Komünist Partisi’nden ihraç edildi. Fransız Komünist Partisi'nden dönüp Müslüman olmak öyle kolay bir iş değildi; çok büyük bir değişimdir. Roger Garaudy Yıldız Sarayı’nda bir konferans verdi, neden Müslüman olduğunu anlattı.
Bekir Karlığa o yıllarda Marmara İlahiyat Fakültesi'nde İslam Felsefesi bölüm başkanıydı. Konferansa o da gitmişti. Roger Garaudy ile görüştü. İlahiyat Fakültesi'nde de bir konferansı vermesini rica etti. Garaudy’nin hanımı, Müslüman bir Filistinlidir, hidayetine de vesile olmuştur.
Bekir Karlığa, o konferansta Roger Garaudy ve eşi ile konuşmuş. İlahiyat Fakültesine davet etmiş. Böylece fakültede bir konferans vermesini sağlamış. Marksizm'in zirvesinden İslam'a dönüşü, o büyük değişim ve dönüşümü anlattırmıştı ilahiyat öğrencilerine..
Sonra İstanbul'un en iyi lokantalarından birinde yemek verip 50 kişilik bir Müslüman aydın topluluğuyla buluşmasına da öncülük etti. O toplantıda İstanbul’daki Müslüman yazar, akademisyen ve sanatçılar Roger Garaudy ile sohbet ettiler.
Roger Garaudy hidayet hikayesini bir de o aydınlara anlattı: ‘Ben Müslüman olurken böyle birdenbire Müslüman olmadım. Ben Müslüman olurken doğrudan doğruya bir geleneğin devamı olarak Müslüman oldum’ dedi. Hristiyanlıkla Müslümanlık arasında ortak bir bağ, vahiy bağı olduğunu, İbrahimi dinlerden hareketle bunların en sonuncusu olması hasebiyle İslamiyete geçtiğini söyledi..
İhsan Süreyya Sırma fırsatını bulup üstada şu soruyu sormuş: 'Efendim, sizleri hiçbir din, hiçbir ideoloji ve yıllarca savunmasını yaptığınız sosyalizm tatmin etmezken, nasıl oldu da Müslüman oldunuz?' Garaudy’nin verdiği cevap çok çarpıcı: 'Je n'ai pu plus, et j'ai soumis! (Daha fazla yapamadım ve teslim oldum)'
Müslüman Fransız düşünür Roger Garaudy’nin İslamla ilgili yazdığı eserler, makale ve kitapları ve yaptığı konuşmalar Bekir Karlığa’yı çok etkilemiş. Roger Garaudy ile görüşürüm diye Paris'e de gitmiş.
Ne var ki o dönemde Roger Garaudy Paris'te Yahudiler hakkında bir konuşma yapmıştı. Oysa Antisemitizm kanunu o günlerde çıkmıştı. Yahudiler Antisemitizm kanuna muhalefetten dolayı Roger Garaudy'yi mahkemeye vermişler ve mahkum ettirmişler.
Reger Garaudy Filistin davasına sahip çıkması ve İsrail zulmünü kitaplarında dile getirmesinden ötürü Batılı basın ve yayın organları tarafından aforoz edildi; böylece kendisine büyük kitabevlerinin ve yayın kuruluşlarının kapıları kapandı. Hatta İsrail Mitler ve Terör adıyla Türkçe’ye de çevrilen kitabı yüzünden ceza aldı.
Roger Garaudy bu olay üzerine Paris'i terk etmiş ve İspanya'ya, Kurtuba'ya gitmiş. Kurtuba'da bir kültür merkezi kurmuş. 13 Haziran 2012’de vefatına kadar da orada kalmış. Vefatından sonra o merkez hanımı tarafından faaliyetlerine devam etmiş.
Bekir Karlığa, İstanbul’daki Reger Garaudy’le görüşmesini ve Paris’te 10 yıl süren araştırmasını Yaşadığımız Günler’de ayrıntılarıyla anlatıyor.
Yaşadığımız Günler, pazar günleri saat 14’te Ülke Tv’de yayınlanıyor..
Mustafa Yürekli / Haber7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.