Selami Kaytancı: 'FETÖ’nun Çıkış Noktası: Mehdilik..'

Selami Kaytancı: 'FETÖ’nun Çıkış Noktası: Mehdilik..'

Selami Kaytancı: 'FETÖ, bu inanç etrafında topladığı, bu milletin tertemiz evlatlarını, bu millete, bu ülkeye faydalı olacak nice değerlerini iğfal etmiş ve BİR NESLİ MAHVETMİŞ; BİR NESLİ, VATAN HAİNİ OLMA NOKTASINA GETİRMİŞTİR!..'

“FETO – NATO – BOP ve EVANGELİZM” başlıklı yazımızda, “FETÖ”nün bir “Evangelizm” projesi olduğunu ortaya koymuştuk. Evangelizm’in, Yahudi çıkışlı, Hıristiyanlık, Yahudilik ve İslamiyet’i, tek bir din haline dönüştürerek, “Arz-ı Mev’ud”u gerçekleştirip “Armegeddon Savaşı” ile kıyameti getirmek amacına matuf olarak ortaya çıkartıldığını; planlanıp servis edildiğini anlatmıştık.

Saraydaki casuslar!..

'Kaç türlü vatan hainliği vardır?!..

Zeytinyağlı yiyemem aman!..

Fulbright Commission’u…

FETO, NATO, BOP ve Evangelizm..

Türkiye petrolleri, ya da ihanetin belgesi!..

Ayrılmış Anne - Babalar Ve Çocuklar!

 

Evangelizm ve onun çocuğu  Feto’nun çıkış noktasını, İsa – Mesih – Mehdi inanışı oluşturmaktadır. O yazımızda, FETO’nun, müridlerini, kendisinin beklenen Mehdi – Mesih olduğuna iman ettirdiğini, dolayısıyla buna iman etmiş bir gizli örgütün, bu tez çürütülmeden çökertilemeyeceğini ve nitekim, örgütte, beklenen çözülmenin bu yüzden bir türlü  gerçekleşmediğini anlatmıştık.

Şimdi bu yazımızda, “MEHDİLİK” inancını, enine boyuna irdelemek istiyoruz. Eğer bu bataklık kurutulmazsa, FETÖ ile mücadele kesinlikle hedefine ulaşamayacak ve bu bataklık sivrisinek üretmeye devam edecektir!.. Yapılan ve yapılacaklar, havanda su dövmekten öteye geçmeyecektir!..

İşe, öncelikle kutsal kitaplardaki “BEKLENEN KURTARICI” ile başlamak gerekiyor. Bunun için de işe, ilk önce KUR’AN’dan başlayalım… Camilerimizde, her yatsı namazından sonra, “BAKARA” suresinin son iki ayeti okunur… Hani şu “Amenerresulü…” diye başlayan ayetler!... Güzel sesli, güzel tilavetli hocalarımız, hafızlarımız okuduğunda, büyük bir huşû içinde de dinlenir!... Dinlenir dinlenmesine de, genellikle âdeta “koyunun kaval dinlediği gibi” dinlenir!.. Zira, âyette Allah’ın ne anlattığını, hangi mesajı verdiğini, kimi zaman okuyan bile anlayıp düşünmez!.. Oysa Allah, Kur’an’da 680 küsur yerde, “düşünmemizi, akletmemizi, kritik etmemizi…” istemektedir..

Şimdi ayetin şu kısmına dikkatinizi çekmek istiyorum: “Rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ “ISRAN” kemâ hameltehû alellezîne min kablinâ”  MEALİ: “Ey Rabbimiz!.. Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme!..” Burada geçen “ISR” kelimesi, bizden öncekilere yüklenen yükü ifade etmektedir.

Peki, nedir bizden öncekilere, bizden önceki ümmetler olan Yahudi ve Hıristiyanlara yüklenen bu yük?!.. Allah (c.c.) Tevrat ve İncil’de, Yahudi ve Hıristiyan kavimlere, kendilerinden sonra bir “TEBLİĞCİ – MÜJDELEYİCİ -  ELÇİ ” geleceğini, bu elçiyi gözetlemelerini; o geldiğinde de ona hemen tabi olmalarını, onu destekleyip yardım etmelerini (salat etmelerini), onlara bir görev, bir “YÜK” olarak bildirmektedir!.. Ancak ona tabi olduklarında kurtuluşa erebileceklerini müjdelemektedir!...

Bir “UYARICI ELÇİ”yi beklemek, ona tabi olmak, ona yardım (salat) etmek, Yahudi ve Hıristiyanlara bir görev ve yük olarak verilmiştir. Tevrat ve İncil’de beklenmesi istenen, müjdelenen KİŞİ, TEVHİDİN ELÇİSİ İslam Peygamberi Hz. Muhammed (a.s.)dir.

Şimdi “Bakara Suresi”nin son ayetinde geçen bu   “dua”ya tekrar dönelim. Bu cümle, ayette bir “dua” niteliğindedir… Allah (c.c.) bizden şöyle dua etmemizi istiyor: “Ey Rabb’imiz!.. Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır bir yük yükleme!..”  Bizden öncekilere, kendilerinden sonra gelecek UYARICI elçiyi beklemek, “AĞIR BİR YÜK” olarak yüklenmiştir … Peki , neden “AĞIR BİR YÜK”tür bu?!.. Çünkü, onunla ağır bir imtihana tabi tutulacaklardır… O gelene kadar, kendi şeriatlarına tabi olacak bu ümmetler, o gelince, ona, onun şeriatine tabi olacaklardır…

Nitekim, İslam’ın, TEVHİDİN elçisi Hz. Muhammet (a.s) gelince, kendi ırklarından bir elçi, bir KURTARICI bekleyen Yahudiler, ona tâbi olmayı reddetmişler, ona düşman kesilmişler ve böylece, onları bekleyen bu “ağır imtihan – ağır yük”ten,  “kaybedenler”   olarak çıkmışlardır…

Ne var ki, kendilerine müjdelenen ve bir görev, bir yük olarak verilen bu beklenen kurtarıcıyı kabul etmeyen, ona düşman kesilen Yahudiler, o gün bu gündür hâlâ o kurtarıcıyı beklemektedirler. Onlara göre bu kurtarıcı, “ÂHİR ZAMAN”da tezahür edecek, “ARZ-I MEV’UD” (VA’DEDİLEN TOPRAKLAR)u gerçekleştirecek ve Armegeddon Savaşı ile tüm insanları aynı din altında toplayacak ve nihayet kıyamet kopup dünyanın sonu gelecektir.

Evangelistler, Hıristiyanlık ile Yahudilik ve İslam’ı birleştirip bir din meydana getirmeyi hedeflediklerinden, bu beklenen kurtarıcının, “İSA – MESİH” olduğuna inanmaktadırlar…

Şimdi gelelim Müslümanların neye inan(dırıl)dığına!.. Yahudiler, Evangelistler’deki İsa – Mesih inancının Müslümanlar arasındaki karşılığı, “MEHDİLİK” inancıdır!.. Yahudiler arasından SABATAY SEVİ gibi, kendisinin Mesih olduğunu iddia eden ve etrafına bir yığın inanmış toplayanlar çıktığı gibi, Müslümanlar arasından da bir yığın Mehdi olduğunu iddia eden ve etrafına bir yığın inanmış insan toplayanlar çıkmıştır. FETO da bunlardan biri, sonuncusu ve en iddialı olanıdır.

FETO’ya samimi olarak inanmış, iman etmiş, dürüstlük ve samimiyetinden şüphemin olmadığı kişilerle yaptığım görüşme ve tartışmalarda, onların nasıl bir iman ve inançla, Mehdi Feto’ya bağlı olduklarını gördüm. Bu kişiler, ona inanmadığımız, tabi olmadığımız için, BİZE ACIMAKTA ve böyle bir müjdeden, kurtuluştan uzak kaldığımız için, Peygamberimize inanmayan zamanın bedbahtları olarak görmektedirler.

O zaman, yapılacak en önemli, en hayati ve en öncelikli iş, Mehdi inancının İslam’daki yerini tespit etmek olmalıdır. İslam’da Mehdilik var mıdır, yok mudur?!.. Varsa, nerede vardır; yoksa, İslam’a bu inanış, kimler tarafından ne amaçla sokulmuştur?!..

Şimdi tekrar Bakara Suresi’nin o son ayetine dönelim!.. Orada Allah, “Rabbimiz, bize böyle bir yük yükleme!..” diye dua etmemizi istiyor!.. Eğer âhir zamanda bir kurtarıcı, bir mehdi gelecek olsaydı, Allah, Yahudi ve Hıristiyanlara yüklediği gibi, emrettiği gibi, bizim de onu bekleyip kurtuluş için ona tabi olmamızı istemez miydi?!.. Ve de bunu Kur’an’da apaçık bir âyetle bildirmez miydi?!.. Kur’an’da, Mehdilik ile ilgili hiçbir ayet yoktur!.. Bu inanışı, içimize, on binlerce hadis uydurup kendi dinlerini bozdukları gibi, İslam’ı da bozmak isteyen Yahudi münafıklar, ajanlar sokmuşlardır!..

Ve ne yazık ki, bu inanış, Müslümanlar arasında oldukça revaç bulmuştur!.. Bir bakarsınız, bir çuval sakalıyla, sözüm ona bir İslam âlimi, çıkmış bir tv kanalında salya sümük Mehdi’yi, Mehdi’nin ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağını anlatmakta; ya da bir cami kürsüsünde ballandıra ballandıra keramet yumurtlamaktadır!.. Her yatsı namazında, koyunun kaval dinlediği gibi “Amenerresûlü” dinleyen Müslümanların da bu âlim – hoca sıfatlı kişileri, düşünmeden, araştırmadan, kritik etmeden, bilmeden dinleyip ha bire Mehdi arayışı, bekleyişi içine girdiklerini görmekteyiz!..

Allah, Kur’an’da, kıyameti, kıyamet saatini Resulüne bile bildirmemiştir!.. Kıyamet manzaralarını, kıyamet sonrası olacakları tasvir etmekte, anlatmakta; ama ne zaman vuku bulacağı konusunda en ufak bir bilgi vermemektedir!.. Resul’üne, bunu asla bilemeyeceğini bildirmesine rağmen,  Resul’ün ağzından çıkmış gibi, olmadık safsatalar üretilmiş ve servis edilmiştir.

Şimdi sizlere, FETO gibi, Müslümanların karşısına Müslüman bir âlim – hoca kimliği ile çıkan ve hemen hepimizi aldatan, aslında bir Yahudi Mason ajan olduğu ortaya çıkan “HARUN YAHYA” takma adlı “ADNAN HOCA” lakaplı Adnan Oktar’ın sitesinden Mehdi inancıyla ilgili bilgileri aktaracağım:

*** İNSANLAR İSLAHATÇI ARAYACAKLAR, HZ. MEHDİ (AS)’I BULUNCA DA ONA KOŞACAKLAR… (Bihar ul-Envar, cilt. 52, S. 326)

*** HZ. MEHDİ (AS)’IN DÜNYAYLA BAĞI OLMADIĞINDAN, MAL VARLIĞI DA HİÇ OLMAYACAKTIR…(El-Mehdiyil Mev’ud, cilt 1, sayfa 280)

*** PEYGAMBERİMİZ (SAV) HZ. MEHDİ (AS)’IN (ROMA) İSTANBUL’DAN ÇIKACAĞINI BİLDİRMİŞTİR… (Mucem El Hadis El İmam Mehdi, cilt.3 sayfa.183)

*** İNSANLAR HZ. MEHDİ (AS)’I AYNI HZ. YUSUF GİBİ, VAKTİ GELİNCEYE KADAR ANLAYAMAYACAKLARDIR… (Kitab-ül Gaybe, 10. Bölüm, 195. Sayfa)

*** MEHDİ TALEBELERİ ÇOK TEMİZ AHLAKLI, ALLAH'TAN KORKAN, NURLU İNSANLAR OLACAKLAR… (Bihar-ül Envar 51-52-53. Ciltler İngilizce çevirisi 1. Kitap,

sayfa 449)

*** HZ. MEHDİ (AS) KİMSENİN GETİREMEDİĞİ ÇÖZÜMLERİYLE TANINACAKTIR.. (El-Kafi, cilt.1 sayfa.340, İtbat El-Hudat, cilt.3 sayfa.445, Biharül Enwar, cilt.52 sayfa.157, Mucem El Hadis El İmam Mehdi, cilt.3 sayfa.364.)

*** AHİR ZAMANDA, HZ. MEHDİ (AS)’IN GEÇ KABULÜ, FİTNELERİN SÖNDÜRÜLMESİNİ DE GECİKTİRECEKTİR… (Bihar-ül Envar, 51-52-53. Ciltler  İngilizce çevirisi, 1. Cilt, Sayfa:214)

*** HZ. MEHDİ (AS) DÖNEMİNDE YÖNETİCİLERE SUİKASTLER YAPILACAĞI HADİSLERDE HABER VERMİŞTİR…(Beklenen Mehdi, Allame Muhammed Bakır el-Meclisi, Biharul Envar, Cilt 13 (Eski Baskı)/ Cilt 51-52-53 (Yeni Baskı))

Ve daha nice nice herzeler, herzeler, herzeler!...

FETÖ, bu inanç etrafında topladığı, bu milletin tertemiz evlatlarını, bu millete, bu ülkeye faydalı olacak nice değerlerini iğfal etmiş ve BİR NESLİ MAHVETMİŞ; BİR NESLİ, VATAN HAİNİ OLMA NOKTASINA GETİRMİŞTİR!..

Şimdi bu atomdan daha tehlikeli ve tahripkar teşkilatla, gerçekten mücadele edilmek isteniyorsa, EN BAŞTA, EN ÖNCELİKLİ, EN HAYATİ İŞ, Müslümanların akidelerini düzeltmek, safsatalardan ayrıştırmak olmalıdır!.. Bu yapılmadan yapılacak işler, havanda su dövmek olacak; bir bataklık zorla kurutulsa da, başka bataklıkların doğmasına yol açacaktır!..

Bunun için de, Diyanet’e, sağlam akideye sahip din – İslam âlim ve düşünürlerine çok büyük görevler düşmektedir!.. Laf olsun, torba dolsun babından yapılacak, ciddiyet ve samimiyetten uzak, bilimsellikten yoksun çalışmalar da hiçbir etki bırakmayacağı gibi, karşıdakilerin ellerini güçlendiren, güç ve cesaret veren şeyler olacaktır!... Tehlike çok büyüktür; ama çok ciddi çalışmalarla bu tehlikeyi bertaraf etmek de mümkündür!..

 

Selami Kaytancı

29.12.2017, Adana

 

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler