Şiir Üzerine - 4 -
Şiir Eğitimi
Peygamberimiz devrinde, Mescid-i Nebevi’de bir özel “Kadınlar Kapısı” yoktu. Kadınlar erkeklerle birlikta aynı kapılardan Mescid’e girerken zorlandıklarını Hazret-i Ömer’e, Halifeliğinde anlattılar. Hazret-i Ömer ihtiyaç görerek Batıdaki kapıyı Kadınlara hasretti. Böylece de bu kısım Kadınlar Bölümü oldu. Halen o gelenek sürüyor.
Halbuki bu bölümde daha önce şairler toplanarak birbirlerine şiirlerini inşad ederlerdi. Burası kadınlara tahsis edilince şairler Mescid-i Nebevî’nin her yerine dağıldılar. Namaz vakitlerinde şiir îrad etmeseler bile başka zamanlarda bir gürültü kirliliği oluştu. Bunun üzerine Hazret-i Ömer, onlara bugünkü anlamıyla bir" Şairler Lokali" oluşturdu. Burası Mescid'in hemen yanında, biraz da yüksekçe bir yerde olduğu için, buraya “Butayha” dendi. Şairler şiirlerini burada birbirlerine sundukları gibi, isteyen gençlere şiir tekniğini de öğretiyorlardı. İslam toplumunda Kur’an ve Hadis eğitiminden sonra ilk eğitim konusu şiir olmuştur.
Bu gelenek tarihler boyu sürmüştür.
Osmanlı sanat ve edebiyat geleneğinde şiirin önemi büyüktür. Geçmişte her alim, divan bırakmıştır. Hemen her Şeyhülislam’ın bir şiir divanı (şiir almanağı) vardır. İslam ülkelerini, özellikle Osmanlı ülkelerini gezen seyyahlar, beğeni hislerini anlatırken “Şair Millet” diye gelmişlerdir. Şiirle sohbet ederler, demişlerdir.
Peygamber Efendimiz "Şiiri hikmet" olarak kabul etmiştir. Hikmetin önemi, hem Kur’an’da, hem de Hadis-i Şerifler’de zikredilmiştir. Hadis’te “Hikmet mü’ minin yitik malıdır. Nerede bulursa alır” buyurulmuştur. “Sözde teshir, şiirde hikmet vardır” buyurulmuştur.
Hikmet, özümlenmiş bilgidir. Peygamberlere Kitap ve hikmet verilmiştir. Kitap inzal edilmeyen peygamberlere bile hikmet verilmiştir. Diğer insanlar hikmeti, eğitimle, eksersizlerle öğrenmişlerdir. Peygamberlerde ki hikmet Allah vergisidir.
Ben şiirle orta öğrenciliğimden beri ilgilenirdim. Şayet, Üsküdar İmam Hatip Okulunda Türkçe derslerine girmemiş olsaydım geliştirme yapamazdım. Bütün öğretmenlğim sekiz sene. Bir öğretmenler toplantısında sınıflarda derslerin boş geçmemesi için meslek dersleri hocalarına boş geçen derslerin verilebileceğini, derslerin boş geçmemesi gerektiğini söyledim. Mesela ben dedim, Arapça hocasıyım, Türkçe derslerine girebilirim. Başka hocalar da değerlenebilir, dedim. Maksadım derslerin boş geçmemesidir. İkinci dönem başıydı. Dönem başında proğramımı elime aldım, baktım, benim bütün derslerim Türkçe yapılmış. Şaşırdım ama itiraz etmedim. Türk dili ve edebiyatı konularına bir öğrenci gibi çalışmaya başladım. Bu esnada çok şey öğrendim. İnsan her şeyi eğitimle öğrenir. Bununla şiir öğreniminin önemini vurgulamış oluyorum.
Necip Fazıl’ın sadece manzumeleri şiir değil, Üstad’ın nesirleri de ruh dünyamıza hitap ediyor. Onun nesirleri de şiir. Kitaplarını zevkle okurdum. Edebiyat yönüyle tekrar okumaya başladım. Edebi sanatları kullanmada ustalığına hayran kaldım. Bazen müstear bir kelime, bir deyiş yapıyor, bir benzetme kullanıyor, canlı cansız varlıkları kapsayan bir umman içinde olduğumuzu anlıyorum. Edebiyat ile ilgilenenlere, Üstad’ın eserlerini alıcı gözle, yani eğitim niyetiyle okumalarını tavsiye ederim.
Bir bayan şairin, şiirlerini Facebook’ta severek okuyordum. Bir gün Edebiyatla ilgilenen ninesinden miras kalan bir, teşbih, istiare, orijinal kelimeler, terimler, deyimler , buluşlar defterinden örnekler verdi. Uzunca bir liste sundu. Bir kişiye dedesinden ninesinden bir edebiyat hazinesi miras kalırsa, şahsi yetenekleri de varsa şair olması zor olmaz, dedim.
Mücadele Birliği hareketinde ağabey yaşında olduğum için arkadaşlarım ilk şiirlerini bana gösterirlerdi. Ben okur, görüşler belirtirdim. Rehberlikte çok başarılı olduğumu söyleyemem ama görüş belirtirdim, yönlendirmeye çalışırdım.
Genç arkadaşlarım, lütfen şiirle ilgilenin. Usülleri iyice öğrenin. Çok okuyun. Bu yolda sizin yolunuzu incelemeleriniz aydınlatacaktır. Yeni Necip Fazıllar, Arif Nihat Asya’lar , neden siz olmayasınız.
Şimdi de yeni şairler, ifadelerine göre "kolay şairler" türemiş. Kolay şairler, kolay anlaşılan şiirler yazıyormuş. Şiir kolay yazılmış olabilr. Asıl zor olan, onların törpülenmesidir. Cevher kayalıkta diğer taşlar gibi taştır. Onu bulmak zordur. Cevheri mücevher haline getirmek, tabiî ki daha zordur
Okullardaki Türkçe derslerinde şiir kültürü şair olmaya yeterli olamaz. Bu dersler, derstir, tanıtımdır. Daha fazlasına ihtiyaç var. . Şiir büyük emek ister. Şiir büyük emek ister, şiir büyük emek ister.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.