Yeni modellemenin bileşenleri
Küresel ekonomide üretim, pandemi kaynaklı tedarik zincirindeki kısıtlar ve yükselen maliyetler sebebiyle daralıyor. Ülkeler sanayi PMI'larının normalleşme çabalarına karşılık henüz üretim faaliyetlerindeki krizi atlatabilmiş görünmüyor.
Belki ülkeler imalat sektöründe güçlü toparlanıyor ama tedarik sorunlarına dayalı hammadde kıtlığı enerji ve gıda emtiasında fiyatları yükselterek girdi maliyetlerini yukarı çekiyor, üretim faaliyetlerini aksatıyor ve küresel enflasyon arz kısıtlarıyla artış hızını kesmiyor.
Avrupa’dan üç örnek vereyim… Almanya üretimde hammaddede yaşadığı kriz ve oluşan yüksek enflasyon sebebiyle ekonomik faaliyetlerini sağlıklı yürütemiyor. İngiltere ve Fransa da Almanya gibi imalat sektörü güçlü ancak lojistik sektöründeki sorunlar, hammadde darlığına ve fiyatların yükselişini öne çıkarıyor.
***
Dolayısıyla küresel ekonomide oluşan değişime ayak uydurmaya çalışan Türkiye, yeni bir modelleme ile ekonomiye daha fazla ağırlık veriyor.
Pandemi ortamında mevcut gelişmelere göre politika geliştiren, küresel gıda ve enerjide tedarik zincirindeki kısıtlarını ülkenin elinde bulundurduğu fırsatlarla avantaja çevirmeye çalışan Hükümet ve Merkez Bankası, ortaya koydukları eşgüdümle dikkat çekiyor.
Orta ve uzun vadede yüzde 5’lik enflasyon hedefine odaklanmasına karşılık yüksek kur ve çekirdek enflasyon verilerini yol haritası yapan ekonomi yönetimi yüksek üretim, yüksek ihracat ve yüksek büyümeyi yeni hedef olarak belirledi. Bu konuyu dün analiz yazımızla kapsamlı şekilde ele almıştık.
Özetle; yeni model ekonomi anlayışı çerçevesinde; kurun enflasyona olan zararları, üretim, ihracat artışı ve turizm gelirleriyle minimize ediliyor. İstihdamı öncelleyen büyüme, tüketimden ziyade üretim ve ihracatın üzerine yükleniyor. İthal ikame ile birlikte büyümede yerlilik oranı daha yükseliyor.
***
Yani yeni model; üretim, ihracat, turizm, ithal ikame ve büyümenin yanında istihdamı ön plana alıyor. Yüzde 12’lik işsizliği ilk basamakta tek haneye indirmek için planlamalar yapan ekonomi yönetiminin en çok üzerinde durduğu alan genç istihdamı. Girişimciliğin hat safhada desteklendiği çalışma resmi olarak kayıtlara düştü bile.
2021 – 2023 yıllarını ihtiva eden Ulusal Genç İstihdam Stratejisi ve Eylem Planı Resmi Gazete’de yayımlandı. Eylem planı genelgesinde; nitelikli iş gücünün oluşturulması, kayıt dışılığın azaltılması, iş gücü piyasasında yerel ve sektörel ihtiyaçların karşılanması, istihdam piyasasının değişen, gelişen ekonomik ve sosyal şartlar dikkate alınarak düzenlenmesi başlıklar halinde sıralanıyor.
Türkiye’nin genç nüfus açısından önemli bir avantaja sahip olduğu vurgulanan eylem planında, Türkiye'nin bu üstünlüğünün ekonomik üretim sürecine katkı sağlayabilmesi için gençlerin bilgi ve becerilerinin artırılması ve iş gücü piyasasında aktif yer almalarının önem arz ettiği kaydediliyor.
Plan; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, odalar ve üniversitelerle işbirliği çerçevesinde yürütülüyor.
***
Ekonomide model değişimi kısa dönemde bile dış ticarete yansımış. Yeni istihdam genelgesiyle birlikte iyi yansımalar daha fazla artacağa benziyor. Genç jenerasyon istihdamıyla üretim ve ihracat alanlarında ekonomik aktiviteler olması gereken yere ulaşacak.
İşte büyümede önemli aktör olan dış ticaret, Türkiye’yi önemli ihracat ülkesi haline getiriyor. Dolayısıyla gençlerimizle birlikte söz konusu atılım daha yüksek ivme kazanacak. Zaten ekonominin dinamiklerine bakıldığında dış ticaret açığının Eylül ayı ile birlikte yüzde 46,4’lük bir düşüş göstermesi ihracattaki başarının bir göstergesi.
İhracat aylık bazda yüzde 30 artarken, ithalat artışta yüzde 12 ile ihracatın gerisinde kaldı. Eylül’de 20,8 milyar dolarlık ihracata karşılık yüzde 23,4 milyar dolarlık ithalatımız söz konusu. Bir hatırlatma yapayım… Eylül ayı ihracatı, 20 milyar doları aşarak yeni bir rekora imza attı.
***
Görüleceği üzere, büyümeyi sürükleyen ihracatın 2021 yılı performansı müthiş…
Ocak – Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre ihracat, yüzde 36 artarak 161 milyar dolar olmuş. İthalat yine ihracatın arkasında kalmış ve sadece yüzde 24 artmış ve 193,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Temennimiz ithalatın, ihracatın altında kalması.
9 aylık dönemde dış ticaret açığı yüzde 14,5 düşüşle 32,4 milyar dolara gerilemiş. Önemli bir ayrıntı daha… Eylül’de enerji hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 105,8 seviyesine ulaşmış.
Böyle verimli bir toprağa sahip olan ihracat ordusunun, yeni istihdam edilen genç katılımcılarla bayrağı en zirvelere dikmesi sanırım sürpriz olmaz.
analizgazetesi.com.tr / yazının devamı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.