Sedat Yılmaz

Sedat Yılmaz

KDV indirimlerine rağmen!

KDV indirimlerine rağmen!

Mart 2002 yılından bu yana enflasyonda görülen en yüksek seviyeyi yakaladık. 20 yıl önce enflasyon TEFE'de yüzde 77,5, TÜFE'de yüzde 65,1 olmuştu. Aynı yılın sonunda yani Aralık ayında enflasyon TEFE'de yüzde 30,8 ve TÜFE'de 29,7 oranlarıyla bugünün tersine son 20 yılın en düşük rakamını görmüş ve büyük bir başarı olarak kamuoyuna yansımıştı.

O günlerden bugünlere enflasyonda zikzaklar, aşağı – yukarı eğilimler oldu ancak bu kadarı olmadı. Dedim ya enflasyonu etkileyen bütün ana gruplarda fiyat artışları artarak devam ediyor. Sebebi belli… Dünyada sonu belirsiz siyasi, ekonomik ve jeopolitik krizler silsilesi yaşanıyor. Bu menfur zincire yeniden hortlama eğilimi gösteren pandemiyi ve ABD Merkez Bankası (FED) ve diğer majör merkez bankalarının faiz artışlarını da ekleyebiliyoruz.

Belirsizlik yurtiçi ve yurtdışında haddinden fazla… Dolayısıyla neyin ne olacağı, kimin ne yapacağı meçhul. Şaşkınlık ortamında devletlerin doyumsuz, kuralsız işgalci ve istilacı yaklaşımları, medyanın gücüyle dönen dolaplar, entrikalar, dedikodular, aslı – astarı olmayan yalan – yanlış değerlendirmelerle oluşan algılar, dünyayı derin bir kaosa sürüklüyor. Sonu hayırla biter, inşallah!

***

Mart 2022 yılı tüketici enflasyonuna dönersek… Tüm ana grupların ateşi yüksek. Söz konusu rakamları en son 2002 Mart’ında görmüştük… Aylık bazda en yüksek fiyat artışları yüzde 13,3 ile ulaştırmada… Yüzde 6,6 ile eğitim ve yüzde 6 ile lokanta – otel grupları ulaştırmayı takip ediyor. Yıllık enflasyonda ulaştırma yüzde 99,1, hemen peşinden gelen gıda enflasyonu oranı yüzde 70,3.

Enflasyonun hareketini ölçen ‘yayılım endeksi’ne de bakalım… Endeks fiyat artışlarının özellikle tüketicide tamamen genele yayıldığını fotoğraflıyor. Endeksin verdiği tek iyi haber, şimdilik yukarı yönlü hareketin durduğu yönünde. Fakat enflasyonda yüksek çift hanelerde katılaşmanın giderek arttığını belirtelim.

Mal grubuna temas etmeden geçemeyiz. Aylık bazda yüzde 5,9 artan ve yıllıkta gıda gibi yüzde 70,4 fiyat artışı yaşayan mal grubu, ana belirleyici Rusya – Ukrayna savaşının etkisiyle enerji ve gıda başta emtia fiyatlarındaki yükselişle hızını kesmiş değil. Enerji grubunda aylık yüzde 11, yıllık yüzde 103 oranları manzaraya ışık tutuyor.

***

Aylık olarak gıdada artış yüzde 4,7… Gıda – enerji hariç çekirdek enflasyonda ise yüzde 4,6. Sepetin yüzde 56’sını yansıtan C Çekirdek Endeksi aylık yüzde 4,4, yıllık yüzde 48,4 yükselmiş. Önceki ay bu rakam yüzde 44,1’di.

Diğer taraftan yıllık üretici fiyatlarının (ÜFE) tam 27 yıl sonra yüzde 114,97 ile üç haneyi gördüğünün altını çizelim. ÜFE – TÜFE arasındaki makas 53,8 puan. Bu da 2003 yılından bu yana oluşan en yüksek fark. Bunun anlamı mal ve hizmet fiyatlarına maliyet yukarı yönlü baskılar sürecek.

Aylık fiyat artışları sanayi grubunda yüzde 15,6’yla enerji ve yüzde 8,9 ile ara mallarda kendini gösteriyor. Yıllık fiyat artışları enerjide yüzde 214,9, ara malında ise yüzde 122,9. Daha derinlere bile gitmeye gerek yok. Yani enflasyonu yukarılara taşıyacak girdiler hayli yüksek.

Hatırlatalım… Söz konusu artışlar temel gıda ürünlerindeki KDV indirimlerinin yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesine rağmen gerçekleşiyor.

***

Birinci çeyrek itibariyle ortalama aylık yüzde 7’ye oturan tüketici enflasyonu ile yüzde 9’da karar kılan aylık üretici enflasyonunun gelecek aylardaki seyrini elbette merak ediyoruz. Ramazan’ın yaşandığı Nisan ayında fiyat artışlarındaki durum malum. Ayrıca bu ay hanehalkında yüzde 35, sanayide yüzde 50 zamlanan doğalgaz zamları enflasyonu ateşleyecek.

Yine KKM’ye rağmen TL’nin dolar karşısında yılbaşından bu yana yüzde 9 değer kaybettiğini ve ithalatın pahalandığını unutmayalım… Dolayısıyla yılsonunda güçlü sayılabilecek muhtemel 15 puanlık bir baz etkiye rağmen, Nisan’da yüzde 70’leri zorlayacak bir tüketici enflasyonunun yılı yüzde 60’ların üzerinde kapatması mümkün.

Tabii bu sadece bir öngörü. Enflasyon çizgisinde en önemli etken Rusya – Ukrayna savaşının seyri. Olay azarsa enflasyonlar da azar… Olay tavsarsa enflasyonlar da kendi dinamiklerine döner!

Zihinlerde gezinen soru şu: Peki uygulanan para ve maliye politikaları enflasyondaki yükselişi engellemede ne kadar etkili oldu?

Evet cevap olarak… Siz ne kadar politika üretirseniz üretin, mevcut iç ve dış risklerle ateş almış fiyatları ne kadar soğutmaya çalışırsanız çalışın, atasözü deyimiyle; “Bu sıcağa kar mı dayanır?” demekten başka söz kifayet etmiyor.

Bugün Nisan’ın 6’sı… 14 Nisan’daki TCMB toplantısı ile 28 Nisan’daki yılın ikinci enflasyon raporundaki mesajları izliyor olacağız…

analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi