
Sait Özdemir
Vermek Almaktan Her Zaman Üstündür
Vermek Almaktan Her Zaman Üstündür
Sevginin yalnızca sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? diye sordular bir bilgeye.
Bilge, büyük bir sofra hazırladı ve sevgiyi dillerinden eksik etmemelerine karşın, onu günlük yaşamlarında hiç kimseye göstermeyen kişileri yemeğe çağırdı. Sofrada herkes yerini aldıktan sonra, önlerine birer tas sıcak çorba, sonra da derviş kaşıkları denen, sapları bir metre uzunluğunda özel kaşıklar getirildi. Ev sahibi konuklarına bu kaşıkları nasıl tutmaları gerektiğini söyledi Herkes kaşığının ucundan tutmak zorunda kaldı. Konuklar, uçlarından tuttukları bir metre uzunluktaki kaşıkları güçlükle taslarına daldırıyorlar, fakat kaşıklarına çorba doldurup, ağızlarına götüremiyorlardı. Ağızlarına bir kaşık çorba koyabilmeyi beceremeyen konuklar, yemekten sonra kalktıklarında, karınlarını doyuramamışlar, kaşıklarından dökülen çorbalarla da sofranın üstünü kirletmişlerdi.
Bilge, bir gün sonra ikinci bir yemek daveti verdi. Bu kez, sevgiyi gerçekten bilen ve her gün sevgiyle yaşayan kişileri çağırdı. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen pırıl pırıl kişiler geldiler ve bu kez onlar yerlerini aldılar. Sofrada önlerine birer tas sıcak çorba ve sapları bir metre uzunluktaki derviş kaşıkları getirildi. Kaşıkları ancak, saplarının uçlarından tuta bilecekleri kuralı söylendi. Ev sahibi bilgenin Buyurun, afiyet olsun sözünden sonra sofradaki herkes, önündeki kaşığı, sapının ucundan tuttu ve herkes kaşığını, karşısındaki kişinin tasına daldırıp, kaşığına aldığı çorbayı, karşısındaki kişinin ağzına uzattı. Bu yöntemle herkes karnını doyura bildi. Konuklar sofradan kalktıklarında ise, sofranın üstünde, dökülmüş tek damla çorba yoktu. Sevginin yalnızca sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır sorusunu soranlara bu uygulamayla cevap verdikten sonra bilge, bir de öğütte bulundu:
İşte, dedi. Kim ki yaşam sofrasında yalnızca kendini görür ve yalnızca kendini doyurmayı düşünürse, o kişi aç kalacağını da bilmelidir. Kim ki başkalarına da düşünür ve o da kesinlikle doyurulacaktır. Çünkü yaşam denen bu pazar, alan değil, veren kazançlıdır her zaman.
Evet değerli dostlar, Ramazan ayının artık son on gününü doğru gelmiş bulunuyoruz. Bizler orucumuzu açıp iftar ediyoruz ama acaba orucunu açıp iftar edecek yemeği olmayan fakir fukarayı ne kadar gözetebiliyoruz. Onlar için bir iftar verebiliyor muyuz?
İftar soframızda onlara da yer verebiliyor muyuz acaba.
Şimdi düşünme ve tefekkür zamanı.
Kalın sağlıcakla
Sait ÖZDEMİR
Uzman Psikolojik Danışman
Yetersizlik hissi
30 Nisan 2025 Çarşamba 01:02Boş zaman yoktur boşa geçen zaman vardır.
21 Nisan 2025 Pazartesi 22:59Güzellik Geçicidir Aptallık Baki Kalır
15 Nisan 2025 Salı 09:54Bolluk Paradoksu
08 Nisan 2025 Salı 21:01Bugün Bayram Erken Kalkın Çocuklar
28 Mart 2025 Cuma 14:18Bülbülün yaptığı yanına kar kalmaz
25 Mart 2025 Salı 03:36Ruh bir arı vücut kovan
11 Mart 2025 Salı 04:46Ramazan ve Çocuk
04 Mart 2025 Salı 15:34Sabır ve azim.
25 Şubat 2025 Salı 01:24Çözümün parçası olmak.
17 Şubat 2025 Pazartesi 16:05




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.