Model değişiklikleri gizli "stres testleri" mi?
Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 17'de tuttu. Nedeni enflasyonda Mayıs ayına kadar oluşacak yükselişlere set çekmek için sıkı taban oluşturmak. Anlaşılan tekerler sağlamlaştırılarak ekonominin patinaj yapmasına karşı tedbirler alınıyor.
Ocak ve Şubat’taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarında fiyat istikrarına yönelik riskleri son iki aydır gözlemleyerek analitik olarak masaya yatıran TCMB, kredi büyümesi, bütçe gerçekleşmeleri, dezenflasyonun önündeki engeller, cari dengedeki hassas noktalar, devalüasyon ve kurun piyasaya zarar vermeyecek şekilde dalgalanmasını zannediyorum ince ince hesap ediyor ki, araç battığında çamurdan çabuk çıkarılabilsin.
Murat Çetinkaya’dan itibaren 3 kez motor indirilen ekonomide bundan sonra yeni bir motor değiştirmeye ne kadar güç ve takat kalır veya kaporta motor değiştirmeye imkân verir mi bilmem ama, ortaya konan hazırlıkların Şubat ayı enflasyonu projeksiyonunda önce 18 Mart’ta ardından 15 Nisan’daki PPK toplantılarında nasıl bir işlev göreceğini, yeni motorun arazideki gücünü hep birlikte müşâhede edeceğiz.
***
“Faiz indir, faiz yükselt” modelleri inşallah gizli “stres testi” şeklinde algılanmıyordur. Çünkü yıllardır deneme tahtası haline gelen veya getirilen ekonominin kayıt dışından uzak, şeffaf ve reel bir performansıyla hareket etmesini cânı gönülden isteyen taraftayız. Bundan böyle her alanda olduğu gibi ekonomide de realitenin yansımasını bekliyor ve bu durumun sürdürülebilir olmasını temenni ediyoruz.
Sâdece Türkiye’ye mahsus değil tüm ülkeler için fiyat ve finansal istikrar mutlaka bir önkoşul. Yeni Anayasa ve yapısal reformların konuşulduğu Türkiye’de ise bu durum daha fazla öne çıkıyor. Fiyat ve finansal sürdürülebilirlikte “analiz”in ve “analiz”den sonra çıkan sonuçların uygulanabilirliği ve uygulanmasının elbette önemi büyük.
Daha fazla gelirlerin azalması ve giderlerin artması durumunda gündeme gelen stres testlerinin asıl hedefi aslında gelir – gider dengesinin sağlanması. Ülkedeki büyüme, enflasyon, faiz, devalüasyon, kur, bütçe ve cari açık gibi makroekonomik gerçekleşmeler olumsuz seyrediyorsa, özellikle tüm verileri yakından ilgilendiren finansal sektörünün teste tâbi tutulması gerekiyor.
***
Malûmunuz stres testi; bir ekonomi, sektör, herhangi bir portföy veya şirket için aşırı, ancak imkânsız olmayan piyasa şartlarında risklerin karşılanma gücü ölçümü ve analizi. Stres testleri ülkelerin merkez bankaları ya da düzenleyici otoriteler tarafından yapılıyor ve sonuçları uygulanıyor.
2008 öncesinde stres testlerinin şümulü o kadar dardı ki, bırakın sektör incelemesini, şirketin sadece kâr ve zararına yönelik tealluk ederdi. Küreselleşen dünyada kriz sonrası sorunlar arttı. Yaşanan ekonomik krizler, finansal sistemde büyük riskleri gündeme çıkardı. Stres testleri mecburen genel ekonomi veya finans sektörü üzerinde yapılmaya başlandı.
2008 küresel ekonomik krizinden sonra gelişmiş ülke merkez bankalarının finans sektörüne yönelik ünlü “stres testleri”ni herkes hatırlar. Küresel krizin merkezi ABD’de finans sektörünün uzun bir resesyona dayanma gücü, stres testleri dediğimiz uygulamalarla sınanmış, varlıkları 100 milyar doların üzerinde olan 20’ye yakın banka incelemeden geçirilmişti. Neticede finans sektörüne 700 milyar dolarlık bir destek kararı çıkmıştı.
***
Türkiye ekonomisinde stres testlerinin bilinçli veya gayri ihtiyari uygulanıp uygulanmadığına dair elimizde resmi bir veri yok. Neticede kur ve faiz politikasında model değiştirildi.
Üç aydır döviz fiyatları düşüyor. Dövizde yükseliş beklentisi giderek kırılıyor. Önceki aylardan gelen kur geçişgenliği ve yukarı yönlü ivme halindeki üretici fiyatlarının (ÜFE) etkisiyle yükselen enflasyonun nerede, ne zaman ve hangi oranda duracağına dair öngörüler olsa da sürdürülebilirlik konusunda tereddütler henüz giderilmiş değil.
Reel sektöre destek verecek finans sektörünün gelişmesi önünde en büyük engel olarak enflasyon görülse de, yıllardır enflasyonla büyümeye çalışan bankaların düşük dezenflasyon ortamına alışması biraz zaman alacak.
Merkez Bankası, fiyat artışlarındaki hızın kesilinceye kadar sıkı para politikasına devam edecek ancak yükselen faiz ortamında bankalar buna ne kadar dayanabilecek, şayet yapılıyorsa stres testlerinde biraz da buna bakılmalı.
Sözün sonunda bir bankacının, tasarrufu koruyabilme ortamının bugün faiz olduğu, mevduat faizlerinin Merkez Bankası’na yakın yüzde 17-18 oranında seyrettiği ve stopaj etkileriyle bakıldığında faizde nete yakın bir getirinin söz konusu olduğu yönündeki ifadelerine dikkat çekmek istiyorum.
analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.