Sedat Yılmaz

Sedat Yılmaz

Türk Lirası'nda istikrarın üç yolu!

Türk Lirası'nda istikrarın üç yolu!

ABD ve Avrupa'da yükselen enflasyon, gelişen ülkeler için pek hayra alamet olmasa gerek. Muhtemel küçük faiz artış dalgası gelişen ülke para birimlerini inhisar altına alabileceği gibi, söz konusu ülkelerin finansal yapıları ağır darbelere maruz kalacak.

ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, temkinli dursa da işin aslı faiz artırımına doğru bir kanal açıldığı yönünde. Daha şimdiden bankaların zorunlu karşılık oranları yükseltilirken tahvil alımlarına yönelik azaltmalar artık gündeme oturmuş bulunuyor.

Zirâ Powell, geniş ve kapsayıcı bir şekilde ekonomik toparlanmayı hedeflediklerini, faizleri sadece enflasyonun yükselmesi endişesiyle artırmayacaklarını söyledi. Powell’ın ifadelerinin içinde 2023 yılı itibariyle beklenen faiz artışlarının daha yakında gerçekleşebileceğine dair imâlar ve sinyaller yer alıyor.

***

13 yıldan sonra ABD’de yüzde 5’lik bir enflasyonun görülmesi elbette pek hoş görüntü değil. Pandemide parasal genişlemenin enflasyona yol açtığı söylense de ev ve ikinci el araba fiyatlarındaki artışların zirveye ulaşması tüketici eğiliminin nereye evrildiğini göstermesi açısından önemli.

Çip krizinin başta otomotiv olmak üzere elektronik sektörlerine sıçraması hatta evlerdeki alarm ve elektrik sistemlerine kadar konut fiyatlarını yukarı yönlü etkilemesi gözlerden kaçmıyor.

Ayrıca ABD’deki ekonomik ortam tam anlamıyla toparlanmış görünmüyor. Düzensiz enflasyonun yanında düzensiz istihdam, dengeli iktisadi verilerin oluşmasını engelliyor. Özetle, ABD eninde sonunda işin kolayına kaçarak faize sarılacak ve enflasyondaki düzensizliğe faizle çözüm arayacak.

***

Gelişen ülkeler içinde finansal hassaslığıyla dikkat çeken Türkiye, FED’in faiz artışlarından belki en fazla etkilenecekler arasında. Enflasyona bağlı yüksek faiz oranları, pozitif reel faize rağmen dış kaynak sorununa çâre olamadığı gibi reel sektörün üretim gücünü düşürüyor ve borçlanma maliyetlerini artırıyor.

Finans sektörü tarafından enflasyon endeksi tahviller sayesinde artan fonlama maliyetiyle oluşan yüksek faiz oranları yönetilebiliyor veya dolarizasyon, bankaların kâr marjlarını desteklemesi açısından iyi bir görüntü sergileyebiliyor ancak döviz bağımlılığıyla sektörlerin yüksek döviz borçluluğu enflasyonu sürekli yukarıda tutuyor. Diğer yandan enerji ve emtia fiyatlarındaki dalgalanma da dış kaynak sorununu artırıyor.

***

Dolayısıyla kur krizine geçit vermemek için TL’deki kırılganlık ve halen 382’de seyreden ülke risk primi CDS’ler mutlaka istikrara kavuşturulmalı.

İkisi orta, biri kısa vadede olmak üzere bunun 3 yolu var…

İlki dış ticaret ve cari dengede fazla vermek, turizmde istikrarlı geliri sağlayacak adımlar atmak. Sonuncusu kısa vadede acilen yerel paralarla ticareti artırmak ve küresel merkez bankalarıyla swap anlaşmalarını hayata geçirmek.

Zâten söz konusu tavsiyelerin çoğuna potansiyel olarak sahibiz. Kapasitemiz buna uygun. Tek yapılacak şey, eldekileri iyi yönetebilmek.

Bu yöndeki küçük bir hareket hatta söylem bile yaraya iyi geliyor. Bakınız 8,80’leri aşan dolar/TL kuru güneşin bulutların arasından görünmesiyle nasıl da başını aşağı çevirdi!

***

Dış ticaret açığı ve cari dengede iyimserliği yakaladık ama kanalın sabırla işlenmesi gerekiyor. Bilhassa katma değeri yüksek mallarla ihracat birim fiyatındaki artış için tedbirler alınmalı. Çünkü ihracatı uzun süre kilogram başı 1,4 dolarla götüremeyiz. Yıllık 200 milyar dolarlık ihracatın karşılığı 200 milyon ton ihraç malı olmamalı.

Turizmde hukuki düzenlemelerden sektörün çeşitlendirilmesine kadar yapılacak çok iş var, ancak zamanımız kısa. İçinde kongre, fuar, kültür ve termal olmak üzere en rantabıl alanlar seçilerek Türkiye’de turizm 365 gün yapılacak hale getirilmeli.

Mesela kış aylarında Antalya gibi bölgelerimizde lüks oteller niçin fuar, kongre ve kültür turizmi için kullanılmaz, hâlâ anlamış değilim.

***

Gelelim kısa vadedeki çözüme… Malumunuz TCMB, Çin Merkez Bankası (PBOC) ile Mayıs 2019 tarihinde imzalanan ikili para swap anlaşmasını 46 milyar lira ve 35 milyar Çin yuanı olarak yeniledi.  Önceki anlaşma 35 milyar lira ve 23 milyar Çin Yuanı’ydı. Para swapının asıl hedefi yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilecek ticareti kolaylaştırmak ve finansal istikrara katkıda bulunmak.

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu da geçen Salı günü banka ve yatırımcılarla yılın ikinci toplantısını gerçekleştirdi. Bankacılara zorunlu karşılık oranlarında değişiklikler yapabileceğini ve rezervleri giderek güçlendirdiklerini belirtirken asıl 4 merkez bankasıyla swap anlaşması için zemin aradıklarını söyledi.

Swap haberi TL açısından gerçekten iyiydi. İnşallah bu 4 merkez bankası arasında ABD ve Avrupa’dan bankalar da vardır!

analizgazetesi.com.tr / yazının devamı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi