Enerjide değişmeyen değişim

Dünya enerjide yüksek montanlı bir krize doğru giderken çözüme yönelik müspet adımların atılmadığı gözleniyor. Petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlardaki aşırı kullanım ve beraberinde gelen fiyat artışları iklim değişikliği çalışmalarını olumsuz etkiliyor.

Küresel sıcaklığı 1,5 – 2 derece arasında tutma çalışmalarına göz atıldığında birçok faaliyetin laftan öteye gidemediği görülebiliyor. Kovid salgını sonrası ihtimal o dur ki, insanlık geleneksel yakıtlardan kurtulamayacak hatta yanına yüksek oranda kömürü de eklemek zorunda kalacak.

Diğer taraftan yenilenebilir enerjinin konvansiyonel enerji kaynakları içinde yer alması biraz uzun zaman alacağa benziyor. Zaten yenilenebilir enerji sistemleri her ülkeye göre uygun değil. Velhasıl nükleer enerji yatırımlarını çokça göreceğimiz zamanlar yaklaşıyor, demek istiyorum.

***

Enerji en basitinden ısınmadan sanayi çarklarının dönmesine, istihdamdan iç ve dış talebe kadar geniş bir alanı içine alıyor. Hayatta doğumdan ölüme her yerde enerjiye ihtiyaç var.

Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) tarafından yayımlanan son rapor dikkat çekici. Rapor mevcut yenilenebilir enerji kaynakları ve yatırımlarının küresel ısınmayı önleyebilecek seviyede olmadığını gösteriyor.

Raporda şaşılacak diğer tespit ise, yenilenebilir enerji yatırımlarını en çok fosil yakıtlarda artan fiyatların engellendiğinin belirtilmesi. Aynı raporda, kömür, doğalgaz ve petrol fiyatlarının aşırı dalgalanması devam ederse iklimi kurtaracak yatırımların rafa kalacağı belirtiliyor.

***

Peki enerji fiyatlarındaki artışlar böyle devam edecek mi? Sorunun cevabını UEA Başkanı Fatih Birol’un şu sözlerinde aramak daha doğru… Birol diyor ki, “Küresel enerji piyasalarında daha fazla türbülans olacağına ilişkin artan riskler var. Çünkü gelecekteki enerji ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek yatırımları yapmıyoruz…”

Birol’un yorumu doğru, çünkü meselâ doğalgaz fiyatı kısa zaman içinde 16 eurodan 160 euroya çıkabildi. Burada bir hinlik, bir oyun-fırıldak var elbette, ama ne?

Zirâ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “Avrupa’ya gaz arzında bugünkünden daha fazla imkân sağlayacağız” sözüyle doğalgaz fiyatları birkaç gün içinde normal fiyatlara inebiliyorsa dalgalanmada spekülasyonun ötesinde bir manipülasyon aramak doğal.

***

Demek istediğim şu:

Aniden küpünü doldurmak isteyen spekülatör, banker, komisyoncu, üretici hatta bilmem neciler fiyatları zıplatma gücüne sahipse, bu gücü kimden alıyor? Serbest piyasanın manası piyasa anarşisi olmasa gerek. Serbest piyasa anlayışının “Malımı her fiyattan satarım” olmadığı ortadayken devletlerin yöneticilik, düzenleyicilik ve denetimcilik görevini de hatırlatmak isterim.

BOTAŞ eski doğalgaz alım dairesi başkanı Ali Arif Aktürk’ün konuyla ilgili yorumu nispeten aklıma yatıyor. Aktürk, 2008 yılı küresel krizi sürecinde enerji fiyatlarının spekülatif yükselişle zirve yaptığını, zaten bir müddet sonra fiyatların normale döndüğünü, şu anda aynı sürecin enerji fiyatlarında yaşandığını, fiyatların kış aylarında spekülasyon ağından kurtulacağını söylüyor.

***

Enerji fiyatlarının uçtuğu bu dönemde Türkiye ne yapıyor… Küresel enerji risklerinden Türkiye kendini nasıl koruyor, elbette burası önemli… Gaz tedariki yaptığımız Rusya, Azerbaycan ve İran ile ilgili son anlaşmalarımız ne durumda tam bilmesek de, Türkiye’nin enerji yol haritası bu üç ülkeden geçiyor.

Geçen Temmuz’da elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12 zam yapıldı. Ekim ayında ise elektrik üretimi hariç sanayide kullanıma yüzde 15 zam geldi. Yılın kurak geçmesi sebebiyle hidroelektrik santrallerden gereği gibi verim alınamaması sebebiyle maliyetler doğalgaz üzerine yüklendi.

Devlet zamlara karşılık yurtdışı maliyetleri mümkün mertebe vatandaşa yansıtmıyor. Bugün itibariyle 3 katına çıkmış maliyetler fiyatlara tam yansımış olsa, kimse ne elektriğini açabilir, ne gazını yakabilir.

***

Ekim ayından sonra doğalgaz ve elektriğe zam gelip gelmeyeceği konusu belirsiz olsa da hükümet vatandaşı en azından kış aylarında korumak istiyor. Maliyetler BOTAŞ tarafından sübvanse ediliyor. Türkiye kış aylarında günde 300 milyon metreküp doğalgaz yakıyor. Bu talebi karşılayabilmek için LNG ithalatı şart gibi görünüyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, kış aylarına yönelik ek kaynak görüşmelerinin devam ettiğini, uzun dönemli doğalgaz anlaşmalarının görüşmelerde ellerini rahatlatan bir unsur olduğunu söylüyor. Bakan Dönmez, mevcut kaynaklar ve kontratlara sahip Türkiye’nin Avrupa’ya göre daha rahat olduğunu belirtiyor.

Enerjide değişmeyen bir değişim var, o da fiyatlardaki belirsizlik. İşte asıl bu durum küresel enerji krizinde ardı ardına yeni kapılar açıyor.

analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.