Enflasyonda çözüm para ve ithal ikamesi

Para ve maliye politikalarını faiz artırarak güçlü bir sıkılaştırmayla yürüten yeni ekonomi yönetimi, başta swap genişliği olmak üzere piyasa dostu uygulamalarını sürdürüyor. Arz için yerli ara malı ve hammaddeyle üretimi yerlileştirip ithal ikamesini genişletmeyi programlayan ekonomi yönetimi, para ikamesini frenleyip ithal ikamesi ile üretim ve enflasyon üzerindeki kur geçişgenliğini azaltmayı hedefliyor.

Türkiye ekonomisi son 2 yıllık süreçte küçülme periyodu izledi. Türkiye 2019 yılında arz ve talepteki sorunlar, yerinde ve zamanında gerçekleştirilemeyen ekonomik ve hukuki uygulamalar sebebiyle normalleşme yolunda cari denge, kur geçişgenliği ve enflasyona dâir sürdürülebilirliği sağlamada zorlandı.

2019 yılında ABD-Çin gerilimi, Brexit ve jeopolitik meselelerin verdiği belirsizlik, 2020 yılında ise koronavirüs salgını, diğer ülkelerde olduğu gibi alınan tüm tedbirlere rağmen Türkiye ekonomisine de olumsuz yansıdı.

2019 yılında mezkur etkenlerle hem yüksek enflasyon ve hem de küçülme yaşayan Türkiye ekonomisinin çeyrek dilimlerde yüksek atılımlarına karşılık yıl genelinde düşük büyüme oranları elde etmesi, yatırımlarda ve tüketimdeki azalmaya bağlanırken büyümeyi devlet harcamaları ve net ihracat artışının frenlediği görüldü.

Yıllardır ekonomiyi sırtında taşıyan inşaat sektörünün 2019 yılında dip yapması ve buna sanayi sektörünün eşlik etmesi küçülmede önemli sâik oldu. 2008 yılında 10 bin doları geçen kişi başı milli gelir dahi 8 bin 800 seviyelerine geriledi.

Pandemi dip yaptırdı

Küresel koronovirüs salgını, dünyada 85 milyon vaka bandına doğru ilerlerken ve hayatını kaybedenlerin sayısı 1,5 milyonu aşarken ülke ekonomilerini darmadağın etti. G-8, G-20 ve OECD ülkelerinde ekonomiler ciddi daralmalar yaşadı. Merkez bankaları ve hükümetler ekonomileri ayakta tutabilmek için sınırsız genişleme politikaları uyguladı.

Türkiye ekonomisi de dünya ölçeğinde Merkez Bankası (TCMB) vasıtasıyla para politikasını genişletti. Bankalar kredi kanallarını yüksek seviyede açtı. Küresel ekonomideki küçülmeye rağmen Türkiye ekonomisi yüzde 9,9’luk ikinci çeyrek daralmasına karşılık 2020 yılı ilk çeyrekte yüzde 4,5 ve üçüncü çeyrekteki yüzde 6,7’lik büyüme ile ayakta durmaya çalıştı.

Ancak söz konusu büyümeler bütçe açığı, cari açık ve enflasyonu yükseltti. Kredi ve destekler sadece belli bir kısmı reel ekonomiye yöneldi. Krediler borçların kapatılması için de kullanılırken genişlemeci politikalar ve artan kredi hacmi sebebiyle para döviz ve altına aktı. Borsa İstanbul ise piyasa uygulamalarına göre hareket ederek cazibesini korumaya çalıştı.

Sıkılaştırmayla gelen değişim

2020 yılının son çeyreğinde ekonomi politikasını değiştirerek güçlü sıkılaştırmaya geçen Türkiye, yüksek bütçe harcamaları ve kredi genişlemesinden doğan, cari açık, bütçe açığı ve bunlara bağlı yüksek enflasyonu düşürmek için içinde yapısal reformlar da olan yeni uygulamaları gündeme taşıdı.

Son 2 yıl fiyat istikrarı için önce faizleri indiren ve ardından politika değişikliği ile dünyanın tersine faiz artırma yoluna giden Türkiye, yeni yılda ekonomide denge arayışını sürdürüyor.

Faiz indirimlerine ara veren ve Kasım ayı ile birlikte agresif faiz artışlarıyla “piyasa dostu” bir yaklaşımı tercih eden Merkez Bankası (TCMB) kurda sağlayacağı dengelenme ile döviz kurunun enflasyona baskısını azaltmayı düşünüyor. TCMB ayrıca Bankacılık ve Düzenleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurumu’nun (SPK) destekleriyle yabancı portföy yatırımlarını yurda çekerek piyasada spekülasyon haline gelen döviz rezervlerini artırmayı, üretimde ve enflasyondaki kur geçişgenliği oranını düşürmeyi hedefliyor.

Yüzde 20’leri aşan kur geçişgenliği ile yükselen enflasyonda sıkılaştırmanın yanında yapısal düzenlemeleri de planlayan yeni ekonomi yönetimi, 2021 yılında para politikasıyla para ikamesini frenleyip dolarizasyondaki büyüklüğü küçültmeye, 160 milyar dolarlık ihracatın içindeki 100 milyar dolardan fazla ithalat girdisini azaltmaya çalışıyor.

Çözüm para ve ithal ikamesi

Arz için yerli ara malı ve hammaddeyle üretimi yerlileştirip ithal ikamesini genişletmeyi programlayan ekonomi yönetimi, para ikamesini zayıflatıp ithal ikamesi ile üretim ve enflasyon üzerindeki kur geçişgenliği baskısını düşürmeyi planlıyor.

İthal ikamesi, arz içinde ithalatın payını düşürerek yurt içi üretimin payını artırmayı hedefleyen ekonomik strateji. Kısaca ithal ikamesi, bir malın ya da mal grupları ithalatının kısıtlanarak yurt içinde üretilmesi.

Para ikamesi, bugün dolarizasyon dediğimiz olgu. Yani para ikamesi bir ülkede yaşayanların yabancı para birimlerini kendi paraları yerine koyma veya aynı paralelde kullanma durumu. 1980 yılından bu yana Türkiye’de gözlenen liberalizasyon kaynaklı para ikamesinin, döviz kurundaki artışlar ve yüksek enflasyonist sürecin etkileriyle büyüdüğü gözleniyor.  

Yüksek enflasyonun eseri

Para ikamesi enflasyonu yüksek gelişen ülkelerde yaşanan bir durum. Yerli paranın temel fonksiyonları; değişim aracı, değer ölçüsü, ekonomi politikası aracı, yatırım ve tasarruf aracı olması yabancı para tarafından karşılanıyorsa, o ülkede para ikamesi yani dolarizasyon hakimiyetinden bahsedilir.  Yerli para talebi dış ekonomik gelişmelerden de etkileniyorsa, para ikamesinin ekonomide izlerine rastlanabilir.

Enflasyon, enflasyon ve devalüasyon beklentileri veya çeşitli algılar sebebiyle yerli paraya olan güven kaybı yüksek boyutlara ulaştığında dolarizasyonda zirveler yaşanıyor. Yerli paranın yerini giderek yabancı para alıyor. İstikrar için yerli para ile yabancı para arasında konvertibilitenin sağlanması gerekiyor. Aksi halde güç dövizden tarafa geçiyor.

TL de 1985’lerden sonra geleneksel fonksiyonlarını kaybetmeye başlamasıyla enflasyon oranlarında artış, Türk Lirası’nın değer kaybı, halkın dövize olan güveninin yükselmesi, Türk halkının TL’den kaçması, bankalarda döviz tevdiatlarının artması ve dövizin bir tasarruf aracı olarak görülmesi para ikamesini azdırdı ve fiyat istikrarında bozulmalar meydana geldi.

 Para ikamesi nasıl anlaşılır

O yıllarda Merkez Bankası, Hazine gibi kamu kurumlarının da çeşitli ekonomik göstergelerini yabancı para birimi türünden açıklamaya yönelmeleri de TL’nin hesap birimi olma özelliğini kaybetmeye başladığını gösteren çarpıcı örnek olarak sayılabilir. Döviz büfelerinin yaygınlığı, halkın maaşlarını dahi dövize çevirmeleri para ikamesinin önemli göstergelerinden.

Dolayısıyla para ikamesini düşürmek, yani Türk Lirası lehine dolarizasyondaki dengelenme veya kurun istikrara kavuşması enflasyonu tek haneli seviyelere çekebilecek en etkin silahlardan biri.

Türkiye ekonomi yönetimi de, fiyat ve finansal istikrarı hedefiyle para ve maliye politikalarında eşgüdüme ciddi ağırlık veriyor. İthal ikameyi yükseltirken, para ikamesini (dolarizasyon) azaltmayı planlıyor.

2020’de hiçbir yatırımcı kaybetmedi

Pandemi yılı olarak tarihe geçen 2020’yi en kârlı kapatan piyasa yatırımcısı oldu. Geçen yıl en fazla kazandıran yatırım aracı altın olarak kayıtlara geçti. Yatırım araçlarındaki yüksek kazanç Kasım ayında ekonomi yönetiminin değişmesiyle oluştu.

Kasım’da “piyasa dostu politikalar” anlayışıyla TCMB Başkanlığı'na Naci Ağbal'ın, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Lütfi Elvan’ın getirilmesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ekonomide yeni dönem” vurgusu ve koronavirüs aşısına ilişkin olumlu haberlerin piyasalarda yer almaya başlamasıyla Türk lirası varlıklarında ciddi kazançları beraberinde getirdi.

Yatırımcı ise salgın yılı 2020’de yüksek kazançlar elde etti. Altın yüzde 56 ile en fazla kazandıran yatırım aracı oldu. Borsa İstanbul yüzde 29, euro yüzde 36,5 ve dolar yüzde 25 prim yaptı. İsviçre Frangı yüzde 37 ve İngiliz Sterlini yüzde 29 değerlendi.

1000 TL’lik bir yatırım bir yılda altında 1560 lira, euroda 1365 lira, dolarda 1250 lira, İsviçre Frangı’nda 1370 lira ve İngiliz Sterlini’nde 1290 lira oldu.

Gelecek hafta piyasalar Türkiye’de Aralık ayı enflasyonu, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Markit PMI İmalat verisi, ABD’de ISM PMI İmalat – İmalat Dışı, ADP İstihdam Raporu, FED FOMC toplantı tutanakları, tarım dışı istihdam, Euro Bölgesi’nde MPI İmalat – İmalat Dışı, TÜFE, Çin’de Caixin PMI İmalat – İmalat Dışı datalar takip edilecek.

BIST 100… Ocak 2020’de 1245 puanla bütün zamanların en yüksek seviyesine ulaşan BIST 100 endeksi, pandeminin tüm dünyada yayılmasıyla yıl boyu dalgalı bir trend izledi. Yılın son işlem gününde BIST 100 endeksi, geçen yılı yüzde 29,06'lık kazançla 1.476,72 puandan kapattı. Geçen yıl endekste, 2019'a kıyasla 332,48 puanlık artış oldu. Söz konusu dönemde BIST Mali Endeksi yüzde 15,82'lik artışla 1.565,13 puana, Sanayi Endeksi yüzde 68,17'lik primle 2.340,16 puana, Hizmetler Endeksi yüzde 36,60'lık değerle 1.192,65 puana, Teknoloji Endeksi ise yüzde 91,30'luk kazançla 1.953,42 puana yükseldi. Yıllık bazda en fazla kazandıran hisseler yüzde 851 ile Gübre Fabrikaları, yüzde 553 ile Kartonsan, yüzde 338 ile İş Yatırım Menkul Değerler, en fazla kaybeden hisseler ise yüzde 21 ile TAV, yüzde 14,83 ile Tüpraş ve yüzde 14,55 ile Akbank oldu. Borsa İstanbul'da 2020'de en yüksek işlem hacmi 357 milyar 643 milyon lirayla Garanti BBVA'da olurken, bu şirketi 302 milyar 215 milyon lirayla Türk Hava Yolları, 223 milyar 100 milyon lirayla Aselsan takip etti. Borsa İstanbul'un en değerli şirketleri, 53 milyar 558 milyon lirayla Koç Holding, 52 milyar 255 milyon lirayla Ereğli Demir Çelik ve 45 milyar 844 milyon lirayla da BİM Mağazalar şeklinde sıralandı. Küresel piyasalardaki aşı haberleriyle moral bulan BIST 100 endeksi 1480 puanlık rekor seviyesiyle 2021 için de ümit verdi. Borsa İstanbul BIST 100 endeksinde düzeltmeler olsa da 1500 puan direnç olarak takip ediliyor.

DOLAR/TL… Piyasa dostu politikalara rağmen dolar da yılı kârlı kapattı. Yıllık doların kazancı 7,4310 lira ile yüzde 24,89 ile ölçüldü. Dolara 7,38 bölgesinden tepki geldi ve yukarı yönlü bir hareket başladı. Kur 7,50 bölgesinde toparlanırken yıl da 7,44 seviyesinden kapattı. Dolar/TL’de 7,60 bölgesi yüksek direnç olarak izlenirken 7,10’lar ise destek konumunda gözleniyor.

EURO/TL… Dolara göre yıllık bazda daha aktif olan euro, TL’ye karşı yüzde 36,49’luk bir kazanç sağladı. Euro yılı 9,1200 liradan tamamlamasına karşılık 9,07’de işlemini devam ettiriyor. Dolayısıyla Türkiye’deki piyasa dostu politikalarla TL, majör olarak nitelendirilen para birimlerinden olan euroya karşı da güçleniyor. Euronun yönünde Brexit sonrası gelişmeler etkili olacak. Euro/TL’de direnç seviyesi 9,09 ve 9,12 olarak gözleniyor. Kurda destekler ise 8,9 ve 9,03 bölgelerinde yoğunlaşıyor. Diğer yandan 2019 sonunda 7,8750 lira olan İngiliz sterlininin satış fiyatı da 2020'yi 10,1810 lira seviyesinden kapattı. İsviçre frangı ise 2020'de bir önceki yıla kıyasla yüzde 37,04 değer kazanarak 8,4720 lira oldu.

ALTIN… Altının gram satış fiyatı, 2020’de bir önceki yıl kapanışına yılın en çok kazandıran yatırım aracı oldu. Kapalıçarşı'da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı geçen yıl yüzde 55,91 artışla 454 lira, Cumhuriyet altınının satış fiyatı ise yüzde 55,29 yükselişle 3 bin 11 lira oldu. Uluslararası piyasalarda ise altının onsu 1898 dolar seviyesinde hareket ediyor. Ons altının 1900 doların kısa vadede altında kalması muhtemel. Yukarıda 1910’lu ve sonrasında 1930’lu direnç beklentileri dikkat çekiyor. Destek olarak 1840 dolara kadar düşen bir trend çizgisi bulunuyor. Gram altında ise dolardaki hareket yönlü seyir sürüyor. 440 lira seviyesini destek yapan gram altın 460 lirayı da direnç yapmış durumda. Altının gramı piyasada halen 453 liradan işlem görüyor. Bu arada 2020 yılında yatırım fonları ortalama yüzde 18,33 kazandırırken, emeklilik fonlarının getirisi ise yüzde 25,33 oldu.

PETROL… Petrol yatırımcısı İngiltere’de virüste mutasyon vakasının çıkması ve tüm dünyada yaygınlık göstermesi üzerine tedirginlik yaşarken aşı ile ilgili gelişmeler ise emtiada moralleri dengede tutuyor. Dünyadaki stokların azalması petrol fiyatlarına destek oluyor. OPEC ve ortakları piyasada petrol talebinin düşmemesi için yarın (4 Ocak) toplantı yapacak. Toplantıdan çıkaracak kararlar petrol fiyatlarında yeni bir ivmeyi oluşturabilir. Brent petrol 51,80 dolar seviyesinde, Batı Teksas petrolü (WTI) da 48 dolardan işlem görüyor. Brent ve WTI’da bir süre daha fiyatların yatay seyri öngörülüyor.

analizgazetesi.com.tr / yazının devamı..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.