Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

İslam haritasında bir şair



Mustafa Yürekli, vefatının 25. yılında, en çok etkilendiği, dünya çapında bir şairi, İslam milletinin sesi olmayı başarmış, ?İslam haritasında bir şair olmak istedim? diyen Cahit Zarifoğlu?nu anlatıyor..



?Adamlarımız yiğit

Kadınlarımız hamarat
Çocuklarımız dolu bilinç harmanı
Köpeklerse sayılı?
(Korku ve Yakarış, s. 366)

Cahit Zarifoğlu, vefatından üç ay önce, Nedim Özalp?in kendisiyle yaptığı söyleşide, ?Genç şairlere ve adaylarına neler söylemek istersiniz?? sorusuna (Zaman, 3 Mart 1987), kendi şiirinin kaynağını, nirengi noktalarını ve anlatım özelliklerini gösteren, poetikasının üzerinde yükseldiği sütunlarından birini ortaya koyan şu cevabı verdi:

?Ey şair uykudan uyan ve şimşek gibi çakan şiirlerinle bütün uyuyanları kaldır.

Ölen duyguları canlandır, unutulan görevleri hatırlat. Dikkatle bak, bir tomurcuk daha açtı, ağaçların içinde özsu boruları genişledi, balıklar suları neşelendirdi, gök gürlemeleri duyuluyor ve kış uykusuna yatan yaratıklar bile güneşli kayaların üzerinde birikiyor. Haydi ey şair sen de uyan ve şimşek gibi çakan şiirlerinle insanları uyandır, ölen duyguları canlandır, unutulan görevleri hatırlat.

Bununla da kalma, uyuşup kaldığın izbeden ayrıl, insanların arasına karış ve onların öbek öbek toplandıkları ağaç diplerini, tarlaları, çölleri, yemek meclislerini, sohbet halkalarını şereflendir, insan zihinlerinden, kalplerinin sokaklarından bazen bir atlı, bazen hülyalı bir âşık, bazen bir meczup, bazen bir dert kirpisi, bazen bir düş, bazen bir vaha, bazen bir yıldırım, bazen bir yumruk gibi geç; fakat hepsinde uyarıcı ol.?

Cahit Zarifoğlu?nun şairlere önerdiği yer, çağırdığı rol, kimilerine hamasi ve romantik gelebilir. Bu sözler, genç şairlere ve şair adaylarına hitaben söylenmiş olabilir, fakat onun dirilişçi soluğunu yüreklerimizde de hissettirmektedir..

Zarifoğlu, şairden, sorumluluk duygusu yüksek, uyanık, dikkatli, meraklı, yenileyici, diriltici ve yürekli biri olmasını istemektedir.

ŞAİRLİK KAHRAMANLIKTIR

Son çözümlemede, bir ?lider? profili çizilmektedir genç şairlere, şair adaylarına dönük bu sözlerle.

?Bu insanlar dev midir
Yatak görmemiş gövde midir


Bir yara açar boyunlarında
Kolkola durup bağırdıklarında


- Yar kurbanın olam
Dağlar önüme durmuş
Ki dağlanam



Çekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerinden
Durdular ite çakala karşı yarin kapısında?
(Yedi Güzel Adam, s. 107)

Lider olmak, sıradanlığa katlanamayıp öne çıkmak, sorumluluk almak, insanlara hedefler göstermek, düşmanı göstermek, yol açmak, bir kahramana benzemek, yol yordam belirlemek, tehlikeleri önceden haber vermek, insanları uyanık ve diri tutmak, yiğitçe yürümek, örnek olmak, kahramanlaşmak demektir..

Şair, kötü ve zorlu bir zamanda yaşadığının bilincindedir; bu bağlamda çağa tanıklık etmeyi önemser. ?Kartal?, ?dağ? ve ?kılıç / mızrak? ve silahlar, onun şiirinin somut enstrümanlarındandır. Manevi gücü ve ilahi yardımı da göz ardı etmez şiirlerinde.

Cahit Zarifoğlu, İslam coğrafyasında, ?bir jilet inceliği ve keskinliği taşıyan bu coğrafyada? yaşadığının farkında, dolayısıyla bu durumdan görev çıkaran bir şairdir..

?Hem şarklıyım ben
Gövdem yara dolu
Sevdiğim kolla beni?


ŞİİRDE DELİKANLI EDASI

Şair, ölmeden önce ölmeyi başarmış, uyanışını gerçekleştirmiş ve toplumu uyarma görevine hazırlanmış bir aydındır..

Liderlikten korkmayan biridir, betimlediği şair kişiliği ve kimliği.

?Anlayın bizim de güzelliğimizi
bizim balık yiyip ölen
kelimeyi çatlatan güzelliğimizi
aklından açılıp kadının
bizi kemiren yüzünün güzel terkisinde
allahın ağır açılan
geniş sofralı odalarında
bir bir dünya namına
seferber eder sevgililerini?
(İşaret Çocukları, s. 59)

Zarifoğlu?nun önerdiği şairlikte, kendi zaaf ve yetersizliklerini aşarak, özgüven sahibi olmayı önemseyen bir delikanlı edası vardır..

?Gözleri yumuşak yüzü yorgun bileği sert toprak
Sanma ki harp derdinden geçtim
Düşünme ki dökeceğim kanlar hunhar
Derimin altında ne belalar baygın
Bir devlet taşıyorum başımda
Bu ev bana dayanmaz
Çöker kızıllar kuduran inleri dünyanın


Arkadaş
Şimdi yalnız savaş?
(Korku ve Yakarış, s. 369)



Dikkatle bakan edebiyat tarihçileri ve eleştirmenler, Zarifoğlu?nun masal, efsane, destan ve cenk hikâyelerine düşkün olduğunu hemen fark edeceklerdir, hatta bunlardan beslendiği de iddia edilebilir.

Birçok şiirinin yanı sıra ??Ve Çocuğun Uyanışı Böyle Başladı? başlıklı uzun şiiri, adından anlatımına, iç örgüsünden sözcük dağarcığına kadar pek çok unsuruyla Zarifoğlu?nun şiir dünyasının ipuçlarını taşımaktadır:

?Ve şimdi
Anlat bana ey can tatlısı kız ki
Çünkü ben ödevliyim yinelemeye
Eskiçağ ozanlarının ağız toplantısını
Anlat bana gönüllerindeki bağbozumunu
Hep şarkı sancıyan dizelerini
Kocamış dumanı ve is yüklü tavan direklerinin
Arasından destanlara sarkan yılanı
Kapıdaki baharı yaprak selini sarı kanaryayı
Ölümsüzlüğünün karyığınını - granityığınını - suyığınını


Oğlu teketek öldüren babanın
Oğula mızrağın ucuyla
Gürzün kılıcın kıyımıyla ad koyan babanın
Anlat bize içinde koşan atların
Hangi koşudan kaçtıklarını
Yani ilkel
Ya da kültürle deşilmiş olmanın
Anlat durmadan anlat oğulun
Gençliğin
Yarısı akan yarısı mezara konan kanın
Genç ve geniş bir yaradan
Hem babanın elinden mızrakla
Ve baltayla açılmış yara?dan
Şefkat ve müthiş bir dikkatle
Ve müthiş bir hayranlıkla
Şövalyelik adına açılmış yara?dan
/Huysuz kan sonuna dek akar düşünürüz/?
(Yedi Güzel Adam, s. 215)

Evrensel değerleri içselleştirmiş, erdemli bir duruş sahibi, iyiliğe açıkça taraf olmuş ve kötülüğün karşısına dikilmiş, gerçeğin sözcülüğünü üstlenmiş, çağdaş bir yiğitlik önerisidir, dile getirilen şairlik.

İSLAM MİLLETİNİN SESİ

Şair, doğayı, toplumu ve yaşamı dikkatle izleyen bir kişidir öncelikle.

Uyanıktır. Uyarmak istemektedir.

Ağıtçı, sulugözlü değildir. Şimşek gibidir.

Donanımlı ve cesurdur.

Konuşması etkileyici, yumruğu kavidir.

son kitabı ?Korku ve Yakarış?ta yer alan şiirlerinde, daha somut, günceli gözeten, dünyada ve özellikle İslam coğrafyasında olup bitenlere yoğunlaşan bir şair tutumuyla karşımıza çıkar.

?Hayır dokuzyüz

Milyon müslüman
Tarihin hülyalarından vazgeçmiş olabilir AMA
BEN
Elim dizlerime Vur Kalk
Müslümanlar uyanın Eller Dizlere Vur Kalk
Yumruklar dizlere vur vur?
(Korku ve Yakarış, s. 358)

Bu şiirlerden kimileri, hem ritim ve sesleniş, hem de içerik yönünden modern bir koçaklama sayılabilir.. İnanç ve direniş belirgindir çünkü.

Sorgulamalarda bile, bir özgüven ve cesaret havası sezilir.

Ses; gür, erkeksi ve yiğitçedir.

Bireysel sorunlar aşılmış, toplumcu ve kimlik aşılayıcı bir yaklaşım öne çıkmıştır..

Cahit Zarifoğlu?nun kendisi de zaten hem duygulu, hem gizemli, hem de savaşçı bir kişiliğe sahipti..

Cahit Zarifoğlu, yaşadığı yirminci yüzyılın aydınlarında görülenden çok farklı, üst düzey bir aydın sorumluluğu gösterdi.. Şair, dünya, insan ve hayat karşısında kendini görevli bir lider addetmekteydi.

Kulluk görevinin odağında yer alan bir özellikti savaşçılık, onun anlayışında.. Özellikle Rusya?nın işgali sonrasında Afganistan?da boy veren İslam cihadını açıkça ve yüksek sesle desteklerken görüldü bu özelliği. Afganistan?daki savaş ve direniş, birçok şiirde kalkış noktası oldu.

Zarifoğlu?nun şiir ve yazılarında, birey ve toplumları silkelemenin, canlandırmanın, onlara umut ve zindelik aşılamanın öne çıktığı görülmektedir. Dolayısıyla Zarifoğlu?nun poetikasının üzerinde yükseldiği birkaç sütundan biridir, savaşçı liderliktir..

?İslam haritasında bir şair olmak istedim? diyen Cahit Zarifoğlu, Hz.Muhammed?in (s.a.v.) ümmetinin sesi olmayı başarmış şairlerdendir.

Kimi şiirlerini, dua molalarıyla pekiştirmekte, serüveninin sonunda aczini ve bağışlanmasını dilemezden önce, dirimin ve ölümün gerçek sahibine yönelir:

?Allahım
Yol boyunca


Tarih boyunca
Başıboş bırakma bizi?


Mustafa Yürekli - Haber 7

mustafayurekli@gmail.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.