İSO 500 savlarımı destekledi

Reel kesim güven endeksi (RKGE), tüketici kesimi güven endeksi (TGE) ve kapasite kullanım oranı (KKO) Mayıs ayı verilerinin açıklandığı süre içinde kamuoyuna duyurulan 2020 yılı İstanbul Sanayi Odası (İSO) 500 araştırması sonuçları, ekonomideki görünümün normalizasyonu açısından önemli.

Günlerdir rakamlarla ekonomiye dair bir şeyler ifade etmeye çalışıyordum… İmdadıma İSO 500 yetişti… Meğer ki, ekonomi için koparılan fırtınalar, kötü algılar içi boş heyuladan başka bir şey değilmiş.

İSO 500 verileri dahil pandemi öncesi 2019 yılındaki seyrin üzerine çıkan öncü ve makro dataları moral bozucu olarak değil, eksiklikleri görerek moral düzeltici olarak niçin algılamak istemiyoruz, anlamakta zorluk çekiyorum!..

Ancak her şeyden önce risk yönetimini başarıyla uygulayan iş dünyasına takdirlerimi sunuyorum.

***

Çetin salgın ortamında şirketler 2019 yılına göre 2020’de özkaynaklarını, cirolarını, kârlılıklarını, istihdamını artırmışsa hatta 500 şirket içinde 423 şirket yılı kâr ile kapatmışsa – ki bu sayı 2019’da 411 idi- şükretmek lâzım.

İSO 500’de şirketler kârlılıklarını yüzde 55 artırarak 142,8 milyar liraya ulaşmışlar. Yine bakınız geçen yılki pandemi ortamında kârlılık desteğiyle şirketlerin özkaynakları yüzde 23,2 büyümüş. Ciroları da 1 trilyon 22 milyar liradan, 1 trilyon 179 milyar liraya yükselmiş.

İSO 500 araştırmasında finansman giderlerinin yüzde 39,2 arttığından bahsediliyor…

Enflasyon ve faiz elbette finansman maliyetlerini yükseltiyor, bunu tabii ki istemiyoruz. Ancak Ar –Ge, orta – yüksek, ileri teknoloji ve istihdam maliyetlerini finansman giderleri içerisinde görmemek gerekir. Dolayısıyla söz konusu giderleri kanaatimce bir maliyet değil, kazanç olarak algılamak daha doğru olacak!

Mamafih genele bakıldığında pozitif alanın daha geniş olduğu gözlemleniyor.

***

İSO Başkanımız Erdal Bahçıvan da İSO 500 sonuçlarının, ekonominin en güçlü sacayağının sanayi olduğunu gösterdiğini apaçık ifade ediyor zaten.

Zira iş dünyasının “Kâr zamanı değil, ar zamanı” anlayışını terk ettiğini, kârlılık, özkaynak, sermaye yatırımı ve istihdamı büyütme yolundaki seferberliğini birçok sektörde gözlemliyoruz. Yani İSO 500 sonuçları bunu doğruluyor.

Diğer taraftan devlet ekonomiyi ayakta tutmak için destek ve teşviklerini var gücüyle ara vermeden sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle, 14 ayda 661 milyar liralık destek iş dünyasının ve hane halkının ayakta kalabilmesi için harcandı.

Bu kadar faaliyete karşılık geçen yılki yüzde 14,3’lük KDV artış yükünün artması çok görülmemeli, kanaatini taşıyorum.

***

Enflasyon, pandemi ve diğer sebeplerden yatırım iştahı biraz kırılmış olsa da, desteklerin devamıyla yatırım istek ve arzusunun önümüzdeki süreçte artış kaydedeceğine ve Türkiye ekonomisinin yakın gelecekte yine cazibe merkezi oluşturacağına inanıyorum.

Reel kesim güven endeksi (RKGE) verisine müteakip gelen İSO 500 sonuçlarının bu yılki ekonomik aktiviteye yol göstereceğini düşünüyorum. 

İSO 500’de ortaya çıkan yüzde 12,8’lik ihracat gerilemesine karşılık bu yıl ihracat sipariş miktarına yönelik olumluluk göz önüne alındığında gelecek sene İSO 500 mutlaka ihracat adına daha iyimser rakamları açıklayacak. Tahminim öyle!

Çünkü, 2021 Mayıs’ında RKGE’yi aşağı çeken alt kalemlerden sermaye yatırım harcaması, cari toplam sipariş tutarı, gelecek 3 aydaki toplam istihdam ve son 3 aydaki toplam sipariş miktarı, aylık üretim hacmi ile mevcut mamul stokuna dair verilerin geçen yılkinden daha iyi olduğunu görüyorum.

***

İSO 500’den sonra şimdi gelecek hafta Pazartesi günü açıklanacak 2021 Birinci Çeyrek Büyüme oranına odaklanmış durumdayım. Bu data da savlarımı doğrulayacak… Bundan eminim!

İktisadi aktivitenin yoğunluğu sebebiyle ilk çeyrek büyümesi yüzde 5’ten aşağı gelmez, belki de yüzde 6’yı da geçebilir, takiben söyleyeyim.

Diğer yandan yatırım, üretim ve tüketim adına faizlerin durumu ile döviz kurlarındaki dalgalanma bir miktar baskı unsuru olsa da Haziran ile birlikte ekonomideki açılım ve normalleşme alanı genişleyecek ve ikinci çeyreği tamamlayacağız.

İkinci çeyrekte de performans artarak sürecek ve çift haneli büyüme gelecek, desem inanır mısınız bilemem ama baz etkisini devreye alırsak rüzgâr Türk ekonomisinin arkasından esiyor, biline... Dolayısıyla hiç kimsenin endişesi olmasın, çift rakamlı büyüme avucumuzda.

Üçüncü ve dördüncü çeyreklerde çok önemli bir engel olmazsa ki bu dönemler için de yüksek büyümeler bekleniyor yılın tamamını yüzde 6’nın üzerinde kapatırız, diyorum.

Nitekim, işleyen demir pas tutmaz!

analizgazetesi.com.tr / yazının devamı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.