
H. Ali Erdoğan
Dini Kavramların İçini Boşaltma Teşebbüsleri: Kavram, Ritüel Ve İlhad Bağlamında Bir Değerlendirme
Dini Kavramların İçini Boşaltma Teşebbüsleri: Kavram, Ritüel Ve İlhad Bağlamında Bir Değerlendirme
Öz
Her inanç sistemi, varlığını kendine özgü kavramlar ve ritüeller üzerinden sürdürür. Kavramların sözlük anlamları yanında, tarihsel süreçte kazandıkları terim anlamları da dinî hayatın bütünlüğü açısından vazgeçilmezdir. Son dönemlerde, özellikle İslam’ın temel kavramlarının yalnızca lügavî anlamları öne çıkarılarak içlerinin boşaltılmasına yönelik yaklaşımlar dikkat çekmektedir. Bu makalede, kavramların indirgemeci yorumlarla nasıl tahrif edildiği, bunun dinî hayat üzerindeki etkileri ve Kur’an’ın “ilhad” kavramı çerçevesinde değerlendirilmesi ele alınacaktır.
Giriş
Dil, düşüncenin ve inancın taşıyıcısıdır. Kavramlar ise bir inanç sisteminin anlam dünyasını oluşturan temel yapı taşlarıdır. Dini kavramların yalnızca sözlük anlamlarına indirgenmesi, onların tarih boyunca kazandığı derinlik ve bağlamı göz ardı etmek anlamına gelir. Bu indirgeme, hem dinî tecrübenin zenginliğini yok eder hem de inanç dünyasında ciddi boşluklar doğurur.
1. Kavramların Lügavî ve Istılahî Boyutları: Secde Örneği
Her dilde kavramların bir sözlük, bir de terim anlamı vardır. İslam’da ibadetle ilgili kavramlarda bu ayrım özellikle önemlidir. Mesela “secde” kelimesi sözlükte “itaat ve teslimiyet” anlamına gelse de, terim olarak “namazda alnı yere koyma” şeklinde özel bir ibadet biçimini ifade eder. Secdenin yalnızca lügavî anlamıyla sınırlandırılması, onun ibadet boyutunu ve manevî yoğunluğunu yok saymak anlamına gelir.
Nitekim Kur’an’da “Secde et ve yaklaş!” (Alak, 19) buyrulmuş, Hz. Peygamber de, “Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secde halidir” (Müslim, Salât, 215; Nesâî, Daʿavât, 118) diyerek secdenin ibadet boyutuna işaret etmiştir.
2. Şeair: İslam’ın Sembolleri ve Dini Kimlik
Kur’an’da “şeair” kavramı İslam’a özgü sembol ve ritüelleri ifade eder. Bunlar arasında namaz, oruç, hac, kurban, mescid ve ezan gibi ibadetler öne çıkar. Şeair, Müslüman toplumun dinî kimliğini inşa eden ve görünür kılan yapısal unsurlardır.
Kur’an’da bu husus şöyle vurgulanır:
“Kim Allah’a ait nişanelere saygı gösterirse, bu kalplerin takvâsındandır.” (Hac, 32)
Bu bakımdan, ritüellerin ortadan kaldırılması veya anlamlarının boşaltılması, dini hayatın görünür yüzünü ortadan kaldırarak onu soyut bir inanç sistemine indirgeme tehlikesi taşır.
3. Modern Yorumlar ve Kavram Saptırmaları
Son dönemlerde “salat” kavramının yalnızca “dua” ya da “destek olmak” anlamıyla sınırlandırılması, namaz ibadetini gündemden düşürmeye yönelik bir eğilim olarak öne çıkmaktadır. Hakkı Yılmaz’ın Tebyinü’l-Kur’an adlı mealinde bu anlayışa örnek rastlanmaktadır. Benzer şekilde, zekât “temizlik”, oruç “kendini tutmak”, hac ise “tartışmak” gibi lügavî anlamlarıyla ele alınıp ıstılahî boyutları göz ardı edilmektedir.
Bu yaklaşım, ibadetlerin manevî ve pratik yönünü işlevsiz hale getirerek dinin içini boşaltmaktadır. Eskiden “çalışmak da ibadettir” söylemiyle ibadetlerin önemsizleştirilmesi, bugün daha sinsi ve sistematik bir biçimde kavramların lügavî yorumları üzerinden gerçekleştirilmektedir.
4. İlhad: Kavram Tahrifinin Kur’ânî Çerçevesi
Kur’an, dini kavramların anlamını çarpıtma ve hakikati saptırma girişimlerini “ilhad” kavramı ile nitelendirmektedir. İlginçtir ki bu kavram çoğu yerde zulümle birlikte anılır (A‘râf 7/180; Nahl 16/103; Hac 22/25; Fussılet 41/40).
Ahzâb 67-68 ve A‘râf 38. ayetlerde ise, hakikati saptırarak başkalarını da saptıran kimselerin iki kat azapla cezalandırılacağı bildirilmiştir. Bu durum, kavram saptırmalarının bireysel bir hata değil, toplumsal sonuçları ağır bir sapma olduğunu ortaya koymaktadır.
5. Ritüellerin Dini Hayattaki Vazgeçilmezliği
İbadetler, toplumun her kesimi için dinin somut ve görünür boyutunu oluşturur. Havassın kavrayabildiği derin manalar avam için geçerli olmasa da, ritüeller herkesin dine katılımını mümkün kılar. Ritüellerin kaldırılması, dini yalnızca entelektüel bir azınlığın tartışmalarına indirger ve toplumsal düzeyde dini hayatı zayıflatır.
Sonuç
Dini kavramların yalnızca sözlük anlamlarına indirgenerek ıstılahî bağlamlarının göz ardı edilmesi, İslam’ın sembol ve ritüellerini anlamsızlaştırmakta ve dinin içini boşaltmaktadır. Bu tür yaklaşımlar, ya cehalet ve gafletin, ya da bilinçli bir tahrifin ürünüdür. Kur’an’ın “ilhad” kavramı çerçevesinde bu durum, dinî hakikati saptırma ve toplumu ifsat etme girişimi olarak değerlendirilmektedir.
Dolayısıyla kavramları korumak, dini ve imanı korumanın bir gereğidir. Müslüman toplumların, kavram ve ritüellerine sahip çıkması, dini kimliğin devamı için hayati öneme sahiptir.
H. Ali Erdoğan
Kaynakça
1. Kur’an-ı Kerim (Alak 19; Hac 32; Bakara 158; A‘râf 38; Ahzâb 67-68; A‘râf 7/180; Nahl 16/103; Hac 22/25; Fussılet 41/40).
2. Müslim, Ṣalât, 215; Nesâî, Daʿavât, 118; Ebû Dâvûd, Nikâḥ, 40.
3. Yılmaz, Hakkı. Tebyinü’l-Kur’an Meali.
4. TDV İslam Ansiklopedisi, “İlhad” maddesi.
İslâm Fıkh'ında Ma'ruf (Örf ve Adet )
20 Ağustos 2025 Çarşamba 19:36Sahi̇h Hadi̇s Ne Demekti̇r? Di̇nde Beli̇rleyi̇ci̇ Bi̇r Rolü Var Midir
28 Temmuz 2025 Pazartesi 09:50Ziya Hoca Beni Akif’le Tanıştırıp Safahat’la Buluşturdu
26 Şubat 2025 Çarşamba 20:17




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.