Mustafa Yürekli

Mustafa Yürekli

Yüzlerce şehir sesleniyor birbirine..

Yüzlerce şehir sesleniyor birbirine..



Bayram sabahlarında sadece Süleymaniye değil, her cami tarih oluyor...

Her bayram namazında, daha camiye girerken, Yahya Kemal Bayatlı?nın ?Süleymaniye?de Bayram Sabahı? şiiri mutlaka aklıma gelir.. Bu şiiri, caminin avlusuna ilk adımı atınca hatırlarım. Cami, cemaat, iman, ibadet ve cihat kavramları başta olmak üzere millet, medeniyet, din, vatan, devlet ve tarih gibi pek çok kavram hakkında düşünmeden edemem.

Bayram sabahlarında sadece Süleymaniye değil, her cami, tarih oluyor gibi gelir bana. Bulunduğum camide, dirilerle ölülerin birbirlerine karıştıklarını, bütün Müslüman ruhların toplandığını duyumsarım adeta. Bayram namazlarında, Hz. Peygamber?i (s.a.v.) ve pek çok tarihe mal olmuş Müslüman devlet adamını ve başlangıcından beri Muhammet ümmetini bir bütün olarak kavrama fırsatı yakaladığımı düşünürüm: ?Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir, / Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir. / Bir geliş var!.. Ne mübarek, ne garib alem bu!../ Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu... (?) Bu sukünette karıştıkca karanlıkla ışık / Yürüyor, durmadan, insan ve hayalet karışık; / Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya, / Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya. / Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor, / Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor.?

Camiler, Müslüman milletimizin nabzının en iyi dinlenebildiği yerler değil midir? Milletimizin kalp atışlarını Süleymaniye?den dinlemek.. Osmanlı?nın başkenti İstanbul?da, kudretli İslam halifesi Kanuni Sultan Süleyman?ın yaptırdığı Süleymaniye Camii?nde durup cemaate bakmak ve o insanlarda zaferden zafere koşan milleti görmek, bugünün birkaç dakikasında bütün bir tarihi, cemaatten bir kişide bütün bir Muhammet ümmetini, milletimizi görmek ve milli ruhla dolmak..

Camiler için ?uhrevi bir kapı? diyen Yahya Kemal, topraktan semaya, bugünden maziye ve geleceğe, kulluktan ilahi rahmete açılan kapıyı bize gösteriyor: ?Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı / Adamış sevdiği Allah'ına bir böyle yapı. / En güzel mabedi olsun diye en son dinin / Budur öz şekli hayal ettiği mimarının. / Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi, / Seçmiş İstanbul'un ufkunda bu kudsi tepeyi; / Taşımış harcını gazileri, serdarıyle, / Taşı yenmiş nice bin işcisi, mimarıyle. / Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne, / Uhrevi bir kapı açmiş buradan gökyüzüne, / Taa ki geçsin ezeli rahmete ruh orduları..?

Süleymaniye, büyük milletimize ayna olup milli ruhu, berrak şuurumuzu, sarsılmaz irademizi, ahlakımızı, hukukumuzu, devletimizi ve medeniyetimizi gösteriyor o anda. Yahya Kemal, milli varlığımızı çok güzel tasvir ediyor bu şiirde. Önce dıştan içe yoğunlaşıyor, dış görünüşümüzü resmediyor: ?Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını / Görüyor varlığının bir yere toplandığını; / Büyük Allah'ı anarken bir ağızdan herkes / Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses; / Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi, / Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi!?

Daha sonra da şair içten dışa yoğunlaşıyor, milli ruhu, milli karakterimizi resmediyor. Toplumların kafa taslarıyla tanımlandığı bir dünyada ve çağda, ülkemizde ırkçılığın resmi ideoloji haline geldiği bir dönemde, Yahya Kemal millet evladının nurlu yüzünde topluyor bütün dikkatleri: ?Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli, / Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli; / Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz / Her zaman varlığımız, hem kanımız hem etimiz; / Vatanın hem yaşıyan varisi hem sahibi o, / Görünür halka bu günlerde teselli gibi o, / Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde, / Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde.?

Türkiye?yi yıllardır dolaşıyorum. Her şehrinde camiye gidip cemaate karışıyorum ve yüzleri tarıyorum. Mekke?de Kabe?yi tavaf edenlerin yüzlerine de bakmıştım. Medine?de Ramazan ayında dünyanın dört bir tarafından gelip Mescid-i Nebevi?yi dolduran Müslümanların yüzlerine de sevgiyle ve hayranlıkla bakmıştım.. Her baktığım Müslüman yüzünün ?yiğit yüzlerinin en güzeli? olduğunu gördüm. Allah?a kulluk gibi ?Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli? dedim, her defasında. Büyük cihatta oldukları belli, Müslüman yüzler. Ülkelerini, şehirlerini temsilen orada bulunan yiğitlerin mübarek yüzlerine bakarak tekbir getirmişimidir, salavat getirmişimdir, hamd etmişimdir.

Yahya Kemal, ?Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine.? dizesiyle, şehirlerin tekbirlerle, zafer toplarının sesleriyle, belki ağıtlarla, feryatlarla birbirlerine seslenişini yaşatıyor, sonsuza dek..

Artık her bayram sabahı, İslam coğrafyasını oluşturan şehirlerin bir birine seslenişini dinleyebiliriz.. Şehirler birbirlerine tarihlerini anlattıkları kadar, günümüzde içinde bulundukları durumları da anlatabilirler her bayram sabahı. Mekke?nin Medine?den başlayarak Kudüs?le, İstanbul?la, Şam?la, Bağdat?la, Kahire?yle, Tahran?la, İslamabad?la bayramlaşmasını, Müslüman şehirlerin birbirleriyle bayramlaşmalarını, dertleşmelerini, sohbetlerini dinleyebiliyoruz artık.

Camiler, Allah?ın evleri oldukları için, yüce doruklardır, birlik noktasıdır. Camiler, tarihi akışın denetlendiği ve milletin nabzının ölçüldüğü yerdir. Camiler, vahdet okullarıdır: ?Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine. / Çok sükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine / Yaşıyanlarla beraber bulunan ervahı. / Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.?

?Süleymaniye?de Bayram Sabahı?nı kelime kelime ele alıp, şiirin her dizesinde düşünce ufuklarını tarasak yeridir. Yahya Kemal Bayatlı, bu şiiriyle, Müslüman zihinlere, zamanı ve mekanı bir bohça gibi derleyip toplayarak hayatı ölüm ötesine ayarlayışı, cüzi iradelerin külli iradeye teslim oluşuyla nasıl güç kazandığını ve tarih yürüyüşümüzün devam ettiğini yeniden düşünme fırsatı veriyor.

Her bayram namazında, camide, Yahya Kemal Bayatlı?nın ?Süleymaniye?de Bayram Sabahı? şiirini bir kez daha düşünüyorum. Cemaate bakıp ?yiğit yüzlerinin en güzeli?ni fark edip seyretmenin zevkini yaşıyorum. İslam coğrafyası gözümün önüne seriliyor, şehirlerin birbirlerine seslenişlerini, konuşmalarını dinliyorum. Millet, vatan, medeniyet ve devlet arasındaki bağları keşfetmenin aydınlığı kaplıyor zihnimi.. Tarih yürüyüşünü daha iyi kavrıyor, milletimizin kıyamete dek sürecek yolculuğuna katılmanın huzurunu ve haklı gururunu yaşıyorum.

Yeniden inşa etmeye başladığımız medeniyetimizin mimarlarına, mühendislerine, kalfalarına ve işçilerine minnettarlık duyuyorum.

Başta Yahya Kemal olmak üzere Mehmet Akif?e ve Necip Fazıl Kısakürek?e Fatiha Sures?ni okuyup, dua ediyorum her bayram sabahı.

Van depremi nedeniyle buruk idrak ettiğimiz Kurban Bayramı?nı kutluyor, milletimize ve İslam alemine hayır getirmesini diliyorum.

Mustafa Yürekli / Haber 7
mustafayurekli@gmail.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Yürekli Arşivi