Gerçek olan şu; geçinmek zorlaşıyor!

Küresel ekonomiyi çok yakından ilgilendiren birbirine geçmiş iki ana konu var… Biri aşı, diğeri yükselen gıda ve emtia fiyatları.

Türkiye ise aşıda dünyaya göre biraz daha aktif. Ancak kartopu gibi giderek büyüyen ve yakın gelecekte “nasıl bir istikrarsızlık” getireceği bugünden belli olmayan gıda fiyatları, manşet enflasyonu tek başına sürüklüyor.

Diğer taraftan bugün itibariyle dünya genelinde 110 milyona yakın kişi aşılandı ama küresel bakıldığında ekonomilerde aman aman bir düzelme gözlenmiyor.

Koronavirüs salgını ve global kuraklığın gıda fiyatlarını yükselttiği tartışma götürmez. Fakat aşılama sürecinin ivme kazanması ve yaygınlaşmasının, gıdada üretim artışı ve fiyatlarda gerileme getirmesi beklenirken tam tersi fiyatların yükseliyor olması pek hayra alâmet değil.

***

Para ve sermaye piyasalarında olduğu gibi reel sektörlerde de acaba “aşı”ya karşı güvensizlik, şüphe ve endişeler devam mı ediyor ki, emtia ile birlikte gıda fiyatları artışta sınır tanımıyor?

Önce Çin ve Rusya’nın ürettiği aşılara temkinli bakılması, ardından Amerikan Alman ortak yapımı Pfizer / BioNTech aşısının yanı sıra ABD’li ilaç şirketi Moderna’nın aşısına korumada yetersizlik, fiyat, tedarik ve stoklama sebebiyle çekinceli yaklaşılması yine çok övülen İngiliz – İsveç ortaklığında üretilen AstraZeneca aşısına İsviçre tarafından onay verilmemesi, zaten iyi olmayan ekonomilerde moralleri mi bozdu, tam anlamıyla bu sorulara cevap bulamıyoruz.

Şimdi AstraZeneca ile Pfizer bu zamana kadar üzerinde oluşan toplumsal baskıdan kurtulmak için aşılarını bir araya getirip yeni bir deney çalışmasına başladı. 820 kişi üzerinde 4 – 12 hafta arasında iki doz olarak hem AstraZeneca hem de Pfizer aşısı uygulanacak. Aşı başarılı olsa bile üretimi, dağıtımı ve uygulanmasıyla ilgili sürecin en az bir yıl olduğu söyleniyor.

***

Gelelim ikinci ana konuya…

Özellikle 8 aydır soluksuz yükselen küresel gıda fiyatları endeksi Ocak 2021’de yüzde 4,3 artışla 113,3 puana yükseldi ve son 6 yılın zirvesine çıktı. Dünya Gıda Örgütü (FAO) gıda fiyatları endeksinde ölçülen bu durum Temmuz 2014’ten bu yana en yüksek değer.

Aylık dünya şeker fiyat endeksi yüzde 8,1, tahıl endeksi yüzde 7,1, bitkisel yağ fiyat endeksi de yüzde 5,8, dünya süt fiyatları endeksi yüzde 1,6 ve dünya et fiyat endeksi yüzde 1 arttı.

Özellikle küresel tahıl stoklarının yüzde 2,2 düşüşle 801 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Gerçekleşmesi durumunda bu, 5 yılın en düşük seviyesi demek.

Tabii sebepler çok…

Virüs ve kuraklık nedeniyle Çin’in yüksek ithalatı, ABD’de beklenti dışı düşük üretim, küresel arz sıkıntılarıyla birlikte küresel talepte artış ve Rusya’nın tahıl ihracatını yükseltmesi…  Endonezya ve Malezya’daki aşırı yağış, göçmen iş gücündeki kayıplar sebebiyle düşük palm yağı üretimi, Arjantin’de grevler sebebiyle soya yağı ihracatının azalması… Şekerde yükselen küresel ithalat talebi, Avrupa Birliği, Rusya ve Tayland’da kötüleşen mahsul beklentileri, Güney Amerika’da iklim şartları, yükselen petrol fiyatları sebebiyle Brezilya’da fiyatların artması… Asya ve Afrika’dan gelen yüksek taleple pirinç fiyatlarındaki artış… Çin’in süt iştahı ve dünya genelinde görülen kuş gribinin et fiyatlarını yükseltmesi…

***

Tamam bunları anladık da, gıdada rahatlıkla kendine yetebilen Türkiye’de fiyatlar niçin artıyor? Yurt dışından muz ve viskiden başka ürün mü alıyoruz? Üreten biziz, tüketen biz. Karışan yok, görüşen yok…

İyi de gıda fiyatları niye yüksek?

2021’in Ocak enflasyonu henüz yeni açıklandı. Veriler taze… Ocak ayı karşılaştırmalarında nüans farkları olabilir. Onun için 2020 Aralık itibariyle ortaya çıkan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre bir değerlendirme yapalım, derim…

Uçuklarını, kaçıklarını, gayri resmilerini bir kenara bırakıp resmi rakamları yazıyorum…

Bakınız, Aralık 2020 tüketici yani manşet enflasyon yüzde 14,60. Gıda grubu enflasyonu yüzde 20. Manşet enflasyon ile gıda enflasyonu arasındaki fark 6 puana yaklaşıyor.

İnsanların en fazla tükettiği taze sebze ve meyvede fiyat artışı bir yılda yüzde 34’ü bulmuş. Genel mutfak giderlerinin ortalaması da yüzde 50’nin üzerinde.

Geçen yıla göre fiyatlar; karnabaharda yüzde 100, ıspanakta yüzde 83, yumurta ve portakalda yüzde 67, mercimek ve kırmızı lahanada yüzde 59, ayçiçek yağında yüzde 54, pırasa ve mısırözü yağında yüzde 53, margarinde yüzde 51 artmış… Dahası da var, ancak yazacak yer yok.

Anlayacağınız, vatandaşın geçimi giderek zorlaşıyor!

analizgazetesi.com.tr / yazının devamı..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.