İrtica ile mücadele adı altında dindarları ezdikleri günler geride kaldı. Vakıf, dernek, cemaatlere operasyon yapacakbatı çalışma gruplarıyok.

Üniversitelerde, kızların başlarını açtırdıkları, ikna odaları kaldırıldı, sokaklarda sarıklı, cüppeli insan avına çıkamıyorlar, AK Parti hükümeti ile değişim devam ediyor.

Kamu kurumlarından askeri birliklere kadar, analarının tesettürle giremedikleri yerlere, kızlarımız tesettürlü bir şekilde atamaları yapılıyor. Asker, polis, devlet memuru olabiliyorlar, kışlalarda öze dönüş başladı, asker, polis, sivil birlikte saf tutuyor, namaz kılabiliyorlar.

Oturdukları makamlar, ellerindeki imkânların bir kısmını kaybettiler ama mücadele etmekten vazgeçmediler, çünkü Müslümanlara karşı kin ve öfkeleri devam ediyor.

Yeni senaryo sahnede bizi kendi içimizde birbirimize düşürmek, açıktan bir şey yapamadıkları için aba altından sopa gösteriyorlar!

15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası İslami kurumlardan ve faaliyetlerinden soğutmak için ellerinden geleni yapıyor,bu gün onlara, yarın size diyerek korkutmaya, sindirmeye,Mezhep ayrılıklarına vurgu yaparak Sufi-Selefi çatışması çıkarmaya çalışıyorlar.

Yurt dışı bağlantılı örgüt senaryolarıartık tutmuyor, bu yüzden yerli ve samimi hocaları hedef gösteriyorlar, ortada silah yok, bıçak yok, saldırı yok, ellerinde kalan tek malzeme hocaların sohbetleri, kesip-biçiyor, ekranlardan saldırmaya devam ediyorlar.

Herhangi bir derneğe, vakıfa, cemaate üye yada kurucu olan milletvekilleri, bakanları,bürokratları akıllarınca deşifre ediyor, bu kurumlardan uzaklaştırmaya, yapılan yardımları engellemeye çalışıyorlar…

Mademki din ve dindarlar üzerinden yine, yeni bir operasyon gerçekleşiyor, hep birlikte teyakkuza geçmeli ve bunlara fırsat vermemeli, özellikle Cumhurbaşkanımız bu konuda temkinli, çok daha dikkatli olmalıdır.

Malumunuz, içimize karışan münafıkların sayıları her geçen gün artıyor, bu yüzden siyasi iradenin, hocalardan önce AK Parti içerisinde bir temizliğe gitmesinde fayda var.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti üzerinden prim yapmaya çalışan, bizim kavramlarımızla konuştuğu halde hayatında hiçbir ibadete yer vermeyen sözde İslamcılara, AK Parti içerisinde çöreklenmiş, dini siyasete alet edenlere fırsat verilmemeli, güncelleme hocalarla sınırlı kalmamalı, ilahiyatçı, sanatçı, siyasetçi, işadamı, bürokrat tüm kamu kurum çalışanları güncellenmeli, topyekûn bir temizlik yapılmalıdır.

Sayın Cumhurbaşkanımız ve Diyanet İşleri Başkanlığı çok iyi bilirler, Hz. Muhammed hiçbir okuldan mezun değildir, dolayısıyla sorunun da ve çözümün de diploma olmadığı ortadadır.

Medreselerdeyetişmiş çok muhterem hocalarımız var, basit dil sürçmeleri veya isabetsiz bazı yorumlarından dolayı harcanmamalıdır, bu sorunlar Diyanetİşleri Başkanı’nın, tarikat, cemaat ve kanaat önderlerinin bir araya gelip istişare etmesiyle ile çözülebilecek sorunlardır.

Kendilerini bu ülkenin asıl sahibi olarak gören bir avuç mutlu azınlık(derin yapı), bu ülkede dindar gazeteci, yazar, asker, polis, akademisyen, bürokrat istemiyor fakat ellerinden bir şey gelmediği, eski imkânları olmadığı için kendilerini olduklarından daha güçlü göstermeye ve gözdağı vermeye devam ediyorlar.

Tekrar hatırlamakta yarar var, din düşmanı, fitne odakları Müslümanları kendi içlerinde birbirlerine karşı tahrik ediyor, kışkırtıyor ve çatıştırmak istiyorlar, bu tuzağa düşmemeliyiz.

Onlar aradan sıyrılmak, gücü tekrar ellerine geçirmek ve Müslümanları ezmek istiyorlar.

Mazlum coğrafyaların umudu olan Türkiye Müslümanları olarak hatalarımıza değil ama kardeşliğimize sahip çıkmak zorundayız, ümmetin geleceği için dayanışma içerisinde olmalı, hepimiz üzerimize düşen sorumlulukla hareket etmeliyiz.