Songül Kundakçı Cansız

Songül Kundakçı Cansız

Hasan Kurtulduuu!

Hasan Kurtulduuu!

Bugün bir televizyon haberinde bir buçuk yıldır sokakta yaşayan, sosyal medyada gündem olan bir genci, evsiz Hasan’ı seyrettim.

Gözlerim bulut bulut, yüzüm allak bullak, seyrettim. Yüreğim yangın yerine döndü, Hasan’ın kimsesizliğine, evsizliğine ağladım.

Hasan, videoyu çekene o çok güzel Türkçesiyle, naifliği ve utangaç tavırlarıyla halini arz ediyor, şikâyetsiz.

Babaannesini kaybettikten sonra sokakta yaşamak zorunda kaldığını anlatıyor Hasan Ankara kışının ayazında ama haline yine de şükrediyor.

Ankara’da mendil satarak hayatını kazanmaya çalışan, metroda karton üstünde yatıp havalandırmadan gelen sıcaklığa sığınan, haftada bir kez kalabildiğini söylediği otelde sıcak bir battaniye ve yorgana kavuşmanın mutluluğunu yaşayıp şükrediyor Hasan!

Tevekkül içinde, Allah beni sınıyor, taşıyamayacağım yük vermiyor diyen isyansız Hasan!

Benim de bir gün hayatım değişecek, umudum var, diyen yalnızlıkta açan narin bir çiçek Hasan!

Haberi seyrettikten sonra yatağa uzandım ama yatamadım, kalktım hemen. Yatmaya utandım sanki. Bak Hasan haftada bir görüyor o yatağı diye hayıflandım kendi kendime. Kâğıt- kalemi aldım elime, bir daha seyrettim. Sokakta yaşamak zorunda kalan insanlara duyarsızlığımıza bu yazıyı yazdım, ağladım.

Seyretmediyseniz evsiz ve isyansız Hasan’ı seyredin derim. Bu haber doğru mu? Yoksa kurmaca mı? Bilemem ama ne önemi var, Hasan gibi sokakta binlerce evladımız var.

Dün seyrettiğim bir programda bu sömestr tatilinde Dubai’ye, Paris’e giden insanların sayısının çokluğundan bahsedilmesini şaşkınlıkla dinledim. Vay anam vay! Allah daha çok arttırsın.

Bu haber bana Şeyhi’nin Harname adlı eserindeki besili öküzleri görüp de “Bunların başlarına tâc neden/ Bize fakr ü ihtiyâc neden” diyen zavallı isyankâr eşeği hatırlattı. 15. yüzyıldan beri bizim cephede değişen bir şey yok demek ki! Vay ki vay!

Hadis-i şerifte “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” diye buyurulmadı mı? Bu ülkede eminim bu sözü bilmeyen yoktur. Koca Karı ile Hz. Ömer’in hikâyesini de duymayan yoktur.

Bu ülkede mütevazı insanlar, evinde pişen yemeği kokusu gitmiştir diye komşuya vermeden yemeyen analar vardı bir zamanlar.

Biz böyle değildik!

Ne zenginliğinize ne de gezmenize karşıyım ben.

İnanmayacaksınız belki hiç böyle şeylerde gözüm de yok.

Kızgınlığım lükse, israfa, şatafata, görgüsüzlüğe, vurdumduymazlığa. Ha bire dünya malı yükleniyor, yükünüzü tutuyorsunuz lakin uhrevî âlemde onlar sırtınıza yük olacak.

Evsiz Hasan bile imtihandayım derken, size, bize imtihan yok mu?

Ey yöneticiler! Siz o makam koltuklarına rehavete kapılıp yayılın diye değil sorunlara çare bulun diye getirildiniz. Kimsesize, evsize, garibana gece olunca yatacağı, acıkınca karnını doyurabileceği mekânlar yapamaz mısınız?

Unutmayın, İM- Tİ- HAN- DA- YIZ!

Üzüntümü gören eşim internetten araştırıp üzülme, Hasan kurtuldu. Hasan’a devlet sahip çıktı; Ankara Valiliği Hasan’ın ihtiyaçlarının giderildiğini duyurmuş, dedi.

Sevindim elbette, “Hasan kurtulduuu!” diye bağırmak istedim. Sesim sokaklarda dalga dalga yankılansın, herkes duysun, bu gece kimse yatağa girmesin evsizlere çare bulmadan, Hasanları yatırmadan. Sadece istedim.

Hasan kurtulduuu!

Ya diğer Hasanlar?

Bugün Hasan’a yarın sana, ha Hasan’a ha sana!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum